soL "Ne yapabilirim" sorusuna verilebilecek yanıtlardan biri

soL, etrafına, ülkemize, dünyaya bakıp "Ben ne yapabilirim" sorusunu soran okurlarımıza, birşeyler yapabilmeleri için olanak sağlıyor. soL'un okurlarıyla birlikte yapabileceği çok şey var.

Son haftaları eylemlerle geçiren üniversite öğrencileri, üniversitelerini AKP'nin ve dolayısıyla gericiliğin ve piyasacılığın baskısından kurtarmanın yollarını tartışırken soL da üniversitelerde son birkaç yıldır devam eden AKP operasyonlarının nasıl yürütüldüğünü ele aldı. Bir dosya olarak tasarlanan ve bizzat bu üniversitelerin bileşenleri tarafından kaleme alınmış yazılardan oluşan bu dizi ile soL da, yürütülmekte olan tartışmalara kendi cephesinden katkı koydu. Bu tür dosyaları toplumsal kesimlerin belleklerinin oluşması anlamında da önemsiyoruz.

Şimdi soL, Türkiye'nin seçime doğru gittiği bir süreçte, toplumun farklı kesimlerinin ve çeşitli yerelliklerde yaşayanların "rahatsızlıklarını" daha fazla yansıtmanın yollarını arıyor. Okurlarımızın ya da onların çevresindeki insanların gözlemledikleri ya da maruz kaldıkları haksızlıklar, hukuksuzluklar karşısında sordukları "ne yapabiliriz" sorusunun yanıtlarından birini soL verebilir. soL bu sesleri daha fazla duymanın ve duyurmanın yollarını tartışıyor. Okurlarımızı da bu arayışa önerileriyle katkı koymaya çağırıyoruz. Toplumda bir "uğultu" halinde duyulan, ancak "ses"e dönüşemeyen
rahatsızlıkları soL'a iletmek konusunda daha duyarlı olunması bir başlangıç olabilir. Ancak sesimizi hep birlikte daha fazla duyurmanın, soL aracılığıyla duyurmanın yollarını aramaya devam etmeliyiz.

soL geçtiğimiz hafta bu seslerden bazılarına daha fazla kulak vermeye çalıştı. Türkiye'nin eşsiz zenginliklerinden Patara'yı yağmalama girişimleri bunlardan biriydi. İçimizi parçalayan bu "kıyıcılık" ne yazık ki çok yaygın. Yazarımız Mehmet Yavuzkan, Bursa'da bizzat valilik eliyle yürütülen bir başka yağma operasyonunu gündeme getirdi. Yine hastanelerde, okullarda yaşanan skandallar karşısında sessiz kalmayan okurlarımız gördüklerini bize aktardılar. Bu konuda okuyucularımızdan beklentimiz, bizzat karşılaştıkları ya da bir şekilde haberdar oldukları bu tür olayları soL'a iletirken olayın ne zaman, nerede gerçekleştiği, faili ve mağduru konusunda ellerindeki tüm ayrıntıları bizimle paylaşmaları olacaktır.

Bir süredir bazı okuyucularımız birer "soL muhabiri" gibi çalışıyorlar. Bu noktaya değinmişken onlara teşekkür etmemiz gerekiyor. Bu okurlarımız karşılaştıkları sorunları ya da haksızlıkları bize iletmekle de kalmadılar, başlığıyla spotuyla bir haber halinde kaleme alarak ilettiler. Örneğin, "Televizyonda eşcinselliği tartışmaya ceza" başlıklı haberimiz bir soL okuru tarafından kaleme alınarak bize iletildi. Kendisine ve kendisi gibi haberlerini bizimle paylaşan okuyucularımıza teşekkür ediyoruz.

Okurlarımızdan bu hafta haklı ya da haksız eleştiriler aldık. Bunların hepsi bizim açımızdan değerliydi. Bir okurumuz "Rektörden öğrencilere: Slogan atarsanız hepinizi okuldan atarım"başlıklı haberimizde rektörün tehdit ettiği öğrencilerin Türkiye Gençlik Birliği üyesi olduğuna yer vermemiş olmamızı haklı olarak eleştirdi. soL, bu tür haberlerde kimseyi sansürlemek niyetinde değildir. Okuyucumuzun bu uyarısı bize bu konuda daha dikkatli olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Öte yandan bazı haksız eleştiriler aldığımızı da belirtmek zorundayız. Bir başka okurumuz , "Mesele Kürtçe şarkı değil magandalaşma" başlıklı haberimizi "Kürt milliyetçiliğinin sırtını sıvazlamak için yapmadığımızı umduğunu" belirtmiş. soL'u okuyanlar bu eleştirinin haksızlığını bizim söylemimize gerek kalmadan teslim edeceklerdir. soL "ak'a ak, kara'ya kara" demekten imtina etmez. Bu tür bir eleştirinin nedeni ana akım medyanın "düşmanlaştırıcı" haber dili olabilir. Yaşadığımız ülkedeki gerginlikler olabilir. Ancak soL'un varlık nedenlerinden biri de üzerimizdeki bu tür baskılardan sıyrılarak, şovenizme ve gericiliğe teslim olmadan yaşananlara bakabilmek değil mi?

Son olarak daha önceki yazılarımızda yaptığımız gibi, gördükleri haberleri hemen bizimle paylaşan, mesajlarıyla haberlerde yaptığımız hatalar konusunda bizi uyaran okuyucularımıza teşekkür etmek istiyoruz. Onlar tam anlamıyla farkına varmasalar da soL'un mutfağında birlikte çalışıyoruz.

(soL)