"Siz siyasallaşmayın, biz gereğini yapıyoruz”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üniversite açılışlarında ısrarla vurguluyor “üniversiteler siyasallaşmasın”. AKP'ci ve türban bildirisi imzacılarının rektör olarak atandığı üniversiteler nasıl siyasallaşmayacak?

Son günlerde ardı ardına üniversite açılışlarına katılan ya da açılışlara mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, buralarda yaptığı konuşmalarda, gönderdiği mesajlarda ısrarlar bir vurgu yapıyor: “Üniversiteler siyasallaşmamalı!”

Abdullah Gül, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin dün gerçekleşen, 2009-2010 akademik yılı açılış töreni'ne gönderdiği mesajda şunları söyledi: “Toplumdan kopuk, gelişmelerden uzak bir üniversitenin işlevlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Bu nedenle üniversitelerin, bulundukları şehirle bütünleşmeleri elzemdir. Ülke meseleleri konusunda fikir ve çözüm üretmek de üniversitelerin görevleri arasında yer almaktadır. Ancak üniversitelerin bunu yaparken siyasallaşmamaları büyük önem taşımaktadır”.

Abdullah Gül geçtiğimiz hafta da İstanbul Üniversitesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada benzer bir vurguyu şu sözlerle ifade etmişti: “Üniversitelerin tavsiyelerinin dikkate alınabilmesi için üniversitelerin günlük çekişmelerin üzerinde meselelere bakabilmeleri, büyük resmi görebilmeleri ve üst perdeden bu tavsiyeleri etkin bir şekilde yapabilmeleri gerekir. Bu bakımdan üniversitelerin ideolojik çatışmaların odağı ve merkezi olmasının gerekli fonksiyonlarını gölgelediği kanaatindeyim”.

Abdullah Gül “üniversiteler siyasallaşmamalı” derken aslında neyi söylemek istiyor?
Cumhurbaşkanının kendisi tarafından özellikle geçtiğimiz sene yapılan rektör atamaları çok tartışılmış ve atamalarda türbanı savunmanın kriter olarak alındığı iddiası çokça dile getirilmişti. Gül, Dicle Üniversitesi Rektörü olarak üçüncü sırada seçilmiş bir adayı atamıştı, bu adayın özelliği önceki seçimlerde AKP milletvekili adayı olması idi.

Son yapılan rektör değişiklikleri ile birlikte, dekanlardan başlayarak üniversitelerde kadroların değiştiği, AKP ve özellikle de Fethullah Gülen cemaatinin üniversitelerdeki kadrolarının sayısını ve mevkisini sürekli arttırdığı biliniyor. “Siyasallaşmasın” derken Gül'ün AKP ve gericiliği kastetmediği açık. Peki Gül neyi kastediyor?

Rektör atamaları
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçtiğimiz sene, görev süreleri dolan 23 rektörün yerine yenilerini atamıştı. Gül üniversitelerde yapılan seçimlerde birinci gelen rektörler yerine 23 rektörden 11'ini daha az oy alan rektörler arasından atamıştı. Gül'ün atadığı rektörlerin çoğunluğunun (16 rektörün) üniversitelerde türbana özgürlük isteyen bildiriye imza atan rektörler olduğu anlaşılmıştı.

Gül tarafından Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanmış olan Hüseyin Akan, atanma kararını AKP'li milletvekillerinin de katıldığı bir yemek ile kutlamıştı. Tesadüfe bakınız ki Akan da yemekte yaptığı konuşmada “üniversitenin siyasetle uğraşmasını istemiyorum” demişti. Hüseyin Akan da üniversitelerde türbana özgürlük isteyen bildiriye imza atanlardan.

Gül'ün Dokuz Eylül Üniversitesi'ne yine en çok oyu alan rektör adayı yerine atamış olduğu ikinci sırada yer alan aday, şu anki Rektör Mehmet Füzüz'ün atanmasında AKP ilçe Başkanlığı yapan kardeşinin etkili olduğu ileri sürülmüştü.

Dicle Üniversitesi Rektörülüğü'ne Abdullah Gül tarafından en çok oy alan adayın yerine üçüncü sırada seçilen ancak 22 Temmuz seçimlerinde AKP'den milletvekili adayı olan Ayşegül Jale Saraç atanmıştı. Saraç'ın ilk işlerinden biri üniversite Genel Sekreterliğine İlahiyat Fakültesi'nden bir öğretim üyesini atamak olmuştu.

Yine Abdullah Gül tarafından geçtiğimiz sene Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Mete Cengiz, rektörlüğünü üzerinde AKP'nin seçim sloganı olan "Durmak yok, yola devam" yazılı bir pasta ile kutlamıştı.

“Siyasi olmayan” “Fahri Doktora”lar
Haziran ayında, Maltepe Üniversitesi Senatosu’nun kararıyla, Maltepe Üniversitesi mezuniyet törenine katılan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, ‘Fahri Doktora’ unvanı verildi. Erdoğan'a Fahri Doktora unvanının verilemesinin ardından Maltepe Üniversitesi'ne YÖK tarafından çok sayıda kadro ve yeni bölüm açılması için onay verildiği görüldü. Yine “Fahri Doktora” unvanının ardından, üniversitede dekan düzeyinde görevden alma ve istifalarla pek çok kadro değişikliği yapıldığı görüldü.

Erdoğan'ın aile doktoru Yunus Söylet de, yine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektör olarak atanmasının ardından Başbakan'a İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen törenle “Fahri Doktora” unvanı vermişti. İstanbul Üniversitesi'nin de bu sene pek çok kadro değişikliğine hazırlandığı söyleniyor. Söylentiler arasında görev süresi dolacak Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı'nın yerine Zaman yazarı Mümtazer Türköne'nin atanması da var.

Peki kim siyasallaşmayacak?
AKP bu derece üniversitelere nüfuz etmişken “üniversiteler siyasallaşmasın” ile neyin kastedildiğine geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleşen üniversite kayıtlarında yaşananlar örnek olabilir. Eylül başında İstanbul'daki üniversitelerin kayıt günlerinde, üniversite içerisinde kulüpler dahil hiçbir kültürel ve siyasi tanıtım için masa açılmasına izin verilmezken cemaat yurtlarının ve Kuran dağıtan dini vakıfların masa açmasına özel izin verilmişti.

Üniversite harçlarına yapılan zamları protesto eden öğrencilere yönelik polis saldırıları da siyasalaşmasın”dan kimlerin kastedildiğine dair bir ipucu olabilir.

(soL-Haber Merkezi)