Kumsaldan şortlarla gözaltına alındılar, örgüt üyeliğinden tutuklandılar!

Mersin'de bir deniz kıyısı kampına düzenlenen baskında gözaltına alınan 39 kişiden 18'i DHKP-C üyesi oldukları iddiasıyla mahkemeye sevk edilmişti. Zanlılar mahkemede "Şortlarla gözaltına alındık. Kamp yeri deniz kenarında, her gün insanlar denize giriyor, burada nasıl örgütsel eğitim verilebilir?" diyerek kendilerine savundu. Mahkeme 10 kişiyi tutukladı.

Mersin’in Akdeniz İlçesi'ndeki Adanalıoğlu Mahallesi’nde yapılan yaz kampı, DHKP-C’nin örgütsel faaliyeti olduğu iddiasıyla basıldı. Şortlarla mahkemeye çıkarılan 18 kişiden 10’u tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, kampta, türbeyi ziyaret edip denize girdiklerini, yanlarında çocukların da bulunduğunu anlatan zanlılar, “Huzurda görüldüğü üzere şortlarla gözaltına alındık. Kamp yeri deniz kenarında, her gün insanlar denizde zaman geçirmektedirler. Burada nasıl örgütsel eğitim verilebilir, bilemiyoruz” diyerek kendilerini savundu. Çadırlarda uyurken gözaltına alındıklarını belirten zanlılar, “Kafamızı kumlara sokup, döverek Emniyet’e götürüldük" dediler.

ŞEYH İBRAHİM HEKİM TÜRBESİNİ ZİYARET EDİP DENİZE GİRDİLER

Mersin 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Seval Arıcı, Arap Alevisi olduğunu ve inancı gereği kamp alanı içindeki Şeyh İbrahim Hekim Türbesi’ni ziyaret ettiğini söyledi. Yanında, küçük çocukları bulunan İskenderunlu bir tanıdığını da getirdiğini anlatan Arıcı şu savunmayı yaptı: “Çoluk çocuğun olduğu yerde örgütsel faaliyet olmaz. Anneler ve yaşlılar da vardı. Ben ailemi de çağırdım. Maksadım ailecek piknik yapmaktı. Hatay’dan yöresel yiyecekler getirdim. Biz o sırada türbeyi ziyaret ediyor, denize giriyor, yemekler yiyorduk. Sabah erken saatte silahlarla uyandırıldık. Çocuklar ve yaşlılar koktu. Ne olduğunu anlamadık.”

Kafalarının kumlara sokulduğunu ve bazı arkadaşlarının ağzına kum doldurulduğunu anlatan Arıcı, “Yumruk ve coplarla saldırdılar. Gözaltı süresince işkenceye maruz kaldık” dedi. Arıcı, kampta sinyal kesici cihaz görmediğini de ifade etti.

"SAÇIMDAN SÜRÜKLENEREK HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜM"

Rojda Altınkılıç ise tatil amacıyla kampa geldiğini belirterek, “Huzurda görüldüğü üzere şortlarla gözaltına alındık. Kamp yeri deniz kenarında, her gün insanlar saatlerce denizde kalıyorlar. Denizde ya da ziyarette zaman geçiriyorlar. Burada nasıl örgütsel eğitim verilebilir, bilemiyorum” diye konuştu. Saçından sürüklenerek hastaneye götürüldüğünü, beş saat boyunca elleri kelepçeli halde otobüste bekletildiklerini belirten Altınkılıç, “Çadırlara uzun namlulu silahlar dayanarak alındık. Sürekli bizi dövdüler. Erkek polislerden birisi başımı bacakları arasına alıp bastırarak taciz etti” iddiasında bulundu.

Nurhan Yılmaz, “Denize girmenin dışında başka bir eylem yapmadık” dedi. Naciye Yavuz ise şunları söyledi: “Öğlen saatleri hariç tüm gün denizde oturuyorduk ve yemek molaları dışında bir şey yapmıyorduk. Biz dışarıdan içi görülebilen çadırların içinde, kum üzerine çarşaf sererek dinleniyorduk. Bu ortamda örgütten bahsetmek mümkün değildir. Yanımızda küçük çocuklar, anneler ve yaşlılar varken, üzerimize silahlar dayandı, yere yatırdılar, kafamızı kumlara bastırdılar, üzerimize kum attılar.”

10 KİŞİ TUTUKLANDI

Karip Polat, “Ben yüzme bilmiyordum. Bu yüzden arkadaştan rica ederek yüzme öğreniyordum” dedi. ”Karip-Gerilla” başlıklı yazıdan haberdar olmadığını ifade eden Polat, polis tarafından dövüldüğünü söyledi ve ekledi: “Sorgumuz bittikten sonra polisler belki de yine tutup bizi dövecekler.”

Hüseyin Kütük ise şiddetten dolayı kolunda çatlak olduğunu ifade etti.

Gözaltına alınanlardan 8 kişi adli kontrolle serbest bırakılırken, 10 kişi ise “yasadışı örgüt üyeliği ve polise direnme” suçundan tutuklanarak cezaevinde gönderildi.