Küba'daki yapısal değişiklikler beklenmedik değil, ama çok önemli

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR – KÜBA ve LATİN AMERİKA yazıları

Küba’da bazı şeylerin değeri, iyi bilinir. Parti kongreleri böyledir örneğin: uzun aralıklarla yapılan kongrelerin her biri, ülkenin sosyalizme yürüyüşünde önemli bir dönemece denk düştü şimdiye dek. Bir başkası, 26 Temmuz Ulusal İsyan Günü’nde ve mecliste liderlerin yaptıkları konuşmalardır. Şimdiye kadar boş ve süslü sözlerle dolu hiçbir konuşma geçmediği, her biri partinin, hükümetin ve devletin üst kademelerinin kafalarındaki sorunları ve çözüm önerilerini açıkça tartıştığı için, halk Fidel’in ve şimdilerde Raúl’ün ne dediğini dikkatle izler.

Bir kez daha, çok önemli bir konuşma dinledik Raúl’den, 1 Ağustos’taki meclis genel kurulu konuşmasında. Raúl, konuşmasında cezaevindeki mahkûmların salınmasından elektrik tüketimine, dış borç ve mali kaynaklardan idari örgütlenmedeki değişikliklere çeşitli konulara değindi. Ancak en önemli meselenin, ekonomik sistemdeki yapısal değişiklikler başlığı olduğunu söyleyebiliriz.

Meseleleri birbirine bağlayarak anlattığı için, Raúl’ün konuşmasındaki sıralamaya bağlı ilerleyelim. Raúl’ün ilk ele aldığı mesele, Havana’da yapılan idari değişiklikti. Halihazırda, aslında Küba’da iki Havana vardı: Havana ili, ve Havana Kenti (Ciudad de la Habana) ili. Yapılan düzenlemeyle kent merkezinin dışındaki yerleri kapsayan Havana ili ikiye bölündü: Artemisa ve Mayabeque. Raúl, bu kararın temel amacını idari şekillenmenin daha işlevsel ve rasyonel bir örgütlenmesiyle halka daha yakın ilgi gösterebilmek olarak açıkladı. Ülkenin idari yapılandırılmasının gözden geçirilmesi, önceki parti kongrelerinde dile getirilen bir ihtiyaçtı, yani bir bakıma, uzun süredir istenilen bir değişiklik, biraz gecikmeyle yapılmış oldu.

Raúl, bu iki yeni ilin, “Halk İktidarı’nın (Poder Popular) yerel organlarının çalışmalarında görülen hatalara düşmeksizin”, kaynakların rasyonel kullanımı gözetilerek ve tasarrufa gidilerek, her bir görevlinin iş tanımı iyi belirlenerek ve devletin merkezi yönetimi, devlete ait ulusal şirketler ve kitle örgütleri arası ilişkileri düzenleyen organlarda açık bir indirime gidilerek oluşturulacağını söyledi.

Raúl, söz konusu hataların neler olduklarından bahsetmedi, ancak arkasından gelen duyarlılıklar, hataların neler olabileceğine işaret ediyor. Şu an Küba’da başta parti olmak üzere, hükümetin, devletin ve kitle örgütlerinin en fazla üzerinde durdukları konu, tasarruf ve verimlilik. Yeni illerin, bu konuda, özellikle idari kadroların istihdamı, bahsedilen kurumlar arası koordinasyon ve yönetimde verimlilik açısından birer pilot il olacağı öngörülebilir.

Gelelim ekonomideki yapısal değişikliklere...

“Yapısal değişiklik” demem sebepsiz değil: bunlar, Raúl’ün kullandığı sözcükler. “Yapısal ve fikri değişiklikler”. Raúl, bu değişiklikleri anlatmaya geçmeden önce, ilk olarak, düşmanın kasten yarattığı “ekonomik ve toplumsal sistemde reform” beklentisine dikkat çekti. Raúl, bu itham ve çarpıtmaların amacının Küba’yı kapitalist reçetelere ve sosyalizmin yıkımına doğru ittirmak olduğunu vurguladı.

Raúl, “devrimciler, Devrim’in önderleri ve halkın çoğunluğu arasındaki birlik, bizim en önemli stratejik silahımızdır” sözlerinde, konuşmanın önemli mesajlarından birisini verdi. Ülkenin kongreye ve önemli değişiklikler yaşanacak bir sürece doğru gittiği şu evrede Raúl, devrime, sosyalizme, ve önderliğe güven çağrısı yaptı.

Ardından “hassas meselelere geçelim” diyen Raúl, ekonomideki değişikliklerden bahsetti.16-17 Temmuz’daki Bakanlar Konseyi’nde görüşülen ve alınan kararlar, özetle şunlar: adım adım, devlette istihdam edilen insan sayısı düşürülecek kendi hesabına çalışmak isteyenlere verilen izinler genişletilecek (şu an Küba’da bu durumda olan 150 bin kişi var) tarım sektörü dışında ilk kez, kendi hesabına çalışanların yanlarında başkalarını da çalıştırmalarına izin verilecek, bunun karşılığında vergi alınacak ve sanayi ürünlerinin de ticareti serbest bırakılacak.

Kestirmeden söyleyeyim: bunlar, elbette riskli adımlar. Kaçınılmaz olarak önümüzdeki dönemde Küba’da gelir eşitsizliği bir miktar artacak, örneğin. Raúl, bu nedenle yürütülecek bu süreçte işçi sendikalarına büyük görev düştüğünü vurguladı. Örneğin devlet istihdamı azaltılırken, yani devlette çalışan bazı kişilerin işlerine son verilirken, adam kayırmacılık ve ayrımcılık olmaması için Raúl en büyük görevin işçilere, sendikalara düştüğünü söyledi.

Raúl, kimsenin ortada bırakılmayacağını, devletin sosyal devlet sorumluluğunu yerine getirmeyi sürdüreceğini belirtti. Ancak Raúl, çalışmadan yaşamayı teşvik eden her türlü “paternalist” araçların da ortadan kaldırılacağını söyledi. Henüz tüm bunların ayrıntıları açıklanmasa da, maaşlarda birtakım oynamalara gidileceği ve çalışılan süreye ve verimliliğe göre maaşların farklılaştırılması yolu izleneceği anlaşılıyor.

Devletin işten çıkaracağı kişiler için gerekli istihdamın, kendi hesabına çalışan kişilerin sayısının artırılmasıyla sağlanması öngörülüyor. Devlet, buradan vergi alacak – Küba’da görece yeni bir olgu. Vergilerin hem satıştan, hem gelirden alınması bekleniyor.

Tüm bu değişiklikler niye? Raúl’e göre, çünkü verimlilik ve üretim artmadan, maaşları artırmak, ihracatı artırmak ve ithalatı düşürmek, yiyecek üretimini artırmak ve sistemin devasa sosyal harcamalarını bu şekilde sürdürmek imkansız.

Raúl ekonomideki durumu da özetledi: ilk altı ayın verileri, uluslararası ve ülke içindeki sıkıntılara rağmen yüreklendirici görünüyor. Şeker ve bazı başka tarım ürünlerinin üretiminde planlananın çok gerisinde kalındı. Ancak ülkeye gelen turist sayısı arttı petrol üretiminde belirlenen hedef yakalandı içeride bütçe dengesi iyiye gidiyor emek verimliliği, ortalama maaşın üzerinde bir ritmle seyrediyor, ki bu yıllardır becerilemiyordu ihracat az da olsa arttı ve enerji tüketiminde tasarruf sağlandı. Raúl, ülkenin ödemekte zorlandığı dış borçların vadelerinin de ilgili alacaklılarla görüşmeler sonucunda yeniden belirlendiğini duyurdu.

Raúl, son olarak salıverilen tutuklulara değinerek, bunların siyasi mahkûmlar olmadığını ve Küba’nın bu kararının baskı altında almadığını ve devrimin bundan sonra da kendisini savunacağını, benzer durumdaki karşıdevrimci faaliyetleri aynı şekilde cezalandıracağını bir kez daha vurguladı.

Raúl Castro’nun konuşmasının özeti böyle. Raúl’den sonra, geçtiğimiz haftasonu, Fidel de meclise seslendi. Ancak Fidel’in, tekrar “sahneye çıkmasına” rağmen, ülke yönetimine dair meselelerde yetki sahibi olarak hükümete tamamen saygı göstermeyi ve bir gazeteci kimliğiyle uluslararası meselelere yoğunlaşmayı tercih ettiği görülüyor.

Raúl’ün konuşması, bir süredir dillendirilen doğrultuyu bir kez daha tekrar etmiş oldu. Bu konuşmaya bakılarak derin öngörü ve analizlerde bulunmak pek mümkün değil. Ancak bu konuşmanın ardından, Küba’daki değişimi çok daha yakından ve dikkatle takip etme sorumluluğunun arttığını söyleyebiliriz.

[email protected]