Nereye elinizi atsanız karanlık...

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Bir kez daha, medyada Küba karşıtı kara çalmaların yoğunlaştığı bir dönemden geçiyoruz – şaşırtıcı değil, sık oluyor böylesi dönemler... Küba’ya karşı emperyalizmin yürüttüğü mücadele sadece medya üzerinden yürümüyor elbette, her alanda bastırıyorlar. Ama Küba karşıtı bu devasa mekanizmanın neresine elinizi atsanız, emperyalizmin karanlık sularında buluyorsunuz kendinizi... Hangi isme baksanız, kirli ilişkiler...

Bir mahkumun açlık grevinde ölmesinden sonra yaşanan süreçte, özel olarak da “Beyaz Giyen Kadınlar” (Damas en Blanco) yürüyüşlerinde öne çıkan iki örnekten bahsedeceğim bugün. Yukarıdaki kuralı çok iyi bilen bir isim, Jean-Guy Allard yazdı iki ismin de geçmişini ikisinin de nasıl birer ajan olduklarını hatırlattı.

Anımsayalım: 2003 yılı Mart ayında ABD’nin para aktardığı bir çetenin üyeleri olarak 73 kişi tutuklandıktan sonra, bu kişilerden bazılarının eşleri kurmuştu Beyaz Giyen Kadınlar’ı. Bu 30 kadın, bir süredir Havana’da bir kilisede birlikte katıldıkları ayinin arkasından sokağa çıkarak yürüyüş yapıyorlar. Bu kadınlar, her kesimden yoğun ilgiye mazhar oluyorlar: Her hafta uluslararası basın peşlerinde Kübalılar da… Her hafta, yürüyüşü gören binlerce Kübalı da sokaklara dökülüyor, ancak elbette uluslararası basının muhabirlerinin kadrajının dışında kalıyorlar. Bir kesim daha var yürüyüşe pek bir ilgi gösteren: diplomatlar.

Biliyorsunuz, diplomasinin birtakım kuralları vardır. Bu kurallardan belki de en önemlisi, gittiğiniz ülkenin iç meselelerine karışmamaktır. Sadece görüşlerini dile getirirken dahi kendilerini sınırlar diplomatlar (tabii Türkiye’de –ya da başka bir yerde- ABD büyükelçisi değillerse...)

Ama hükümet karşıtı, hatta rejim karşıtı bir yürüyüşe katılmak? Alman diplomat Volker Pellet, Beyaz Giyen Kadınlar’ın tüm yürüyüşlerine katılıyor. Küba basınının kendisine sorduğu hiçbir soruyu yanıtlamıyor.

Şu an Küba’daki Alman Büyükelçiliği’nin ticari ataşesi olan Bay Pellet’in geçmiş kariyeri çok yönlü. Ticari ataşeyi 2007 yılında, AB ortak silah gücünü birlik sınırları dışında, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Çad’da kullanmaya hazırlanırken çeşitli askeri yetkililerle birlikte “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası” konferansında konuşmacı olarak görüyoruz.

Nedir Bay Pellet’in savaşlarla ilgisi? Geçmişi, sorunun yanıtını ele veriyor: Sosyalist doğuyu yutan Batı Almanya’nın bir kez daha küresel bir askeri güç olma yolundaki ilk ve en önemli atılımı olan Yugoslavya’nın parçalanması sırasında Bay Pellet Belgrad’da görevli. Görev alanı ise Kosova. Emperyalizmin en son “bağımsız yaptığı” ülke olan Kosova, aynı zamanda en kirli olanı: dünyadaki devletlerin çoğunluğu tarafından tanınmayan ülke, pratikte uyuşturucu kaçakçılığıyla ve bunu elinde tutan çeteler tarafından yönetiliyor. Tabii bunlar insan hakları açısından sorun değil, zira Kosova devasa bir ABD üssüne sahip…

Bu kişiler, şimdi Küba’da “insan hakları ve demokrasi yanlısı” yürüyüşlere destek veriyorlar.

Beyaz Giyen Kadınlar’ın insan hakları ve demokrasiden ne kadar yana oldukları, 29 Mart günü soL’da manşet olan “Kim Bu Kübalı Muhalifler” haberinde ortaya konuluyordu: dünyanın en azılı teröristlerinden Luis Posada Carriles’le bağlantılı “insan hakları savunucuları”. Aynı haberde, Posada Carriles’in de katıldığı, Beyaz Giyen Kadınlar’a destek için Miami’de düzenlenen yürüyüşteki bir başka isim de göze çarpıyordu: Gloria Estefan.

Gloria Estefan, şarkıcı kimliğiyle ünlü olan bir CIA ajanı…

Yok, öyle iddia falan değil kendisi söylüyor. George Bush’un Beyaz Saray’da kişisel konserlerini dinlemekten zevk aldığı bir isim olan Gloria Estefan, Telemundo kanalına verdiği bir röportajda CIA için çalıştığını ifade etmişti. Durum CIA’nın ünlü bir Küba asıllı şarkıcıdan işbirliği talep etmesi de değil: Estefan, seneler önce havaalanında gümrük memuru olarak çalışırken CIA için ajanlık yapmaya başlamış.

Estefan’ın babası, diktatör Fulgencio Batista’nın kişisel korumalarından birisi. Devrim olunca Batista’yla birlikte ülkeden kaçan baba, Domuzlar Körfezi çıkarmasında da gönüllü olarak (elbette ABD tarafında) savaşmış.

Meksika merkezli uyuşturucu trafiği gözlem örgütlerine göre, Gloria Estefan ve mafya babası olarak bilinen kocası Emilio Estefan Küba’dan Meksika’ya adam kaçırma ticaretiyle de uğraşıyorlar.

Bunlar Küba’da “insan hakları mücadelesine” destek veriyor.

Küba karşıtı hangi taşı kaldırsanız, altından pislik çıkıyor.

[email protected]