Suudi Arabistan, 'gayriresmi' olarak İsrail'i tanıdı mı?

Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki adalar takası, Camp David Anlaşması'nda bir değişiklik olup olmayacağı şüphelerini de beraberinde getirdi. İsrail'in konuya sessiz kalması, Suudilerle Mısırlıların siyonistlere güvence vermiş olabileceği ihtimalini akla getiriyor.

Dış Haberler

Suudi Kralı Selman'ın Mısır'a yaptığı tarihi ziyaret, aynı zamanda iki ülkenin deniz sınırlarını belirleyen bir anlaşmanın imzalanmasına da sahne oldu.

Abdülfettah Sisi yönetiminin muhalifleri tarafından anayasaya aykırı bulunan anlaşmaya göre, Mısır, Akabe Körfezi'nin hemen girişinde bulunan iki adayı, Tiran ile Sanafir'i Suudi Arabistan egemenliğine bıraktı.

Mısır muhalefeti, Sisi'nin bunun için parlamentodan izin alması gerektiğini söylerken, Sisi yönetimi iddiaları reddetti. Hükümetin açıklamasına göre, bu iki ada zaten Suudilere aitti ve 1950 yılında, "Mısır ve Suudi Arabistan'ın siyonist düşmana karşı savunmasını güçlendirmek için" Mısır'a verilmişti. 

Haaretz'den Zvi Bar'el, bu açıklamanın resmi olarak doğru olduğunu düşünüyor. 1980'li yıllarda, Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in, Suudi Arabistan'dan adaların egemenliğine ilişkin konuyu, İsrail Mısır topraklarından tam çekilene kadar gündeme getirmemesini rica ettiği biliniyor.

Mısır'ın o dönemki çekincesi, Camp David Anlaşması'na göre iki adadan çekilmesi gereken İsrail'in, bu adaların Suudilere ait olduğu ortaya çıkınca, Tiran ve Sanafir'den çekilmenin Camp David'le ilgili olmadığını iddia etme ihtimali.

Özetle, iki adanın kimin egemenliğinde olduğuna ilişkin, Mısır ve Suudi Arabistan arasında bir ihtilaf olmadığı belirtiliyor.

Ancak ortada Mısır'ın bir "siyasi taviz"i olmadığı görülse de, özellikle Sisi iktidarında Kahire'nin bir tür "Suudi uydu devleti" olmaya başladığı konuşuluyor.

Krallık ile Suudi firmalarının Mısır'a 20 milyar dolarlık yatırım yapacağı, ayıca Sina Yarımadası'nın geliştirilmesi için de 1.5 milyar dolarlık bir paranın verileceği biliniyor. 

Suudiler ayrıca Şarm el-Şeyh ile Suudi Arabistan arasındaki bir köprüyü fonlayacak ve Mısır'ın enerji ihtiyacını yüzde 2'lik bir faizle vereceği kredilerle sağlayacak.

Burada soru, Mısır'ın bu hamleyi İsrail'e danışarak yapıp yapmadığı. Çünkü bahsi geçen iki ada, Camp David Anlaşması'nda yer alıyor ve Anlaşma'daki herhangi bir düzenleme için iki ülkenin müzakere etmesi gerekiyor.

Ancak yine resmi olarak, Camp David'de Mısır'ı kendi egemen olduğu toprakları başka bir devlete transfer etmesini men edecek herhangi bir madde de bulunmuyor.

Yine de, Suudi Arabistan İsrail'i resmi olarak tanımadığı için, özellike Kızıldeniz geçişlerinde bu toprak transferi İsrail için kaygı uyandırabilir. Ancak Suudi Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Riyad'ın Kahire tarafından imzalanan "serbest geçiş" anlaşmalarının hepsine uyacağını ilan etti.

Haaretz makalesinde, Cubeyr'in bu açıklamasının Camp David Anlaşması'nı gayriresmi olarak tanıma anlamına gelebileceğine dikkat çekildi.

Haaretz yazarıına göre akıllara gelen bir başka soru da, Suudilerin adaların silahsızlanması maddesine uyup uymayacağı.