Bir 'Kurucu Baba' profili: Theodor Eschenburg

Kapitalist sistem, 2. Dünya Savaşı sırasında faşizme karşı olan mücadelesine rağmen, savaş sonrasında kurulan yeni düzenlerde Nazi kurumlarında canla başla çalışmış kimseleri kullanmaktan çekinmedi. Federal Almanya'nın önemli isimlerinden Eschenburg da bunlardan birisiydi.

Tevfik Taş

1945 sonrası Alman siyaset ve düşün dünyasını belirleyen pek çok figürden söz edilebilir. Carl Schmitt, Hans Globke, Konrad Adenauer vb gibi. Bunlardan biri de Theodor Eschenburg'dur. Eschenburg, Weimar Cumhuriyeti döneminde Dışışleri Bakanı Gustav Stresemann'ın yardımcısı olarak çalışmış, Naziler iktidara geldikten sonra da 30 Temmuz 1933'de SS üyesi olmuştur.

1999'daki ölümüne kadar savaş sonrası Almanya'nın ''kurucu babalar''ından sayılan Eschenburg, Almanya'da siyaset bilimleri kürsüsünü ilk kez Tübinden Üniversitesi'nde kurdu. Politik Bilimler İçin Alman Birliği (DVPW) tarafından 2003'den itibaren adına ödül verilen (Theodor-Eschenburg-Preis) Eschenburg, politik bilimci Reiner Eisfeld'in açığa çıkarttığı karanlık geçmişine dair bulgular sonucu bilirkişi heyetine sevkedildi. Yapılan heyet araştırması sonucunda 26 Ekim 2013'den beri de adına düzenlenen ödülün kaldırılmasına oybirliğiyle karar kılındı.

Tam bir 'éminence grise'
Sağ medyada yıllarca ''demokrasi öğretisinin bilirkişisi'' olarak nitelenen Profesör Theodor Eschenburg, faşist iktidar karşısında onun partisine üye olmakla bulduğu yolu, 15 Eylül 1935'de Nürünberg Irk Yasası'nı yürürlüğe sokan hukukçular komisyonunun başındaki kişi olan Hans Globke gibi, 45 sonrası Almanya'da da yeni duruma kendini 'uyarlayarak' devam ettiriyor.

Hans Globke, savaş sonrası Fedaral Almanya'nın ilk başbakanı olan Konrad Adenauer'in sağ kolu. Onun için pek çok uzman, ipleri elinde tutan arka plandaki adam anlamında tam bir ''éminence grise'' nitelemesinde bulunuyor. Eschenburg'un da akademi dünyasına içkin bir éminence grise olduğundan kuşku duymamak gerekiyor.

Nürnberg Irk Yasası, ''arileştirme'' programını onaylayarak, üstün olmayan Cerman ırkı dışındakiler ile evliliği yasaklıyordu. Ari ırkından olmayanlar hekimlik, eczacılık, avukatlık ya da askerlik yapamayacaklardı. Bir Yahudi avukat olan Berthold Cohn'in avukatlık bürosona giren Theodor Eschenburg, iş arkadaşının bürosonu ele geçirecek kadar fırsatları 'iyi' değerlendiren biriydi. 1938'de Yahudilere yönelik ''Kristal Gece'' saldırıları başlamış, ari ırkından olmayanların malına ve canına kastetmeler için düğmeye basılmıştı.

Eschenburg'un "işbilirliğine" bir örnek daha: Yahudi işadamı Wilhelm Fischbein reçine firması Lozalith'ı Naziler tarafından el konulacağı kaygısıyla İngiltere'ye taşımak istiyor. Eschenburg, Fischbein'e pasaport alıp yurt dışına çıkmasını öneriyor. Ardından da ''Yahudi Fischbein''ı yetkililere ihbar ediyor. Pasaport almasına yardımcı olmaktan da vazgeçiyor. Fischbein kendi olanakları ile kaçmayı başarıp, canını kurtarıyor.

Kimine göre Theodor Eschenburg bir ''kurum''du.

Faşizm sonrası Almanya'da kapitalizmin gereksinim duyduğu kafaların yetiştirilmesinde etkili olmuş tipik bir figürdür Eschenburg. Nazi Almanyası artığı tarzında bir 'kurum' olduğundan şüphe yok. Almanya'da politik bilimler üzerinde bir faşist gölgesi daha silindi. Tıpkı adına verilen ödülün silinmesi gibi.