ABD merkezli yatırım bankası JP Morgan: Türkiye'nin Temmuz 2019'a kadar yaklaşık 179 milyar dolarlık dış borç ödemesi gerekiyor. Ekonomide keskin bir küçülme yaşanabilir.

Uluslararası finans tekeli JP Morgan’ın müşterilerine bugün geçtiği notta, Türkiye’nin Temmuz 2019’a kadar ödemesi gereken dış borç tutarının 179 milyar dolar olduğuna dikkat çekildi. Söz konusu borcun 146 milyar dolarının özel sektörün, özellikle de bankaların üzerinde olduğu belirtilirken dış borcun gayrısafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının, 2001-2002 krizinden hemen önce görülen rekor seviyelere yükselmekte olduğu ifade edildi. 179 milyar doların 77 milyar doları sendikasyonlar başta olmak üzere bankacılık sektörünün dış borcundan oluşuyor. Dün yayımlanan ve 18'i banka 20 finans kuruluşunun notunun düşürüldüğü açıklanan Moody's değerlendirmesinde de bankaların dış borcunun çevrilmesindeki risklere işaret edilmişti. 

ULUSLARARASI BANKALARIN YENİ KREDİ AÇMASI ZORLAŞACAK

Gazete Duvar’ın haberine göre notta, “Önümüzdeki 12 aydaki finansman ihtiyaçları büyük ve piyasalara erişim sorunlu hale geldi” denildi. Söz konusu borcun 32 milyar dolarının Eylül, Ekim ve Aralık aylarında ödenmesi gerektiğine dikkat çekilirken, “Uluslararası bankaların Türkiye’deki risklerini en azından kısmen azaltması beklenirken, bazı kurumlar için borçlarını yeniden yapılandırmak kolay olmayacaktır” ifadeleri kullanıldı.

MEVCUT ŞİRKET BORÇLARININ DIŞ KARŞILIĞI VAR

Diğer yandan, şirketlerin borçlarını ödemelerine yetecek kadar dış varlıklara sahip olduğu, vadesi gelecek borçların 47 milyar dolarının da yeniden yapılandırması daha kolay olan ticari kredilerden oluştuğu belirtildi.

ANİ DURUŞ RİSKİ

Banka, vadesi Temmuz 2019’da gelecek yaklaşık 108 milyar dolarlık borcun ise yüksek bir erteleme/yeniden yapılandırma riski taşıdığı tahmininde bulundu. Notta, “Sermaye akışının aniden durması halinde, erteleme riski tırmanacak ve cari hesap 

açığını finanse etmek zor olacaktır” ifadelerini kullandı.

BORÇ STOKU ÇEVRİLSE DE BÜYÜMENİN FİNANSMANI ZOR

Notta işaret edilen 179 milyar dolarlık borcun “çevrilmesi” geçtiğimiz haftalarda yayımlanan “Finansal Borçların Yeniden Yapılandırılması Yönetmeliği” ile de birlikte mümkün görünüyor. Söz konusu düzenlemenin Türkiye’deki bankaların kontrolünde olan borçların dövizden TL’ye çevrilmesi ve vadelerinin uzatılmasına izin vermesi söz konusu olabilir. Kamunun süreçteki rolüne ilişkin belirsizlikler nedeniyle mekanizmanın tam olarak nasıl çalışacağı henüz tam olarak kestirilemiyor. Ancak hem bankalar hem de özel sektör şirketleri açısından dış kaynak temininde güçlükler yaşanacağı, özellikle banka sendikasyonlarının yenilenmesinde, sermaye akışı aniden kesilmese bile borçlanma maliyetlerindeki artışın süreceği tahmin ediliyor. Mevcut borç stokunun çevrilmesi dışında yeni kredi kullandırımındaki yavaşlamanın, büyümenin büyük ölçüde borçlanma olanaklarıyla yakından ilgili olduğu Türkiye’de GSYH’de daralmaya yol açacağı düşünülüyor.