Ortadoğu’daki isyan dalgasının halkalarından önemli bir tanesi de Yemen. Tunus’un kısa bir süre ardından başlayan isyanlar üzerine Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih reform sözleri vermişti. Salih’in en önemli destekçisi ise ABD idi. El Kaide’ye karşı işbirliği halinde oldukları gerekçesiyle 32 yıldır iktidarda olan Salih ile ABD hükümetinin çok yakın ilişkiler içinde olduğu biliniyor.

Önce arkasında durdular
İsyanlar sürerken ABD tarafından sürekli Salih’e destek açıklamaları geliyordu. Başta Obama olmak üzere tüm ABD’li yetkililer Salih’in iktidarda kalması gerekliliğini vurguluyorlardı. Savunma Bakanı Robert Gates Salih’e ‘ihtiyaçları olduğunu’ söylerken, ülkede 40 göstericinin öldürülmesinin ardından ise ‘üzüntü duyduğunu’ söylemekle yetinmişti.

Fakat isyan dalgası devam ettikçe ABD’nin tavrı da değişmeye başladı. Özellikle Libya müdahalesinden sonra Salih’e verilen destek ABD kamuoyunda tepkilere sebep oldu. Ülke yönetimindeki gücünü yitirmek istemeyen ABD, ‘yumuşak geçiş’ planları yapmaya başladı. ABD’li yetkililerin, Salih’in artık ‘tahammül edilemez’ olduğunu belirttikleri ve El Kaide’ye karşı savaşta yanlarında olacak yeni bir ismin ülkeyi yönetmesi gerektiğini düşündükleri bildiriliyor.

Kan akmaya devam ediyor
Masa başında hesaplar sürerken muhaliflere uygulanan şiddet de aynı hızla devam ediyor. Taiz kentinde polisin göstericilere ateş açması sonucunda 17 kişi hayatını kaybetti. 100’ün üzerinde de yaralı var. Bu sayılarla birlikte şubat ayından beri süren eylemlerde öldürülen gösterici sayısı 100’ü geçti.

(soL – Dış Haberler)