Marmaray skandalında yandaşlara dört cümle yetti

Marmaray'da su sızıntısı medyanın gündeminde geniş yer tuttu. Birçok gazete ve haber sitesi görüntüleri sayfalarına taşıdı. Haber etiğine sadık kalan kimi siteler haberin kaynağı belirtilirken, yaygın medya genellikle sızıntı videosundan “internette yayılan görüntü” diye söz etti.

(soL - Haber Merkezi) soL portalda yayınlanan Marmaray'da su sızıntısı görüntüleri hızlı bir biçimde yayıldı. Yandaş basınsa skandalı aklama çabasına girerek görüntüleri görmezden geldi, TCDD’nin dört cümlelik açıklaması ile yetindi.

Bir tek yandaşlar tatmin oldu
soL portalın görüntüleri yayınlamasının ardından sosyal medyada da tartışma konusu olan görüntülerle ilgili akşam saatlerinde TCDD Basın Müşavirliği bir açıklama yaptı. İlk açıklamada su sızdırma iddialarının doğru olmadığı, Marmaray'da iddia edildiği gibi “13'üncü segment” diye bir segmentin olmadığı söyleniyordu yalnızca. Açıklama Anadolu Ajansı tarafından da anında duyuruldu.

soL'un da yer verdiği bu açıklama özellikle yandaş medyayı çok sevindirdi. İktidara yakın bazı haber siteleri, ajanslar ve gazeteler, tatmin edici olmaktan çok uzak, hiçbir araştırmaya dayanmayan bu açıklamadan fazlasıyla tatmin oldu.

Bazıları “Marmaray'da su sızıntısı iddiası hakkında açıklama” gibi düz başlıklarla, su sızıntısı iddiasının ne olduğuyla ilgili tek söz etmeden TCDD'nin açıklamasını haberleştirirken, Haber 7 gibi bazı siteler “Marmaray'da 'su sızıntısı' yalanı” gibi açıkça itham eden ifadeler kullanmayı seçti.

Sızıntıyı kabul ettiler
Ancak TCDD ilk açıklamasından birkaç saat sonra bir başka açıklama daha yaparak, sızıntıyı kabul etti. Yine yalnızca birkaç cümleden oluşan ikinci açıklamada, bu kez sızıntının Marmaray'ın Boğaz altındaki batırma tüp elemanlarında değil, Sirkeci istasyonu tünellerinin yapımı sırasında gerçekleştiği söyleniyordu. Yani TCDD yönetimi, ilk açıklamasını düzeltiyor, ancak yine birçok soruyu yanıtsız bırakıyordu.

Bu durum, yandaş basının tavrını değiştirmedi. Bazı gazete ve haber siteleri ikinci açıklamayı haberleştirmeye dahi gerek görmezken, diğerleri “iddialar yalan” tonlamasını sürdürdü. Görüntülerin gündeme getirdiği vahim iddiayı araştırmak şöyle dursun, hiçbiri TCDD'nin iki kısa açıklaması arasındaki çelişkiyi dahi sorgulamadı. Zira onlara dört cümle çoktan yetmişti.