Türkiye’yi savaşa mı hazırlıyorlar?

Obama’nın yeni füze savunma stratejisi, ABD’nin İran’a karşı yakın vadede bir savaş olasılığına hazırlandığını, Türkiye’nin de savaşta ileri üs olarak ele alındığını düşündürüyor.

ABD Başkanı Barack Obama, 17 Eylül tarihinde beklenmedik bir açıklama yaparak, Polonya’da füze sistemi ve Çek Cumhuriyeti’nde radar kurulmasını öngören eski füze savunma stratejisini terk ettiklerini, yeni bir strateji benimseyeceklerini söyledi. Dünya basınında bu açıklama, Obama yönetiminin Bush döneminden kalma, Rusya’yla gerilimi besleyen stratejiden ayrıldığı şeklinde yorumlandı.

Oysa yeni strateji, eskisinin bir kenara konması değil. Obama, konuşmasında yeni stratejinin eskisine göre daha kapsamlı bir strateji olacağını belirtti. Açıklamalar Türkiye’yi de ilgilendiriyor, çünkü yeni stratejide en fazla adı geçen ülke Türkiye.

Genelkurmay açıklaması ayrı telden çalıyor
Henüz Obama strateji değişikliğine dair konuşmasını yapmadan önce, Türkiye’nin ABD’den PAC-3 (Patriot Advanced Capability-3) füzeleri alacağı haberi duyuldu. Türkiye’nin açtığı ihaleyi kazanması muhtemel ABD’li şirket, ABD’deki yasal zorunluluk gereği Kongre’ye satışı bildirirken, satışın miktarını 7.8 milyar dolar olarak bildirmişti.

Bu haberlerin üzerine Genelkurmay Başkanlığı basın toplantısında konuya değinilerek, söz konusu ihaleyi TSK’nın aylar önce açtığı, henüz ihalenin sonuçlanmadığı ve alınacak miktarın da 7.8 milyar dolar değil, 4 bataryanın toplamı olarak 1 milyar dolar civarı olacağı ifade edildi.

Açıklamada, füzelerin belli bir ülkeye karşı olmadığı iddia edildi. Ardından da “Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projemizin, ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyetine yerleştirmeyi düşündüğü Füze Kalkanı Projesi ile hiçbir ilgisi yoktur” denildi.

Genelkurmay açıklamasındaki son cümlenin de dediği gibi, bu ihale doğrudan doğruya yeni füze stratejisiyle ilişkili değil. Türkiye’nin ABD’den alacağı füzeler büyük bir ihale. Ancak Genelkurmay’ın açıklaması, yeni füze stratejisinde Türkiye’nin yerini açıklamıyor.

Stratejide ağırlık kayması
Obama, söz konusu konuşmasında yeni stratefjideki değişikliği şöyle ifade etti: “Bu yeni yaklaşımda kapasite daha yakın zamanda sağlanacak, daha önce test edilmiş sistemlere dayanacak ve [eskisine göre] füze saldırılarına karşı daha büyük savunma sağlayacak. Bu öncekinden daha kapsamlı bir program, test edilmiş ve maliyet bakımından verimli sistemler kullanıyor ve ABD anakarasını uzun menzilli balistik füze tehdidinden koruma görevimizle uyuşuyor ve buna dayanıyor.”

3 sene önce George W. Bush döneminde ortaya atılan füze kalkanı projesi, İran tehdidine karşı savunma amacıyla kurulmuştu. Fakat orta Avrupa’da yer alacak bu sistemin İran’a karşı olduğu pek akla yatkın değildi, çünkü buradaki bir savunma, ancak İran’ın uzun menzilli ya da kıtalararası balistik füzelerine karşı kullanılabilirdi. Oysa şimdiye kadar İran’ın böylesi füzelere sahip olduğuna dair hiçbir veri yok. Dolayısıyla Bush döneminde bu proje ortaya atıldığında, birçok kesim haklı olarak projenin Rusya’yı çevreleme politikasının bir parçası olduğunu düşünmüştü.

Son değişikliklerin ardından Rusya’nın Bush dönemindeki bu politika sona erdiği için memnun olacağı yorumları yapılıyor. Ancak dün soL’da yer alan bir haber, son değişiklikle birlikte ABD ile Rusya arasındaki gerilimin azalmayacağını, zaten batının doğu Avrupa’yı silahlandırmaktan vazgeçmediğine dair veriler ortaya koyuyordu. Yine dün soL'da yer verdiğimiz, Rick Rozoff'a ait bir başka yazı, İran'a yönelik tehdit büyürken, gerilimin coğrafyasının Karadeniz ve Kafkasya'ya kaydığını somut verilerle ortaya koyuyordu. Stratejinin tek farkı, ağırlığın Doğu Avrupa’nın daha da doğusuna, Türkiye ve Kafkaslar’a doğru kayması da değil.

Yeni stratejide, İran’dan gelecek tehditlere karşı doğu Akdeniz’deki Aegis tipi gemilerde SM-3 tipi füzeler kullanılması öngörülüyor. Bu füzeler daha önce sekiz defa denendi ve bir defasında ABD’nin bir uydusunu vurdu, yani atmosfer dışını dahi vurma kapasitesine sahip. Fakat bu füzelerin hedefinde asıl olarak İran’ın Şahab-3 adlı orta ve kısa menzilli füzeleri olacak. Önceki Bush planında 10 sabit füze yerleştirilmesi düşünülüyordu, şimdi ABD onlarca hareketli ve sabit füzeden söz ediyor.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, stratejinin teknik boyutunu ayrıntılı olarak açıkladı. Buna göre ilk adımda, yani 2011 yılına kadar ABD, bu SM-3 adlı füzeleri karaya da yerleştirecek. İşte Türkiye’nin adı burada geçiyor: Bu füzelerin Türkiye’ye yerleştirilmesi planlanıyor.

ABD ve İsrail, bir süredir İran’a karşı askeri bir saldırı olasılığını açık açık dile getiriyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, İran’a saldırmanın İsrail’in hakkı olduğunu, ABD’nin böyle bir saldırıya karışmayacağını söylemişti. Bu saldırı tehdidi artarken Türkiye’ye İran’a karşı olduğu açıkça belirtilen bir silah yığınağı yapması, Türkiye’yi de askeri gerginliğin parçası haline getiriyor.

Obama ve Gates’in yeni stratejiyi açıklarken sık sık “önceki sistemin tamamlanmasının uzun süreceğine, bu sistemin çok daha hızlı sonuç vereceğine” vurgu yapmaları, kısa vadede beklenen bir çatışma olabileceği izlenimini güçlendiriyor.

Türkiye’ye yerleştirilmesi planlanan füzeler, önleyici nitelikte. Diğer bir deyişle, o bölgeye doğru fırlatılan füzeleri havada vurarak imha etmeye yarıyorlar. Bu bakımdan bu füzeler savunmaya dönük. Ancak füzeler, İran’a yönelik bir saldırıda saldırının ana üsleri olması muhtemel İncirlik üssü ve Doğu Akdeniz’deki ABD gemilerini korumak için önem kazanacak.

Türkiye tehdit altında mı?
Genelkurmay Başkanlığı’nın Patriot füzelerinin alımıyla ilgili açıklamasında silah alımları yapılmadan önce “Önce tehdit değerlendirmesi yapılır” deniliyor. Aynı açıklamada “Füzeler herhangi bir ülkeye karşı değil” dense de, tehdit değerlendirmesinde İran’ın düşünülmüş olması olası. İran’ın Türkiye’ye karşı gerçek bir askeri tehdit olmasının sebebi ise, ülkemiz topraklarından İran’a karşı bir askeri saldırı olasılığı olabilir.

Obama’nın açıkladığı yeni strateji, bu olasılığı güçlendiriyor. Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde halkın büyük çoğunluğunun karşı çıktığı füzelerin bu ülkelere yerleştirilmeyeceği açıklandığında, bazı köylerde halk kutlamalar yapmıştı. Çünkü bu füzelerin varlığı, o yeri bir gerginlikte açık hedef haline getiriyor. Yeni stratejinin hayata geçmesi durumunda, Türkiye de bu gergin oyuna tam ortasından girecek.
(soL - Dış Haberler)