Bu da mı imdat freni: Marmaray’daki sızıntıyı açıklayın!

soL’un ulaştığı görüntülerde, Marmaray’ın karadaki tünellerinde şiddetli su sızıntısı olduğu görülüyor. TCDD, dün aceleyle iddiayı yalanlayarak, önce “öyle bir segment yok” dedi, daha sonra sızıntıyı kabul etti. Uzmanlarsa sızıntının büyük risk olduğu görüşünde.

(soL - Haber Merkezi) Dün yayınladığımız ve Marmaray’da bazı noktalarda su sızıntısı olduğunu gösteren görüntüler gündemi sarstı. Görüntülerde su sızıntısını tespit eden ekip, sızıntının 10 numaralı Kuzey Alt Segment ve 13 numaralı Kuzey Segment’te gerçekleştiğini söylüyor. Sızıntının hayli şiddetli olması da dikkat çekiyor.

Çeşitli kaynaklardan doğrulattığımız ve 7 Kasım 2013 tarihini taşıyan görüntülerin soL portal’da yayınlanmasıyla, konu medyanın ilgi odağı oldu. Uzmanların bütün uyarılarına rağmen Marmaray’ı Başbakan’ın siyasi şov hesabı nedeniyle 29 Ekim’de açan, açılıştan hemen sonra ortaya çıkan arızalar konusunda ikna edici bir açıklama getiremeyen TCDD, bu iddiayı da yalanladı.

TCDD: Öyle bir segment yok
TCDD Basın Müşavirliği, görüntüyle ilgili yaptığı dört cümlelik açıklamada şunları söyledi: “Bugün (19 Kasım 2013) bazı internet sitelerinde Marmaray’ın 10. ve 13. segmentlerinden su sızdığına ilişkin olarak iddialar yer almaktadır. Marmaray’ın su sızdırdığı iddiaları gerçek dışıdır. Marmaray’da 13 No’lu bir segment bulunmamaktadır. Herhangi bir şekilde sistemde su sızıntısı söz konusu değildir.”

Görüntüleri yalanlamak amacıyla yapılan bu kısa açıklama, Marmaray açıldığından bu yana ortaya çıkan ve uzmanların uyarılarını haklı çıkaran arızalar sonrasında yapılan suçlamaları hatırlattı. soL’un ulaştığı TCDD Basın Müşavirliği yetkilileri, konuyla ilgili kamuoyunu teskin edecek kapsamlı ve teknik boyutu da olan bir açıklamada bulunmak yerine, soL’un yayımladığı görüntülerin “sahte” olduğunu söylemeyi yeğledi. Yetkililer, görüntülerin nerede çekildiğini araştıracaklarına ilişkin de herhangi bir taahhütte bulunmadı.

Marmaray'da yüzlerce segment var
TCDD, Marmaray’da “13’üncü segment yok” diyerek, görüntüleri yalanlarken gerçekleri çarpıttı. Çünkü TCDD belli ki, görüntülerin deniz altındaki “batırma tünellerde” kaydedildiğini varsaymıştı. Oysa ki soL’un yayımladığı görüntüler deniz altında değil, karadaki tünellerde kaydedilmişti.

Konuyla ilgili bilgi aldığımız, adının açıklanmasını istemeyen bir uzman, denizin altındaki bölümün “batırma tünel” (Immerse Tunnell) yöntemiyle Japon yüklenici tarafından yapıldığını ve yaklaşık 100 metre uzunluğundaki bu bölümün, 11 elemandan oluştuğunu aktardı. Yani denizde gerçekten de TCDD’nin dediği gibi, 13 segment yok. Ancak kaynağımız, yaklaşık 12 kilometre uzunluğundaki kara kısmının, her biri yaklaşık 3 metre uzunluğunda segmentlerden oluştuğunun altını çizdi. Uzman, sözlerini “Prekast parçalar dışarıda yapılır ve bunlar tunnel boring machine (büyük matkap benzeri makineler) ile birleştirilir. Bunların uzunluğu yaklaşık 3 metredir. Bu prekast kaplama parçaların her birine de segment adı verilir” diye sürdürdü.

Marmaray projesinde uzun süre görev alan Elektrik-Elektronik Yüksek Mühendisi Rıza Behçet Akcan da soL’un sorularını yanıtladı. Raylı sistemler uzmanı olan ve yıllarını Marmaray projesine vermiş olan Akcan, videodaki görüntü ve konuşmalar çerçevesinde, yoğun akıntı gözlenen ve videodaki konuşmalarda 10. ve 13. segmentler olduğu belirtilen yerlerin, hattın Boğaz değil, kara bölümünde olduğunu dile getirdi. Yani Akcan, TCDD’nin görüntülerde “görmek istemediğini”, bir bakışta gördü.

'Su zayıf noktaları patlatabilir'
Akcan, akıntının kaynağının yeraltı suyu olma olasılığının yüksek olduğunu ve görüntülere göre iki segmentten saniyede toplam 10 litre civarı su akıntısı gözlendiğini dile getirdikten sonra, “Suyun neden ve nereden geldiği, akıntıyı yaratan suyun haznesinin ne olduğu, örneğin yeraltı suyu ise hacminin ne olduğunun araştırılması ve tanı konulması şarttır. Su, buraları zayıf bulup akıyorsa zamanla zayıf bulduğu bu noktaları patlatabilir” sözleriyle, olası tehlikeye işaret etti.

TCDD’nin “yalanlamasından” sonra yeniden görüştüğümüz Akcan, “TCDD büyük ihtimalle batırma tünelleri kast ediyor ve bu tünellere ‘segment’ dendiğini varsayıyor. Oysa sayısı 11 tane olan bu batırma tünellere ‘eleman’ deniyor” dedi ve konuya açıklık getirdi: “Örneğin Üsküdar’la Ayrılıkçeşme arası 2,5 kilometre. Bu segmentlerin uzunluğu ortalama 3 metre. Bu durumda Üsküdar-Ayrılıkçeşme arasında yaklaşık 800 segment var. Bu karşı taraf için de geçerli.”

İşin kolayını buldular
Başbakan Erdoğan da 29 Ekim’de açılan Marmaray canlı yayın sırasında bozulduktan sonra, “Şimdi vatandaş tabii bir Ayrılıkçeşme’den biniyor, Kazlıçeşme’ye gidiyor. Kazlıçeşme’den biniyor, Ayrılıkçeşme’ye dönüyor. Fakat birileri yine aynı şekilde daha ilk günden, bakıyorsunuz oradaki hassas çekilmemesi gereken, biliyorsunuz imdat freni var. Yahu onu çekiyor, tabii orada ister istemez maalesef Marmaray’da bir sıkıntı meydana geliyor” demişti.

Uzmanların uyarılarına kulak asmayan, yaşanan arızalar konusunda sürekli yalanlamada bulunan ve başkalarını suçlayan iktidar, bu tavrını su sızıntısı görüntüleriyle ilgili de sürdürmüş oldu.

İktidar ısrarla kulağının üzerine yatıyor
Marmaray’daki su sızıntısı görüntülerini soL’a değerlendiren Yüksek Mühendis Rıza Behçet Akcan, normal koşullarda bu büyüklükte suyun pompa motorlarıyla tahliye edilebileceğini ancak akıntıyla ilgili kesin tanı konulması gerektiğini vurguladı. Akcan, daha önce de dile getirdiği Marmaray’ın bütünü tamamlanmadan yapılan açılışın yaratabileceği büyük tehlikelere işaret etti. Maltepe’de bulunması gereken Ana Kumanda Merkezi’nin şu an mevcut olmadığını ve Üsküdar’daki geçici kumanda merkezinin gerekli ihtar ve ihbar komutlarının iletilmesi için yeterli olduğuna dönük ciddi şüpheleri olduğunu ifade eden Akcan’ın, değerlendirmeleri şöyle:

“İzlediğim videodaki açıklamadan anladığım kadarıyla 10 ve 13 numaralı segmentleri bağlayan bulon (çelik yapı mühendisliğinde kullanılan cıvata) diplerinden gelen suyun debisi, ikisinin toplamı olarak, saniyede 10 litre dolayındadır. Bu debideki su rahatlıkla, tünel içine girebileceği projelendirme aşamasında ön görülerek hesaplanan pompa motorları tarafından dışarı atılabilir. Ancak suyun neden ve nereden geldiği, akıntıyı yaratan suyun haznesinin ne olduğu, örneğin yeraltı suyu (bana göre yeraltı suyudur) ise hacminin ne olduğu saptanmalıdır. Bunların araştırılması ve tanı konulması şarttır. Tanı konulduktan sonra da varsa bir veya birkaç çözüm sırayla veya birkaçı birlikte uygulamaya konulur. Eğer su buraları zayıf bulup akıyorsa, zamanla zayıf bulduğu bu noktaları patlatabilir de...”

Acil durumda ne olacak?
Akcan, acil bir durum oluştuğu takdirde neler olabileceğiyle ilgili de şunları söylüyor: “O takdirde SCADA (Veritabanlı Kontrol ve Gözetleme) sistemi, eğer düzgün çalışıyorsa ve test edilmiş ise tünelin bu kesiminin trafiğe kapatılması gerektiğini ihtar ve ihbar eden komutunu Ana Kumanda Merkezi’ne anında iletir. Tabii burada Ana Kumanda Merkezi Maltepe’de olması gerekirken, Maltepe istasyon olarak bile henüz bitirilmediğinden elbette Ana Kumanda Merkezi de yok. Alelacele trafiğe açılan bu tünel içi trafiğine kumanda etsin diye Üsküdar’a bir geçici merkez kurulduğunu biliyoruz. Bu merkezin kabiliyeti konusunda şu anda elimde net bilgiler olmamakla beraber, kuşkularım oldukça fazladır.”

TCDD’den yalanlamaya düzeltme
TCDD dün akşam soL’un yayımladığı görüntüleri apar topar yalanladıktan sonra ikinci bir açıklamayla yalanlamadan vazgeçti. İkinci açıklamada görüntünün yüklenici konsorsiyum tarafından araştırıldığı ve görüntülerin Sirkeci istasyon bölgesindeki tünel inşası dönemine ait olduğu belirtildi. Açıklama “Görüntülerin iddia edildiği gibi batırma tüp elemanlarıyla bir ilgisi yoktur” diye sürdü. Oysa soL’un böyle bir iddiası zaten yoktu. TCDD, ikinci açıklamada “13 . segment yok” şeklindeki “yalanlaması” konusunda da hiçbir şey söylemedi.

soL’un ulaştığı, projede çalışan kaynaklar, görüntülerde izlenen rayların bir sene önce döşendiğini, Marmaray açılmadan hemen önce yapılan tünel etütlerinde de su sızıntısı izlerine rastlandığını kaydetti. Kaynaklar, ayrıca yalnızca batırma tüp elemanlarında değil, tünel segmentlerinde de su sızıntısı olmasının ciddi bir risk olduğunu vurguladı.