Büyük patlamadan önce


Bilim insanları, evreni dolduran kozmik mikrodalga arkaalan (KMA) radyasyonundaki dalgalanmalarda büyük patlama öncesi olayların izlerinin görülebileceğini ortaya attılar.

Tanınmış kozmoloji uzmanı, Oxford Üniversitesi'nden Profesör Roger Penrose, KMA radyasyonu üzerinde yapılan analizlerin büyük patlamadan önce gerçekleştiği tahmin edilen olayların izlerini ortaya çıkardığını belirtti. Sözü geçen “olaylar”, herhangi bir fiziksel süreçten arta kalan izleri (burada radyasyon) ifade ediyor, ve galaksi kümelerinin etrafında halkalar şeklinde görülüyor. Bu halkalarda, KMA radyasyonundaki dalgalanma beklenmedik ölçüde düşük düzeyde.

Henüz tanınmış bilimsel yayınlardan herhangi birinde yayınlanmamış olan çalışma, herkesin erişimine açık olan bir akademik sitede yayınlandı. Sitede yayınlanan çalışmada, Profesör Penrose'un geliştirdiği ve yaygın kabul gören “genişleme teorisi” ile tam olarak uyuşmadığı düşünülen bir teoriyi destekleyen fikirler sunuluyor. Genişleme teorisine göre, evren tek bir noktadan başlayan ve hayal edilemeyecek düzeyde hızlı ve geniş bir yayılma ile şekillendi. Esasen bu teori, meşhur büyük patlama teorisinden tam olarak farklı olmamakla birlikte, tek başına büyük patlama ile net biçimde anlaşılamayan bazı noktaları düzeltmesiyle büyük patlama teorisinden ayrılıyor. Yüksek enerji fiziği alanında yapılan araştırmaların çoğu, bu patlama-genişleme sürecinin başlamasından itibaren “doğa yasalarının” (aslında yasalardan ziyade fiziksel etkileşim türlerinin) bugün tasvir ettiğimiz şekillerine nasıl evrildiğini inceliyor.

Penrose, BBC'ye yaptığı açıklamada konuyu şu sözlerle ortaya koyuyor: “Ben hiçbir zaman genişleme teorisinden yana olmadım. Ancak bu teoriyi kabul etmiyorsanız, bu teorinin yaptıklarını yapabilen başka bir şey ortaya koymak durumundasınız. Benim önerdiğim şemada, yine üstel genişleme var, ancak bizim “aeon”umuzda değil- bu zaman terimini, büyük patlamadan başlayan ve uzak geleceğimize uzanan dönemi betimlemek için kullanıyorum. İddiam şudur ki, bizim “aeon”umuz, benzer ardışık süreçlerden bir tanesi önceki “aeon”ların uzak geçmişi, bir şekilde bizim büyük patlamamız oluyor.”

Profesör Penrose'un savunduğu konformal döngüsel kozmoloji (conformal cyclic cosmology), doğa yasalarının zaman içinde “evrilmesine” izin veriyor, ancak evren için teorik bir başlangıç tayin etme ihtiyacını dışlıyor.

Süperkütleli Bulgu

Profesör Penrose ve arkadaşı Erivan Devlet Üniversitesi'nden Vahe Gurzadyan, bulgularının, büyük patlamayı önceleyen olaylara kanıt ve konformal döngüsel kozmolojiyi destekleyen bulgular olduğunu düşünyorlar. Penrose ve Gurzadyan, çalışmaları süresince KMA radyasyonun geniş çaplı analizlerini incelediler. Yaklaşık 11,000 farklı konum taradılar ve, geçmişte birbiri etrafında dönen galaksilerin çarpışmış olabileceği yönleri aradılar. Bu çarpışmalarda, galaksilerin merkezlerindeki süperkütleli karadeliklerin birleşerek büyük miktarda enerji seçılımına yol açmış olmaları bekleniyor.
KMA radyasyonu, ortalamada çok küçük varyasyonlar gösteriyor

Konformal döngüsel kozmoloji teorisine göre, bir nesne tarihinde bir süreçten birden fazla kez geçmiş olabilir, ve her defasında dışarıya doğru şok dalgaları yayılmış olması gerekir. Araştırmalar, bu fikirle uyuşan eş merkezli çemberler gösteren 12 aday tespit etti.

Bu noktada önerilen, bu çemberlerin büyük patlama öncesi olayların izlerini taşıdığı fikri. Genişleme teorisine göre, Penrose'un da belirttiği gibi, bu olayların (bir anlamda düzensizliklerin) genişleme sürecinde silinmiş olması gerekirdi.

Durham Üniversitesi Kozmoloji Grubu'ndan Shaun Cole, çalışmayı “etkileyici” olarak nitelendirdi. Cole şöyle konuştu: “Bu devrimsel bir teori, ve bu teoriyi destekleyen veriler mevcut gibi görünüyor. Standart büyük patlama teorisinde döngüsel olan bir durum söz konusu değildir, evrenin bir başlangıcı vardır ve sonu yoktur. Burada şu felsefi soru akla geliyor: 'büyük patlamadan önce ne vardı?'. Burada yapılmaya çalışılan şey, süreci döngüsel olarak kurgulayarak, 'daha önce birşey yoktu' yanıtından kurtulmak.”

Araştırmacılar, bir noktayı özellikle vurguluyorlar teorinin daha ciddi sınanması için, daha fazla veriyle karşılaştırılması gerekiyor. Bu nedenle, KMA radyasyonunu çok hassas bir şekilde çalışmak üzere tasarlanmış Planck teleskobundan gelecek veriler teori açısından büyük önem taşıyor.

(soL-Bilim)