ABD’li senatörden önemli Libya açıklaması

Libya müdahalesine karşı çıkan ve “ABD Kongresinin en solcu üyesi” olarak bilinen Dennis Kucinich, Libya’ya yönelik saldırının aylar öncesinden en ince detayına kadar planlanmış olduğunu düşündüren çok önemli bir tatbikatı hatırlattı.

İngiliz The Guardian gazetesi, Libya müdahalesiyle ilgili olarak The Observer ekinde çeşitli kişilerin görüşlerine yer verdi. Avrupalı sözde solcular dahil birçok isim müdahaleyi destekleyen görüşlerini dile getirirken, ABD basınınca Demokrat Parti’nin “en solcu kongre üyesi” olarak tanımlanan ve 2008’deki başkanlık seçimlerinde Irak Savaşı’na karşı çıkan tek aday olan Dennis Kucinich, hem müdahaleye karşı çıktı, hem de saldırının önceden planlandığını düşündüren önemli bir ayrıntıyı, İngiltere ve Fransa arasında Kasım 2010’da imzalanan anlaşma ve bu anlaşmada planlanan askeri tatbikatın içeriğini hatırlattı. ABD’li kongre üyesinin görüşlerine kısaltarak yer veriyoruz:

2 Kasım 2010’da Fransa ve İngiltere ikili bir savunma anlaşması imzaladılar. Anlaşma “Güney Mistrali” adında, ikili anlaşmada detaylandırılan bir dizi askeri tatbikata birlikte katılımı da öngörüyordu. Güney Mistrali, “Güney Ülkesi” adındaki hayali bir ülkedeki bir diktatörlüğe karşı “Güney Fırtınası” adı verilen uzun menzilli konvansiyonel bir hava saldırısını içeriyordu. Ortak hava saldırısı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı çerçevesinde onaylanmış olacaktı. Bu “Birleşik Hava Operasyonları” 21-25 Mart 2011 dönemi için planlanmıştı.

20 Mart 2011’de ABD, 1973 no’lu BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca İngiltere ve Fransa’nın Kaddafi’nin Libyası’na karşı giriştiği hava saldırısına katıldı.

Tarihi belirlenmiş olan askeri tatbikat basitçe ertelendi mi, yoksa aylar süren planlamanın ardından “Şafak Yolculuğu” operasyonu adı altında şu an yürütülmekte mi? Libya’daki muhalefet güçleri, onları şiddete teşvik edecek ve daha büyük baskı ve insani krize yol açacak biçimde ABD, İngiltere ve Fransa tarafından Güney Mistrali/Güney Fırtınası planlarının varlığından haberdar edilmiş miydi? Kısacası Kaddafi’nin Libyası’na karşı girişilen bu saldırı planlanmış mıydı, yoksa Kaddafi’nin muhalefetine çektirdiği büyük acıya karşı kendiliğinden bir yanıt mıydı?

ABD Kongresi üyeleri hükümetimizin, İngiltere ve Fransa’yla birlikte Güvenlik Konseyi’nde 10 oy sağlamasının, Arap Birliği ve NATO’nun desteğini almasının, ardından da Anayasal gereğe uymaksızın Kongre’den onay almadan Libya’ya saldırmasının ne kadar sürede planlandığını merak ediyor.

Bize “Libya’ya saldırıldı çünkü Kaddafi kendi halkından 6000 kişiyi öldürdü” denildi. Ama bu doğru mu? (...)

Bu kanlı girişim kulağa giderek daha fazla Irak gibi geliyor: “Saddam kendi halkının öldürüyordu, kendi halkını öldürmeyi sürdürecek veya önce biz onu yenmezsek, bizi de öldürecek.”

(...) Irak halkını kurtarma adı altında ülkeyi bombaladık, işgal ettik, rejimi değiştirdik ve orada hâlâ ölüm kol geziyor.

(...) Bu el çabukluğuyla komutanın NATO’ya devredilmesi işi, Libya’yı kurtarma yükünü tek bir ulusun üstlenmediği görüntüsü vererek halkın tepkisini dindirmeye yönelik bir girişim. Ancak bu durum da yeni soruları akla getirecek. Örneğin Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) kimdir ya da nedir, ve Kuzey Atlantik’ten Sitre Körfezi’ne, hatta Afganistan’a ve Çin sınırına nasıl ulaşmıştır?

Bu savaş çok fazla cephede yanlış. İlk başta açıklanan amaç, Libyalı sivilleri korumak, savaşın kayıpları artırdığı ve insani krizi genişlettiğinin daha net görülmesiyle birlikte çok yakında ortadan kaybolacak. Müdahalenin ahlâkı üzerine tartışmalar, yerini nasıl ve ne zaman oradan çıkacağımıza ve nasıl ve neden oraya girdiğimize dair yanıtlar bulmak için umutsuz tartışmalara bırakacak.
Dennis Kucinich

(soL - Dış Haberler)