Özel okul patronlarına kıyak: Eğitim emekçilerinin haklarına saldırı hazırlığı

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun aldığı ancak henüz Resmi Gazete’de yayımlanmayan karara göre, özel okul ve eğitim kurumlarında ‘belirli süreli sözleşme’ ile çalışan eğitim emekçileri işe iade davası açamayacak, ihbar ve kıdem tazminatı alamayacak. Hukukçular, bu durumun iş hukukunun ruhuna ve eşitlik ilkesine aykırı, emekçilerin haklarına saldırı olduğunu savunuyor.

Ahmet Çınar

Çalışanların ekonomik, özlük, sosyal haklarına ve hak arama yöntemlerine yönelik saldırılar sürüyor. Bu saldırıların son örneklerinden biri de, özel okul ve eğitim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerine yönelik oldu. 

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 23 Şubat 2018 tarihli ve 2017/1 Esas, 2018/2 Karar sayılı kararı, özel okullarda çalışan eğitim emekçilerinin işe iade davası açma, ihbar ve kıdem tazminatı talep etme haklarını yok ediyor.

Söz konusu genel kurulun kararları, kanun niteliğinde ve bağlayıcı.

Karar henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadığı için yürürlükte değil ancak kısa bir süre sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz hukukçular, kararın, iş hukukunun ruhuna ve eşitlik ilkesine aykırı, eğitim emekçilerinin haklarını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu söyledi.

ÖZEL OKULLARDAKİ EĞİTİMCİLER NASIL ÇALIŞIYOR?

Türkiye’de 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi olan özel okul öğretmenleri, belirli süreli sözleşmelerle çalışıyor. Kanunun 9’uncu maddesi uyarınca, bu süre en az bir takvim yılı oluyor.

Özel okul öğretmenlerinin “belirli süreli sözleşmeyle” çalıştıklarını vurgulayan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, İş Kanunu’nundaki “Belirli süreli sözleşmelerde işveren iş akdini feshettiği zaman çalışan işe iade davası açamaz” hükmüne atıfta bulunarak, özel okul öğretmenlerinin elinden bu hakkı alıyor.

Karara göre özel okul öğretmenlerinin artık işe iade davası açamamaları, ihbar ve kıdem tazminatı talep edememeleri, kanun gereği “belirli süreli iş sözleşmesi” ile çalışıyor kabul edilmeleri söz konusu.

AV. DEMET CENGİZ USLU: İŞE İADE DAVASI AÇAMAYACAK, İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ALAMAYACAKLAR

Görüşüne başvurduğumuz Av. Demet Cengiz Uslu, Yargıtay’ın içerisindeki en büyük kurulun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu olduğunu, bu genel kurulun aldığı kararların kanun niteliğinde ve bağlayıcı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“İş Kanunu’nda sözleşmeler belirli süreli ve belirsiz süreli olarak ikiye ayrılır. Belirli süreli iş sözleşmelerinde işveren ile çalışan arasında belli bir süre için çalışma sözleşmesi yapılır. Belirli süreli sözleşmelerde işveren iş akdini feshettiği zaman işe iade davası açılmaz. İşe iade davası, belirsiz süreli sözleşmelilere verilmiş bir haktır. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin de sözleşmelerine bir yıl denlerek süre konuluyor. Bunun da sebebi şu: Özel Okullar Yönetmeliği’ne göre öğretmenlerin iş sözleşmeleri bir yıldan az olamaz. En az bir yıllık bir iş güvenliği sağlanmış öğretmenlere. Bu kez şu tartışma doğmuş: O zaman bu sözleşme belirli süreli mi, belirsiz süreli mi? Belirli süreli olursa işe iade davası açamayacaklar, belirsiz süreli olarak yorumlanırsa işe iade davası açabilecekler. Bu konu Yargıtay’ın farklı dairelerine gitmiş. Şimdi Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun bir kararı var. Bu kararda özel oku öğretmenlerinin iş sözleşmelerinin ‘belirli süreli sözleşme’ olduğu ifade ediliyor ve dolayısıyla işe iade davası açamayacakları, tazminat talep edemeyecekleri hükmü yer alıyor.”

Av. Demet Cengiz Uslu

“BİR HUKUKÇU OLARAK AKLIM HAVSALAM ALMIYOR”

Bu kararın henüz Resmi Gazete’de yer almadığını hatırlatan Av. Demet Cengiz Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu karar her an yayımlanabilir. Resmi Gazete’de yayımlanmadığı için Yargıtay bunu kendi sitesine de koymuyor. Dolayısıyla bu metni tam olarak okuyamıyoruz ama böyle bir karar var. Çeşitli hukuk bürolarının sitelerinde de konuya ilişkin bilgi var. Bu karar Resmi Gazete’de yayımlandığında özel okullardaki eğitim emekçileri sadece işe iade davası açamamakla kalmayacaklar, ihbar ve kıdem tazminatı hakları da olmayacak. Bir hukukçu olarak aklım havsalam almıyor. Ben iş hukuku dersi veriyorum, 18 yılı bitirdim meslekte. Bu kararı duyunca, artık bu ülkede hak aramanın mümkün olamayacağını anladım.”

“BU DURUM İŞ HUKUKUNU RUHUNA AYKIRI”

Bir işletmenin esas iştigal konusuyla ilgili olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılamayacağını ifade eden Av. Demet Cengiz Uslu, “Ben bir konuda üretim yapıyorsam eğer, üretim bandımın başında belirli süreli bir eleman çalıştırmama. Çünkü objektif bir koşulum yok belirli süreli çalıştırmak için. Dolayısıyla bir okulun da ana iştigal konusu ne? Eğitim vermek. Eğitim vermek de öğretmenle olur. Yani bu durumda çok istisnai, özel bir durum olmadığı sürece belirli sözleşme yapılamaz zaten. BU tüm iş hukukunun ruhuna aykırı, bütün kitaplara aykırı. Bütün kitaplara aykırı bir durumun, Yargıtay tarafından nasıl böyle bir karar verildiğine inanamıyorum” dedi.

AV. DENİZ AKTAŞ: YARGI ELİYLE YAPILAN HAK GASPI

Konuya ilişkin soL'un sorularını yanıtlayan Av. Deniz Aktaş da, en az bir yıllık sözleşmeyle çalışan özel okul öğretmenlerinin ancak sözleşmeleri süresinden önce, yani bir yıldan kısa sürede  feshedilirse dava açabileceklerini, böyle bir dava açılması halinde de sadece sözleşme sonuna kadar hak edecekleri ücretlerinin tazminini talep edebileceklerini söyledi.

Aktaş şöyle dedi:

"Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanların kıdem tazminatına hak kazanamaması sonucunu doğuran uygulamalar, tamamen yargı eli ile yapılan hak gasplarıdır."