Sudaki Arseniğe Dair 2

Tahir Öngür

Belli ki, arsenik yoksullara daha &ccedilok zarar veriyor!&nbsp

D&uumlnya Sağlık &Oumlrg&uumlt&uuml i&ccedilme suyundaki arsenik derişiminin 10 &microg/l'nin &uumlzerinde olmaması kuralını &oumlneriyor. Her &uumllkenin buna g&oumlre kendi ulusal standartlarını koyması ve halk sağlığını korumak doğrultusunda &oumlnlemler alınması gerekli.

DS&Ouml'n&uumln i&ccedilme suyu i&ccedilin &oumlnerdiği izin verilebilir en y&uumlksek arsenik miktarı sınırı, kabul edilebilir(?) sağlık riski ile ilişkilidir ve yaşam boyu kanser olma riskinin 100.000 kişide 10 kişiyi ge&ccedilmesi olarak tanımlanır. Arsenik s&oumlz konusu olduğunda, ABD'nde EPA riski 0,17 &microg/l kadar d&uumlş&uumlk bir orandan s&oumlz etmektedir. EPA 3, 5, 10 ve 20 &microg/l i&ccedilin bir ekonomik değerlendirme yapmış ve 10 &microg/l'lik sınırı halkın sağlıklı suya &oumldeyebileceği &uumlcret ve su iyileştirme teknolojilerinin varlığı a&ccedilısından en ekonomik sınır olarak se&ccedilmiştir. Bu hesaplamada bir insanın yaşamının korunmasının bedeli 6,1 milyon USD olarak hesaplanmış! Bu yaklaşımda d&uumlş&uumlk sayılabilecek bir sınırın bile keyf&icirc bir yanı olduğu, belli bir sınırın altında artık arsenikten hi&ccedil kimsenin zarar g&oumlrmemesi gibi bir durumun s&oumlz konusu olmadığı da a&ccedilık. Yoksa, Kaliforniya EPA'nın Sağlık ve Tehlike Değerlendirme Ofisi &ccedilalışmasına g&oumlre milyonda bir kanser riski i&ccedilin arsenik dozunun trilyonda 1,5 (bug&uumln se&ccedililen sınırdan 3000 kez daha k&uuml&ccedil&uumlk) olması gerekli. Ama, b&oumlyle bir su bulmak ta nerede ise olanaksız.

İlgin&ccedil olan bir başka olay da, ABD'nde EPA'nın da arseniğin zararları bilimsel olarak ortaya d&oumlk&uumlld&uumlkten sonra en az 15-20 yıl bir &oumlnlem geliştirmemiş, bir kural geliştirmemiş olmasından &oumlt&uumlr&uuml ciddi bir bi&ccedilimde eleştirilmekte oluşudur. Su t&uumlccarlarını rahatsız etmemek i&ccedilin insanların bedenlerinde kanser birikmesine g&oumlz yuman bir &quot&Ccedilevre Koruma Ajansı&quot!&nbsp

Gelişmekte (!) olan &uumllkelerin &ccediloğu ise halen ulusal standartları olarak DS&Ouml'n&uumln &oumlnerdiği eski sınır olan 50 &microg/l'yi uygulamakta ve bunu da ekonomik kaygılarla yapmakta. Bu arsenik d&uumlzeyinin sağlık &uumlzerine etkileri &ccedilok a&ccedilık bir bi&ccedilimde ortaya konmuş olduğu gibi, daha d&uumlş&uumlk arsenik derişimleri ile bile i&ccedil organ kanserleri arasında bir&ccedilok ilişki belirlenebilmiş.

Cilt kanseri 10 yıllık bir gecikme ile ortaya &ccedilıkıyor i&ccedil organı kanserleri 20-30 yıllık gecikmelerle. Tayvan ve Şili'de belirlenen bu s&uumlre&ccedil &oumlrneğin 5 yıl boyunca 500 &microg/l arsenik dozunun etkisinde kalanlarda 30 yıl sonra kanser riskinin %10 olacağını ortaya koymakta. 50&microg/l maruziyette ne olur bilinmez ama, doğrusal ilişkiye bakılarak risk %1 varsayılabilir. Şimdiki sınır olan 10 &microg/l sınırında bile riskin halen %0,2 olacağı ortada.

Kızılırmak Suyu'nun Ankara'lılara gizlice i&ccedilirilmekte olduğu ortaya &ccedilıktığında Tıp Kurumu'nun konuyla ilgili anımsatmaları konuyu &oumlzetlemektedir:

&quotArsenik i&ccedilme suyunda izin verilen limitlerin altındaki konsantrasyonlarda da kanserojen etkiye sahiptir. Aşağıda Amerikan Ulusal Bilimler Akademisinin i&ccedilme suyu Arsenik konsantrasyonlarına bağlı olarak her 10 bin n&uumlfus i&ccedilin fazladan mesane ve akciğer kanser olguları tahminleri yer almaktadır. Burada izin verilen limitin (10 mikrogram) altındaki 3 ve 5 mikrogram/litre d&uumlzeylerinde ortaya &ccedilıkan kanser risklerine dikkatinizi &ccedilekmek istiyoruz.&nbsp


İ&ccedilme Suyu

Arsenik Kons.

(&microg/L)

Mesane Kanseri

Kadın&nbsp&nbsp Erkek

Akciğer Kanseri

Kadın&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbspErkek

3 4 7 5 4
5 6 11 9 7
10 12 23 18 14
20 24 45 36 27

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstit&uumls&uumln&uumln son analizlerinde Ankara'da şebeke suyundaki Arsenik konsantrasyonu 1,5 - 4 mikrogram aralığında saptanmıştır. Bu değerler izin verilen limitlerin altındadır ama Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi (National Academy of Sciences/NAS) yayınında yer alan tabloda 3 ve 5 mikrogram d&uumlzeyinde akciğer ve mesane kanseri risklerine baktığımızda ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz g&oumlr&uumllmektedir. Ankara'nın n&uumlfusu 4,1 milyondur. Bu riskler uzun yıllar g&uumlnde 2 litre su t&uumlketiminde ortaya &ccedilıkan risklerdir. Kanser g&oumlr&uumllme s&uumlresi (latent periyot) 15-20 yıl hatta daha uzun s&uumlrelerdir.

NAS'ın verileri &uumlzerinden Ankara'da şebeke suyunda ortalama 3 mikrogram Arsenik olduğu takdirde Ankaralı kadınların yaşamları boyunca 850'sinde&nbspAnkaralı erkeklerin de 1500'&uumlnde de yalnızca bu d&uumlzeydeki Arsenik konsantrasyonuna bağlı yeni mesane kanseri ortaya &ccedilıkacaktır (toplam 2350 yeni mesane kanseri olgusu).

Yine ortalama 3 mikrogram Arsenik konsantrasyonunda Ankaralı 1050 kadında ve 850 erkekte yeni akciğer kanseri olgusu ortaya &ccedilıkacaktır(toplam 1900 yeni akciğer kanseri olgusu).

Bu i&ccedilme suyunda 3 mikrogram ortalama arsenik yoğunluğunda 4250 Ankaralı'da yeni mesane ve akciğer kanseri olgusu demektir.

5 mikrogram ve 10 mikrogram Arsenik yoğunluğunda ortaya &ccedilıkacak akciğer ve mesane kanseri olguları &ccedilok daha y&uumlksek d&uumlzeylerdedir. Konu bu nedenle &ccedilok hassastır.&quot

Bu &oumll&ccedil&uumltler İzmir'e ya da başka kentlere taşındığında sorunun T&uumlrkiye halkı a&ccedilısından da yakıcı &oumlnemi ortaya &ccedilıkmaktadır.&nbsp

Arsenik ve sağlık konusundaki &ccedilalışmaların en zor alanlarından biri de insan bedeninde arseniğin belirlenmesidir. Kandaki arseniğin yarılanma &oumlmr&uuml 4 g&uumlnd&uumlr. Ancak uzun s&uumlre arseniğe maruz olanlarda kandaki arsenik temsil edici kabul edilebilir. Buna karşılık sa&ccedil ve tırnakta arsenik analiz sonu&ccedillarının &ccedilok daha temsil edici olduğu d&uumlş&uumln&uumllmektedir.

Arsenik yalnızca insanlara zarar veriyor değil. Doğadaki başka canlılara da, hayvanlara da bitkilere de zarar verdiğine ilişkin &ccedilok sayıda araştırma ve bulgu var. &Oumlrneğin, belli bir dozda sodyum arsenit uygulanan tarlalarda tatlı mısır, bezelye ya da fas&uumllye verimlerinin d&uumlşt&uumlğ&uuml belirlenmiş. Aynı şekilde y&uumlksek arsenikli suyla sulanan tarlalarda pamukların b&uumly&uumlmelerinin ketlendiği mısır, pirin&ccedil ve soyanın taze boylarının k&uuml&ccedil&uumlk kaldığı anlaşılmış. &Oumlzellikle arsenatlı g&uumlbreler &ccedilok kullanıldığı i&ccedilin kirlenen topraklarda, fosfatın arseniğin bu zehirleyiciliğini azalttığı belirlenmiş. &nbsp

Ama, hastalanma ve &oumll&uumlm oranları a&ccedilısından kıyaslandığında suyla ilişkili başka hastalıkların, arsenikten kaynaklananlardan &ccedilok daha yıkıcı olduğu a&ccedilık. DS&Ouml ve UNICEF'in 2000 yılında yaptıkları ortak bir &ccedilalışması, d&uumlnyada yılda yaklaşık 4 milyon ishal olayı bildirildiğini, &ccediloğu beş yaşından k&uuml&ccedil&uumlk &ccedilocuk olan 2,2 milyon kişinin &oumlld&uumlğ&uumln&uuml ve gelişmekte(!) olan &uumllkeler n&uumlfusunun %10'una bağırsak kurtları bulaştığını ortaya koymuştur. Bangladeş İstatistik Dairesi ve UNICEF'in yine 2000'ndeki bir incelemesi de her yıl beş yaşından k&uuml&ccedil&uumlk 110.000 &ccedilocuğun &oumlld&uumlğ&uumln&uuml ortaya koymuştu. Durum, Nepal, Hindistan ve Pakistan'da daha da k&oumlt&uuml.&nbsp

Buna g&oumlre şu sonu&ccedillar &ccedilıkarılabilir. Arseniğin halk sağlığına olumsuz etkileri &ccedilok a&ccedilıktır ve ciddi &oumlnlemler almak gerekir. Bug&uumlnk&uuml etkiler gelecek onyıllarda artacak ve bundan y&uumlzbinlerce kişi etkilenecektir. Arsenik daha &ccedilok yoksullara zarar vermektedir.

Ama, sudan kaynaklanan hastalıklar &ccedilok daha yaygın ve yıkıcıdır.&nbsp
&nbsp

DOĞADA ARSENİK HEP VARDI

HER YERDE DE VAR&nbsp

Arsenik bir metalsi, bir oksianyon (oksijenle bileşikler kurmaya yatkın metaller gibi davranan) element. -3, 0, +3 ve +5 gibi farklı oksitlenme değerlerinde karşılaşılabiliyor doğada. Ama en &ccedilok karşılaşılan şekli &uuml&ccedil değerli arsenit (As(III)) ve beş değerli arsenat (As(V)). Sularda yaygın olarak karşılaşılan pH (asitlik) değeri aralığında (6,5-8,5) hareketlenmeye eğilimli. &Ccediloğu zehirli iz metaller pH değeri arttığında &ccedil&oumlzeltiden ayrılmaya, suların n&oumltr pH değerlerinde de oksit, hidroksit, karbonat ve posfat mineralleri oluşturarak birlikte &ccedil&oumlkelmeye ya da kil mineralleri ya da sulu metal oksitlerin ya da organik maddelerin &uumlzerinde soğurulmaya eğilimli. Bunun tersine arsenik gibi oksianyonların &ccediloğu pH artarken tutulmaya daha az yatkın ve bazı &oumlzel koşullarda da n&oumltre yakın pH'lı sularda bile &ccedilok y&uumlksek derişimlerle suda kalabilir. Bu y&uumlzden krom, arsenik, uranyum ve selenyum gibi (hepsi de kanser yapıcı olan) oksianyon yapıcı elementler sularda en &ccedilok karşılaşılan iz kirleticiler. Arsenik bunların en değişik koşullarda suya ge&ccedilebilip, suda kalabileni olduğu i&ccedilin de en tehlikelisi. &Oumltekilerin tersine indirgeyici koşullarda bile hareketli olabiliyor.

Arsenik yer kabuğunda yaygın olarak bulunuyor. Yer kabuğunun ortalama arsenik i&ccedileriği&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp&nbsp 2 mg/kg. Nerede ise 200 farklı kaya yapıcı mineral, arsenik i&ccedileriyor. Elementer arseniğin yanında k&uumlk&uumlrtle kurduğu farklı bileşikleri, oksitleri, vb bileşikleri var. &Ccediloğu ise, cevher mineralleri ya da onların alterasyon, bozuşma &uumlr&uumlnlerinde birikiyor. En sık karşılaşılan arsenikli cevher mineralleri de arsenopirit (FeASs, demir arsenik s&uumllf&uumlr) ve arsenlipirit (Fe(AsS)2). K&uumlk&uumlrtle yakın ilişkili olan arsenik, bu nedenle başka k&uumlk&uumlrtl&uuml cevher yataklarında da bolca bulunuyor. Yine, indirgeyici (oksijensiz) ortamlardaki tortul tabakalarda bulunan pirit, yanında arseniği de taşıyor. B&oumlylesi tabakalar oksijenle karşılaştığında pirit oksitlenip demir oksite d&oumln&uumlş&uumlrken s&uumllfatı, arseniği ve başka iz elementleri de salıyor ve ortamı asitleştirebiliyor. K&uumlk&uumlrd&uuml biraz y&uumlksek olan k&oumlm&uumlrlerde azıcık ta olsa pirit varsa bunlar asit yağmurları ve asitli maden sularının oluşumuna ve bu k&oumlm&uumlr madenlerinin ve &ccedilok k&oumlm&uumlr yakılan yerlerin &ccedilevresindeki y&uumlksek arsenikli su kaynaklarının oluşmasına neden oluyor.

Kentlerden uzak kırsal alanlarda havadaki ortalama arsenik derişimi 0,02-4 ng/m3 pek &ccedilok kentsel alanda bu 3-200 ng/m3 end&uumlstri alanlarında ise 1000 ng/m3'i aşan miktarlarda arsenikle karşılaşılıyor. Arsenik havada ince toz par&ccedilacıklarındaki arsenit ve arsenat karışımı olarak bulunuyor. Son birka&ccedil onyılda Avrupa &uumllkelerinde havadaki arseniğin miktarının azalmakta olduğu belirlenmiş. Havadaki arsenik r&uumlzg&acircr erozyonu, volkanlardan salınma, topraktan d&uumlş&uumlk sıcaklıkta buharlaşma, denizden kaynaklanan aerosoller ve hava kirliliği yoluyla oluşur ve kuru ya da nemli olarak yeniden yery&uumlz&uumlne d&oumlk&uumll&uumlr. En &oumlnemli antropojenik, end&uumlstriyel katkı metal kavurma fırınları ve fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanır. K&uumlresel atmosferik arsenik akısının %30'unun end&uumlstriyel kaynaklı olduğu hesaplanmakta.

Hava kirliliğinin olmadığı b&oumllgelerde yağmur suyundaki arsenik miktarı 0,013-0,5 &microg/l kadar. Ancak, &oumlrneğin Kuzey Denizi'ndeki bir gaz platformunun yakınında yağmur suyunda 45 &microg/l kadar arsenik &oumll&ccedil&uumllebilmiş.

Topraktaki arsenik miktarı ortalama 5 mg/kg (1-40 mg/kg) kadar. Ancak, atık sahalarının, maden işletmelerinin ve pestisit kullanılan tarlaların &ccedilevresinde bu değer &ccedilok y&uumlkselebiliyor (50-550 mg/kg).

Y&uumlzey sularında arsenik olduk&ccedila d&uumlş&uumlk. Yeraltısularında da &ccedilok y&uumlksek değil, ortalama 1-2 &microg/l. Ancak, volkanik kayaların ve s&uumllf&uumlrl&uuml cevher yataklarının &ccedilevresinde bu değer 3000 &microg/l'ye kadar &ccedilıkıyor.

Jeotermal sular ve bunların &ccedilevrelerindeki y&uumlzey ve yeraltısularında da arsenik &ccedilok y&uumlksek olabiliyor.&nbsp

Arseniğin yukarıda değinilen yerlerden a&ccedilığa &ccedilıkması hemen kendi başına &ccedilevreye yayılması anlamına gelmiyor. Arsenat, kolayca sulu demir oksitlerin &uumlzerinde tutuluyor. Benzer bir bağlanma, varsa aluminyum ve manganez oksitlerinin, kalsit kristalciklerinin ve kil minerallerinin y&uumlzeyine de oluyor. Arsenik doğada, olağan koşullarda bu yollarla b&uumly&uumlk oranda bağlanmış oluyor, soğuruluyor, adsorbe oluyor. Suya ge&ccedilmiyor.

Arseniği doğal olarak bulunduğu bu ortamlardan harekete ge&ccediliren ise genellikle ekonomik etkinlikler, &uumlretim ve t&uumlketim s&uumlre&ccedilleri. Madencilik, bunlardan biri. K&oumlm&uumlr ve &oumlteki fosil yakıtların yakılması, bir başka hareketlendirici etken. Ayrıca, Arseniğin belli ortamlarda birikmesine neden olan uygulamalar da var. Arsenik bileşimlerinin pestisit (tarımsal b&oumlcek ila&ccedilları), herbisit (ot &oumlld&uumlr&uumlc&uuml ila&ccedillar), &uumlr&uumln kurutucu ve hayvanların, &oumlzellikle de k&uumlmes hayvanlarının besinlerine katılarak kullanımı arsenik kirlenmelerine neden oluyor. Yalnızca ABD'ne tarımda kullanmak &uumlzere yılda 20.000 ton arsenikli pestisit ithal ediliyor ve bunun iki katı da kullanılıyor. Tarımsal ila&ccedillarda arsenik kullanımı son yıllarda azalıyor olsa da, besinlere katkı ve &oumlzellikle de ahşap koruyucu olarak kullanımı &ccedilok yaygın. Ahşaplara emdirilen kromlu bakır arsenatın (CCA) Avrupa'da yasaklanılmasına hazırlanılıyor.

İngiltere'de demir dışı metal end&uumlstrisinin atıklarındaki arsenik yılda toplam 650 ton demir ve &ccedilelik end&uumlstrisinden havaya 9 ton/yıl ve katı atıklara 179 ton/yıl fosil yakıtların kullanılmasından da havaya 297 ton/yıl ve katı atık olarak ta 838 ton/yıl arsenik salımı olduğu hesaplanmış (1986'da). 1996'da İngiltere'de havaya salınan arseniğin toplamı 50 ton kadar.

D&uumlnyada atmosfere bir yılda salınan arseniğin miktarı 36.000 ton ve bunun %64'&uuml end&uumlstriyel etkinliklerden kaynaklanıyor.

Avrupa Birliği'nin bir &ccedilalışma grubu, Birlik &uumlyesi &uumllkelerde havaya salınan arseniğin 80 ve 90'lı yıllarda olduk&ccedila azaldığını belirlemiş. Yine de, 1990'da &uumlye &uumllkelerde havaya salınan arseniğin toplam 575 ton olduğu, bunun 492 tonunun k&oumlm&uumlr ve petrol yakmaktan, 77 tonunun da başta demir &ccedilelik end&uumlstrisi olmak &uumlzere end&uumlstriyel s&uumlre&ccedillerden &ccedilıktığı belirlenmiş.

Kanalizasyon atıklarındaki arsenik miktarı da end&uumlstrileşmeyle koşut olarak artıyor. İngiltere i&ccedilin verilen değerler 0-188 mg/kg kuru ağırlık olarak veriliyor. ABD i&ccedilin, &oumlrneğin Iowa i&ccedilin verilen değer ise ortalama 9,8 mg/kg arsenik. İngiltere'de tarımsal alanlara fosfatlı g&uumlbrelerle 6,1 ton/yıl arsenik d&oumlk&uumll&uumlrken, kanalizasyon atıklarından 2,5 ton/yıl arsenik boşaltılıyor. &nbsp

Arsenik bileşimlerinin bu şekilde kullanımının olumsuz &ccedilevresel etkileri &ccedilok &oumlnemli ve uzun s&uumlreli ancak, g&oumlreli olarak yerel. Buna karşılık arsenikle ilgili yaygın &ccedilevre sorunları daha &ccedilok doğal ortamlardaki hareketlenmenin &uumlr&uumln&uuml. &nbsp

D&uumlnyanın pek &ccedilok yerinde yeraltı sularında y&uumlksek arsenik derişimleriyle karşılaşılıyor. Bunların pek &ccediloğu maden yatakları ve madencilik etkinlikleriyle, bazıları da jeotermal kaynaklarla ilişkili. Buralardaki sularda, tortullarda ve topraktaki arsenik d&uumlzeyi irkiltici de olsa, bunlar geniş alanlara yayılmıyor. &Oumlrneğin Tayland'da 1987'den beri binlerce kişinin yakınlarındaki kalay ve tungsten madenciliğinden &oumlt&uumlr&uuml arsenik zehirlenmesinden etkilendikleri biliniyor. Buralarda oluşan asit maden suları y&uumlksek miktarlarda ağır metal ve arseniği &ccedilevredeki su kaynaklarına taşıyor. Hindistan'da Madhya Pradesh b&oumllgesindeki altın madenciliğinin 1999'dan beri arsenik zehirlenmelerine neden olduğu biliniyor. Malezya'da, G&uumlney Amerika'da, Avustralya'da, ABD'nde benzer ayısız &oumlrnekler var. USGS'in Arsenik &Ccedilalışma Grubu'nun d&uumlzenlediği yıllık &ccedilalıştaylarında da en &ccedilok anlatılan &oumlrnekler bunlar.&nbsp

Ama, y&uumlksek arsenikli sular pek &ccedilok b&oumllgede maden, madencilik ve jeotermal etkinliklerle ilişkili değil. Bunların &ccediloğu yer altı suyunun i&ccedilinde dolaşıp biriktiği b&uumly&uumlk akiferlerde, yer altı katmanlarında g&oumlr&uumllmekte. Bu t&uumlr al&uumlvyon havzalarıyla Arjantin, Şili, Meksika, GB ABD, Macaristan, Romanya, Bangladeş, Hindistan, &Ccedilin, Myanmar, Nepal ve Vietnam'da karşılaşılabilmekte. Buraları &ccedilok geniş alanlar kapladığı ve geniş kitlelere i&ccedilme suyu kaynağı olduğu i&ccedilin &oumlzellikle &oumlnemli.

Bazı &oumlzel hidrojeokimyasal, su kimyası koşulları, &oumlzellikle de indirgeyici (havasız) ortamlarda demir oksitlerinin suda &ccedil&oumlz&uumlnmesi ve demir oksitlere bağlanmış arseniğin serbest kalması y&uumlksek arsenikli suları ortaya &ccedilıkarıyor. Bu t&uumlr ortamlar &oumlzellikle G&uumlney Asya'daki arsenik sorunlu Kuvaterner Akiferlerin sığ kesimlerinde g&oumlr&uumll&uumlyor. Ancak, son &ccedilalışmalar bu ortamlardaki arsenik derişiminin derinlikle de, yanal olarak ta &ccedilok değişken olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında sudaki arsenik derişiminin zamana bağlı, mevsimsel olarak ta değişken olduğu bilinmekte.&nbsp

Neden?

Yerkabuğunda ve &oumlzellikle de maden yataklarının &ccedilevresinde, hele de madencilik yapılıyor ve kayaların i&ccedilinde su ve oksijenle etkileşemeden duraylı duran k&uumlk&uumlrtl&uuml cevher mineralleri artık ufalanıyor ve y&uumlzeye &ccedilıkıyorsa, oksijen ve suyla buluşup sulu demir oksitleri başta olmak &uumlzere, metal oksitlere d&oumln&uumlş&uumlyor. &Ccedilevreye de s&uumllfat ve asit salınıyor. Bu arada &ccedileşitli iz metaller ve arsenik te bu asitli sularla harekete ge&ccediliyor. Ama, yeni oluşan ve kristalleşmemiş demir ya da manganez oksitleri arseniğin &ccediloğunu soğuruyor, y&uumlzeyinde tutuyor ve serbest arsenik &ccedilevrede zenginleşmeyebiliyor. Ortamda y&uumlksek arsenik olsa bile olağan ve doğal koşullarda arseniğin hareketlenemediği g&oumlr&uumll&uumlyor.&nbsp

Bu t&uumlr k&uumlk&uumlrtl&uuml minerallerce zengin olan bazı akiferlerde yeraltısuyu d&uumlzeyi d&uumlşer, daha doğrusu d&uumlş&uumlr&uumll&uumlrse, ortama bolca oksijen ulaştığından bu mineraller benzer bir şekilde oksitlenebiliyor ve &oumlrneğin ABD Wisconsin Havzası akiferlerinde olduğu gibi ortamda yine arsenik &ccediloğalabiliyor (Wisconsin'de 12.000 &microg/l'ye kadar &ccedilıkabiliyor).

Arseniğin suya ge&ccedilişi bazen bu oksitleyici (aerobik), asidik yer altı sularında ortaya &ccedilıkıyor. Kurak ve yarı kurak ortamlarda aşırı mineral tepkimeleri ve buharlaşma buna neden olabilmekte. Batı ABD, Meksika ve Arjantin'deki gibi bazı Amerika kapalı havzalarındaki yine Kuvaterner Akifelerinde bu t&uumlr yaygın sorunlarla karşılaşılabilmekte. &Ccedilin ve Batı Pakistan'da da benzer ortamlarla karşılaşılabiliyor.&nbsp

Ama arseniğin suya ge&ccedilişi daha yaygın olarak ancak &ccedilok indirgeyici (red&uumlktif, oksijensiz, havasız) koşullarda olabiliyor. Bu t&uumlr indirgeyici koşullar ise &ccediloğu durumda yeni &ccedil&oumlkelmiş, ince daneli, delta ve al&uumlvyon (ve bazen da g&oumll) tortullarında bulunur. Buralarda tortul birikimi hızlı olduğundan gere&ccedil oksitlenme olanağı bulamadan &oumlrt&uumll&uumlr. Yine tortullarla birlikte biriken bolca organik gere&ccedil te indirgeyici ortamın gelişmesine katkıda bulunan mikrobiyal etkinliği kolaylaştırır. Arseniğin oksitlenmiş bi&ccedilimi olan 5 değerli Arsenat As(V), bu ortamlarda indirgenerek 3 değerli Arsenit'e As(III)'e d&oumln&uumlş&uumlrse demir oksitlere bağlanabilmesi daha da g&uuml&ccedilleşir. Demir oksitlerin suda &ccedil&oumlz&uumlnmeye başlaması da bunu kısıtlayabilir. Ya da, fosfat gibi bazı başka bileşimlerin suda &ccediloğalması da, arseniğin demir oksitlerine tutunmasında onunla rekabet edebilir.

Paradoksal g&oumlr&uumlnen bir olgu aslında bu tortullarda &ccedilok fazla arsenik yokken bile akiferdeki suda y&uumlksek arsenik sorunu ile karşılaşılıyor oluşudur. Katı/sıvı oranının &ccedilok y&uumlksek oluşu doğal dengede k&uuml&ccedil&uumlk bir bozulmayla bile sudaki arsenik artışını sağlayabilmektedir. Bunun yanında buralardaki arseniğin başka minerallerin &uumlzerinde tutulmuş olması da &oumlnemli bir kolaylaştırıcıdır. Yine doğal dengedeki k&uuml&ccedil&uumlk bir değişiklik bu arseniğin kolayca suya ge&ccedilmesini sağlayabilir. &Oumlrneğin tortullarda yalnızca 1 mg/kg arsenik bile bulunsa, bu arsenik suya karıştığında 3000-6000 &microg/l derişimi oluşturabilir.

Adsorbe olan, metal oksitlerin y&uumlzeyinde tutulan, soğurulan arseniğin serbestleşmesini tetikleyen birka&ccedil neden var. Her şeyden &oumlnce pH'ın artışı demir, aluminyum ve mangan oksitlerin y&uumlzeylerine soğurulmuş olan &ccedileşitli anyonları, bu arada arsenatı serbest bırakıyor. &nbsp

Yine de tek başına bu değişiklikler yetmez. &Oumlnemli bir ek etken de akiferin ne derece yıkandığı, i&ccedilinden ne kadar taze suyun akıp gidebilmiş olduğudur. Kapalı havzalarda akiferi yeterince yıkayabilecek kadar su akmaz ve arsenikle birlikte &ccedileşitli başka kimyasallar birikir. Yeraltısuyu akışının daha g&uuml&ccedill&uuml olduğu akiferlerde suda serbestleyen arsenik de suyla birlikte uzaklaştırılır. Bu y&uumlzden arsenikli yeraltısuyu sorunu daha &ccedilok yeni &ccedil&oumlkelmiş al&uumlvyon ovalarında, yeraltısuyu akışının &ccedilok yavaş olduğu yerlerde ortaya &ccedilıkar.

İndirgeme s&uumlre&ccedilleri &ccedilok yavaş işliyor. Bir İsvi&ccedilre G&oumll&uuml'nde yapılan bir &ccedilalışma, &ccedil&oumlkelen oksitli tortulalrın t&uumlm&uumlyle indirgenmesinin ancak 1000 yıl kadar bir s&uumlrede ger&ccedilekleşebildiğini ortaya &ccedilıkarmış.&nbsp

Bu nitelikteki sular, b&oumllgedeki geniş delta ve al&uumlvyon ovalarındaki gen&ccedil, Kuvaterner &ccedil&oumlkellerinde ortaya &ccedilıkmaktadır. G&uumlney Asya'daki Bengal Havzası, Mekong Vadisi, Kızıl Irmak Deltası, İnd&uumls Ovası ve Sarı Nehir Ovası bu t&uumlr havzaların başını &ccedilekmektedir. İnd&uumls ve Mekong vadilerinin orta b&oumll&uumlmlerinde bu t&uumlr sorunlar g&oumlr&uumll&uumlrken, deltaların aşağı b&oumll&uumlmlerinde bunun g&oumlr&uumllmeyişi dikkati &ccedilekmektedir. Arsenik a&ccedilısından sorun yaratmaya en yatkın yerlerde yeraltısuyunun daha az kullanılıyor olması bunun nedeni olmalıdır.

Dikkat &ccedilekici olan şey, G&uumlney Asya'da olduğu gibi kıyı ve delta ovalarında arseniğin sığ ve gen&ccedil yeraltısuyu akiferlerinde y&uumlksek oluşudur. Derinleştik&ccedile ve eski tortulların i&ccedilinde arsenik derişimi azalıyor. Ovalar d&uumlş&uumlk eğimli ve yeraltısuyu akış hızı d&uumlş&uumlkse, yine arsenik i&ccedileriği artmakta. Buna karşılık, Moğolistan'da olduğu gibi kıta i&ccedili kapalı havzalarında derin ve eski al&uumlvyon havzalarında da arsenik i&ccedileriği y&uumlksek olabilmekte. Bir başka dikkat &ccedileken bulgu da, sığ ve geniş &ccedilaplı kazma kuyu (keson ya da bostan kuyuları) sularının d&uumlş&uumlk arsenikli oluşu.

Kuzeyde Alaska'dan, Oregon'da Krater G&oumll&uuml ve Kaliforniya'da Searles G&oumll&uuml'nden, Nikaragua ve Kosta Rika'daki volkanik g&oumlllere ve g&uumlneyde Ant dağlarına kadar Amerika kıtalarında y&uumlzeye arsenik salan volkanik etkinlikler bulunmaktadır.&nbsp&nbspArsenik&ccedile zengin soda g&oumlllerindeki bu s&uumllfat indirgenme s&uumlreci USGS ekiplerince inceleniyor.&nbsp Onlar da bu s&uumlreci bakteri etkinliğine bağlıyor.&nbsp&nbsp Bu s&uumlre&ccedil Arjantin ve Şili dağlarında karşılaşılan &ccedilok sayıdaki arsenik kirlenme olgularının nedenidir. &nbsp

Ama, yeraltısularında arsenik &ccedilok olsa da o y&oumlredeki y&uumlzey sularında, baraj ve akarsularda arseniğin y&uumlksek olmadığı da bilinmektedir.&nbsp
&nbsp

NE OLDU DA, ARSENİK ZİNCİRLERİNDEN BOŞALDI?&nbsp

Gelişmiş kapitalist &uumllkelerdeki uzmanlar konuya genellikle teknik bir konu olarak bakıyor. Ama, Harvard'dan Prof Wilson bile bunu &quotAncak bu &ccedilocuksu bir yaklaşımdır.&nbsp Devasa toplumsal sorunlar bu konuda yapılacak yardım yeteneğini denetler durumdadır&quot&nbspdiyerek eleştiriyor. Bangladeş Kırsal Kalkınma ve Kooperatifler Bakanlığı adına kapsamlı bir rapor hazırlayan Suzanne Hanchett, Farhana Sultana ve Fatema Mannan'a g&oumlre,

  • Arsenikle ilişkili hastalıklar &oumlzellikle yoksullar arasında yaygın.
  • Halkın 50&microg/l'nin &uumlzerinde arsenik derişimlerine maruz kaldığı yerlerde deri hastalıkları da, akciğer kanseri de erkeklerde, kadınlardan daha sık g&oumlr&uumll&uumlyor.
  • &Oumlte yandan kadınlar toplumsal olarak arsenikle ilişkili hastalıklardan erkeklere g&oumlre daha fazla zarar g&oumlr&uumlyor. Evlenmemiş kadınlar arsenikten hastalanmışlarsa daha zor eş bulabiliyor, evli iseler evlilikleri sona erebiliyor. Kadınlar arsenikle ilgili hastalıklar konusunda konuşmaya daha az yatkın, tedaviye daha isteksiz davranıyor.
  • Hastalığın ekonomik sonu&ccedilları da ilgiye değer. Hastaların &ccediloğu &ccedilalışamayacak denli zayıflayıp işlerini yitiriyor. Bu durum hem erkekler ve hem de kadınlar i&ccedilin ge&ccedilerli ama, yoksullar arasında &ccedilok yıkıcı.
  • Arsenikle ilişkili hastaların toplumsal olarak yalıtılmasına neden olduğu i&ccedilin depresyon t&uumlr&uuml ruhsal hastalıklara da neden oluyor.
  • Arsenik zehirlenmesi sorunu, halka temiz, yeterli ve sağlıklı su sağlanmasının zorunluluğu a&ccedilısından bir &quotinsan hakları sorunu&quotdur.

Prof Wilson'a g&oumlre cilt sorunları g&oumlr&uumllen hastalar gelişmiş &uumllkelerde iyileştirilebilirken, az gelişmiş &uumllkelerde b&oumlylesi hastalar yardım alamıyor, kara ayaklılar y&uumlr&uumlmeyi s&uumlrd&uumlrd&uumlklerinden &oumlt&uumlr&uuml hastalıkları kangrene kadar varıyor.&nbsp

Arsenik kirlenmesi farklı koşullarda ortaya &ccedilıkabiliyor. Gelişmiş kapitalist &uumllkelerde madencilik, izabe tesisleri, fosil yakıtların kullanımı, arseniğe doyurulmuş ahşap kullanımı, atıklar, kentsel kanalizasyon atıkları ve pazar i&ccedilin kapitalist tarımda arsenikli g&uumlbrelerin kullanımı &oumlnde gelen kirlenme nedenleri. Bu kirlilikler yerel, noktasal ya da dar alanlarda etkili olsalar da k&uuml&ccedil&uumlmsenemeyecek sayıda insanın, &oumlzellikle de emek&ccedililerin hastalanmasına, &oumlm&uumlrlerinin ileri d&oumlnemlerinde kanser olmalarına neden oluyor. Kapitalist &uumlretim ilişkileri ve kapitalist yatırımcılar rekabeti sağlayacak, k&uumltlesel &uumlretimi arttıracak, k&acircrı en &uumlst d&uumlzeye &ccedilıkarak her t&uumlrl&uuml teknolojiye hırsla sarılıyor. O teknolojinin kısa ya da uzun d&oumlnemdeki etkileriyle hi&ccedil ilgilenmiyor. Olumsuz etkiler ortaya &ccedilıkmaya başladığında bunu &oumlrtbas etmek i&ccedilin ellerinden geleni yapıyor. Artık kamu kaynaklarından yararlanamayan bilimsel araştırmalar da desteklenmiyor. Kullanılan teknolojinin &ccedilevre ve halk sağlığı &uumlzerindeki yıkıcı etkileri a&ccedilık&ccedila ortaya &ccedilıktığında da bunun d&uumlzeltilmesine karşı uzun s&uumlre direniliyor, bunun ekonomik mal oluşu &oumlne &ccedilıkarılıyor.

ABD'nde EPA'nın da arseniğin zararları bilimsel olarak ortaya d&oumlk&uumlld&uumlkten sonra en az 15-20 yıl bir &oumlnlem geliştirmemiş, bir kural geliştirmemiş olmasından &oumlt&uumlr&uuml ciddi bir bi&ccedilimde eleştirilmekte oluşunu yeniden anımsamakta yarar var.

Gelişmiş kapitalist &uumllkeler, end&uumlstri ve kentleşmedeki &ccedilarpıklık ve &ccedilıkmazlarının yarattığı &ccedilevre ve halk sağlığı yıkımlarının &oumlncelikle emek&ccedililer ve yoksulların omuzlarına y&uumlkseldiğini g&oumlzlerden uzak tutup, az gelişmiş &uumllkelerdeki arsenik kirlenmelerini &oumlne &ccedilıkarmaya, sorunun doğal ve teknik bir konu olduğu inancını yaymaya &ccedilalışıyor.&nbsp

Ama, az gelişmiş &uumllkelerdeki b&uumly&uumlk delta ovaları ya da yaygın kapalı havzalarda karşılaşılan yaygın arsenik kirlenme ve zehirlenmeleri de her y&oumln&uumlyle doğal değil. Her şeyden &oumlnce yukarıda uzun uzun s&oumlz&uuml edilen b&uumly&uumlk ovalarda arsenikten kaynaklanan sağlık sorunlarının son yıllarda ve sondaj kuyularının aşırı bi&ccedilimde kullanıma alınmasından sonra ortaya &ccedilıkmış olduğu a&ccedilık. Bu &uumllkelerde kırsal kesimlerdeki tarımsal &uumlretim, kapitalist pazar i&ccedilin yapılmaya başlandıktan bunun i&ccedilin kısa s&uumlrede daha &ccedilok ve pazarlanabilir &uumlr&uumln elde etmek i&ccedilin toprak zorlanmaya başladıktan tarımsal ila&ccedil ve g&uumlbre kullanımı ve sulama yaygınlaştıktan sonra &ccedilıktı, bu kirlenme ve kitlesel zehirlenme salgını. Bunun i&ccedilin kapitalizmin pek &ccedilok kurumu az gelişmiş &uumllkelere d&uumlnya kadar kredi ve proje akıttı. Sonraları, &oumlrneğin D&uumlnya Bankası, Unicef ve BGS (British Geological Survey) su kimyasına bakmadan Bangladeş'te sondaj kuyuları yapımına &oumln ayak olmaktan &oumlt&uumlr&uuml su&ccedillanmışlardı.&nbsp

Doğadaki sularda, bu arada yeraltı sularındaki arsenik derişimi genellikle DS&Ouml'n&uumln &oumlnerdiği 10 &microg/l'nin altında. Ancak, bazı &oumlzel jeokimyasal ve hidrojeoloji koşullarında arsenik suda hareketlenip derişimi bu sınırın 100 katına kadar y&uumlkselebiliyor. DB uzmanlarına bakılırsa bu y&uumlksek arsenik derişimleri &ccediloğu durumda doğal nedenlerle ortaya &ccedilıkıyor. Evet, bu gibi durumlarda arsenik bir kirletici kaynaktan gelmiyor, yerkabuğu ve toprakta bulunan arsenik bir şekilde harekete ge&ccediliyor. Ama, k&uumlresel kapitalizm d&uumlnyada egemenliğini pekiştirmek i&ccedilin b&uumlt&uumln sınırları yıkmaya, d&uumlnyanın her yerine sızmaya, b&uumlt&uumln d&uumlnya &ccedilift&ccedililerini pazar i&ccedilin k&uumltlesel &uumlretime zorlayıncaya kadar olmayan bu sorun neden 1970-80 yıllarından sonra ortaya &ccedilıktı. DB uzmanları uyuyan yılanı yuvasından kimin &ccedilıkardığının &uumlzerinde durmuyor. &nbsp

Bu sorunun en şiddetle yaşandığı &uumllkeler, G&uumlney ve G&uumlneydoğu Asya'daki Bangladeş, Hindistan, Miyanmar, Nepal, Pakistan, Kambo&ccedilya, &Ccedilin, Laos ve Vietnam. D&uumlnya Bankası ve IBRD'nin yaptığı bir &ccedilalışma d&uumlnyanın bu b&oumllgesindeki sorunun ağırlığına ışık tuttu. Rapor'a g&oumlre bu b&oumllgede 60 milyon kişi arsenikli yeraltısuyundan zehirlenme riski altında yaşıyor. 700.000 kişinin de arsenik k&oumlkenli hastalıklara tutulduğu biliniyor.

Bangladeş, arsenikle başı en &ccedilok dertte olan &uumllke. Yukarıda s&oumlz&uuml edilen arsenik zehirlenmesi riski altında yaşayan 60 milyon kişinin 35 milyonu Bangladeş yurttaşı. Bangladeş'te 50 yılda 326.000 kişinin kanserden &oumlleceği ve ayrıca 2.500.000 kişinin de arsenikle ilişkili hastalıklara tutulacağı &oumlng&oumlr&uumll&uumlyor. Bu &uumllkenin 64 ilinden 59'unda y&uumlksek arsenikli yeraltısuyu sorununun varlığı biliniyor. Bangladeş'in kırsal kesiminde 7,5-8 milyon sığ sondaj kuyusunun sulamada kullanıldığı biliniyor. Kurak d&oumlnemde y&uumlzey suları kıt olduğundan &uumllkedeki tarımsal sulama yeraltısuyu yardımıyla yapılıyor. Seksenli yılların başlarından bu yana y&uumlzey suyu ile sulanan alanlar hemen hemen değişmezken, sondaj kuyularından &ccedilekilen yeraltısuyuyla sulanan alanlar hemen hemen beş kat artmış. Yeraltısuyu sulaması 1982 yılında toplam sulanan alanların %42'sinde yapılırken, bu oran 2001'de %75'e y&uumlkselmiş. Bu d&oumlnemde, kurak mevsim pirin&ccedil &uumlretimi de 3 kat artmış. Ancak, bu artış 1992'den sonra durmuş. Hesaplamalara g&oumlre bu sulama suyuyla yılda 1.360 ton arsenik &ccedilekilmiş oluyor yeraltından. Başka bir hesaba g&oumlre de hektar başına 10 kg'a kadar arsenik birikiyor her yıl, Bangladeş topraklarında ve tarımsal &uumlr&uumlnlerinde. Bu birikim &oumlzellikle toprağın en &uumlst 15 cm'lik b&oumll&uumlm&uumlnde oluyor. Kırsal y&oumlrede g&uumlnde kişi başına 20 l su t&uumlketildiği kabul&uumlne g&oumlre de, i&ccedilme/kullanma suyu sağlamak i&ccedilin a&ccedilılan kuyulardan &ccedilekilen su ile de yeraltından her yıl 46 ton arsenik &ccedilekilmiş oluyor. Bangladeş'te uyuyan yılanı yuvasından kim &ccedilıkarmış?

Ama, sorun yalnızca Bangladeş'le sınırlı değil. Tayvan'da 200.000, İ&ccedil Moğolistan'da 600.000, &Ccedilin'de 1.100.000, ABD'nde 2.500.000, Meksika'da 400.000, Şili'de 400.000, Arjantin'de 200.000, Bolivya'da 50.000, Yunanistan'da 150.000, Macaristan'da 400.000, Gana'da 100.000, Hindistan'da 5.000.000 kişinin arsenik zehirlenmesi riski altında olduğunu listeliyor, EPA'nın bir &ccedilalışması.

Bu listede T&uumlrkiye'nin bulunmayışı sularımızda arsenik analizlerinin yapılmasına ancak bu yıl, o da yalnızca kentsel su şebekelerinde başlanmış oluşundan olmalı. &nbsp
&nbsp

İSTENDİĞİNDE ARSENİKLE BAŞEDİLEBİLİYOR&nbsp

Arsenikli sularla baş etmenin elbette yolları var.

Her şeyden &oumlnce &ccedilevreye arsenik salan s&uumlre&ccedillerin, teknolojilerin kullanılmaması gerekir. G&uumlbrelerde, tarımsal ila&ccedillarda arsenik kullanılmasından vazge&ccedililmesi bu kadar mı zor? Zor olan bilimi daha uygun teknikler ve teknolojiler geliştirecek şekilde harekete ge&ccedilirmek değil. Zor olan, &uumlretim, pazarlama ve t&uumlketim s&uumlre&ccedillerini insanlığın yararına planlayabilmek oldu, kapitalizm i&ccedilin.

Bunun i&ccedilin tarımda aşırı &uumlretim, fiyatlar d&uumlş&uumlnce &uumlr&uumlnlerin tarlada bırakılması, denize d&oumlk&uumllmesi, toprağın yoksullaştırılması, aşırı sulama, aşırı ila&ccedil ve g&uumlbre kullanılmasından da vazge&ccedililmesi gerekirdi. Bunun i&ccedilin d&uumlnyanın bir yerinde k&uumltlesel olarak elde edilen aşırı &uumlr&uumlnlerin d&uumlnyanın &oumlteki ucuna taşınması yoluna gidilmemesi gerekirdi. Bunun i&ccedilin herkese, yeterli ve sağlıklı beslenmeyi hedefleyen kamu politikalarının izleniyor olması gerekirdi.

Yine, sulama ya da kullanma suyu gereksiniminin karşılanması pazar koşullarına bırakılmayıp bir kamu g&oumlrevi olarak algılanabilir ve uygun akiferler ve kullanılabilir kalitede su kaynakları aranabilirdi. Şimdi ise, k&uumlresel kapitalizmin akıl hocası kurumları başka su kaynakları bulsunlar i&ccedilin azgelişmiş &uumllke h&uumlk&uumlmetlerine yol g&oumlstermeye başladılar. Kuyular taranıyor ve suyu arsenikli olanlar kırmızıya boyanıp, sahipleri c&uumlzamlı muamelesi g&oumlr&uumlyor.

Bunun dışında yeraltısuyu kirli ise, y&uumlzey su hazneleri arsenikle kirlenmiyorsa hi&ccedil değilse i&ccedilme ve kullanma suyu gereksinimlerinin karşılanması i&ccedilin g&oumllet ve barajlar yapılabilirdi. Şimdi, bu ama&ccedilla projeler hazırlanıyor.

K&oumlm&uumlr yakan santraller onlarca yıl d&uumlnya atmosferini asit yapıcı gazlarla kirletti, asit yağmurları yaşamın s&uumlrd&uumlr&uumllebilirliğini olanaksız kılana kadar kapitalizm bunda diretti. Sonra gelişmiş kapitalist &uumllkelerde baca gazları ve k&uumlllerin tutulması i&ccedilin &oumlnlemler, yatırımlar zorunlu duruma geldi. İngiltere'nin k&oumlm&uumlr işletmeleri ve santrallerinden vazge&ccedilişi onlarca yıl &oumlnce Thatcher zamanında oldu. Onu, sonradan &oumlteki Avrupa &uumllkeleri izledi. Ama, şimdi aynı işletme ve tesisleri bizim gibi &uumllkelerde kurmaya başladılar. Bundan bile vazge&ccedilemedi k&uumlresel kapitalizm. Bundan vazge&ccedilemeyen bir sistemden &oumlteki fosil yakıtlardan, petrol ve t&uumlrevlerinden vaz ge&ccedilmelerini nasıl bekleyebilirsiniz?&nbsp

B&uumlt&uumln bunların yapılamadığı yerlerde de suların arıtılması yoluna gidilebiliyor. Suların arsenikten arıtılması i&ccedilin geliştirilmiş &ccedilok &ccedileşitli teknikler var. Oksitleme ve &ccedil&oumlkeltme (oxidation and sedimentation), topaklaştırma ve s&uumlzme (agglomeration and filtration), soğurma(adsorption) ve zardan s&uumlzme (membrane filtration) teknikleri hızları, mal oluşları, boyutları, vb ayrıntılarıyla birbirlerinden ayrılmaktadır.&nbsp Bu t&uumlr uygulamalar evsel olarak yapılabildiği gibi &ccedilok daha b&uumly&uumlk &oumll&ccedileklerde de yapılabilmektedir. Bu uygulamaların mal oluşu, suyun metrek&uumlp&uuml başına 0,2-3 USD arasında değişmektedir.

Ama, bu teknolojilerin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi de k&uumlresel kapitalizmin bir ticari sekt&oumlr&uuml durumuna getirildi. Gelişmiş kapitalist &uumllkelerde ABD'nin EPA'sı gibi kamu kurumları fizibiliteler hazırlıyor, araştırma projelerini destekliyor ve kendi sistemleri i&ccedilinde etkin ve tutumlu se&ccedilimler yapılabilmesine kamusal y&oumln g&oumlstericilik yapıyor. İş azgelişmiş &uumllkelere gelince DB, Unicef, IBRD, DS&Ouml, ya da başka uluslararası kurumlar bazı teknolojileri dayatan, o &uumllkeleri biraz daha bor&ccedillandıran ve dışa bağımlılığı g&uuml&ccedillendirmek ve ayakta tutmaya zorlayan kampanyalar s&uumlrd&uumlr&uumlyor.&nbsp

Evet, arsenikten uzak durmak, uzak durulamıyorsa onunla baş etmek olanaklı.

İnsan aklı ve bilim bunu sağlayabilecek kadar g&uuml&ccedill&uuml.

Ama, bunun bir &oumlnkoşulu var: kapitalist &uumlretim ilişkilerinin aşılması.&nbsp
&nbsp

T&UumlRKİYE KAPİTALİZMİ ARSENİĞİ BAŞKALARINDAN &OumlĞRENDİ VE BUNU YALNIZCA TEKNİK BİR SORUN, BİR KENT SORUNU OLARAK ALGILADI&nbsp

T&uumlrkiye'nin bir&ccedilok yerinde, kimi kentlerin tam da i&ccedilinde, &ccediloğu bitek ovaların kenarlarında y&uumlzlerce, binlerle sıcak su kaynağı boşalıyor. Y&uumlzeyden boşalanlar bir yana yeraltında yeraltısularına boşalanlar daha &ccedilok. Hepsinin de arsenik i&ccedileriği y&uumlksek. Bug&uumlne değin hi&ccedil kimse bu y&oumlrelerde sulama ve az da olsa evsel kullanımda t&uumlketilen suyun arsenik i&ccedileriğini, bunun bitki ve hayvanlarda zenginleşip zenginleşmediğini, o y&oumlrede yaşayanlarda 20-30 yıl sonra ortaya &ccedilıkabilecek kanser riskinin ne olduğunu merak etmedi.

Ya Gediz ve B&uumly&uumlk Menderes Ovalarında, Afyon, Erzincan, vb b&uumly&uumlk ovalarda yeraltısuyu arsenikli mi, acaba?

Yine, &Ccedilarşamba, Bafra, Gediz, Sel&ccediluk, G&oumlksu, &Ccedilukurova delta ovalarının bir b&oumll&uumlm&uumlndeki sığ yeraltısuyu akiferlerinde arsenik y&uumlksek mi, acaba?

T&uumlrkiye, jeolojik yapısından &oumlt&uumlr&uuml gen&ccedil volkanlarca da zengin. Orta ve Doğu Anadolu'daki bazı b&uumly&uumlk volkanik alanlar &ccedilevrelerinde arsenik yayılmasına neden oldu mu, acaba?

Ya s&uumllf&uumlrl&uuml metal maden yatakları. T&uumlrkiye'de bu t&uumlr yataklar b&uumly&uumlk ve devasa değil. Ama, o kadar &ccedilok ve yaygın ki. Istrancalar, G&uumlney Marmara, İ&ccedil Ege, Doğu Toroslar'ın kuzey kesimleri, Doğu Karadeniz Dağları, Doğu Anadolu'nun batı yarısı. İşletilmediklerinde bile &ccedilevrelerindeki sulara arsenik salan bu maden yatakları ilgiye değer değil mi? Daha &oumlnce işletmeye konu olmuş olan Balya'da y&uumlzey suları, Manyas G&oumll&uuml, &ccedilay ve g&oumll tabanındaki tortullar ve yeraltısuyundaki ağır metal kirliliği ve bu arada arsenik yayılımı insanların yaşadıklarıyla ve bilimsel incelemelerle belirlendi, tanıtlandı. Murgul, Ergani, vb bilinen işletmelerin &ccedilevrelerinde yaşananlar pek incelenmediyse de &quottevat&uumlr&quot&uuml var. Ama şimdi bir de k&uumlresel kapitalizmin k&uuml&ccedil&uumlk akt&oumlrleri &quotAnadolu Madenleri&quotne &uumlş&uumlşm&uumlşken yarattıkları risk ne durumda, &CcedilED'lerinde arsenik ne denli tartışılabiliyor, hangi kısıtlamalar ve izleme s&uumlre&ccedilleri dayatılıyor, kimisini Lord'ların eski b&uumly&uumlkel&ccedililerin y&oumlnettiği bu girişimcilere. K&uumltahya'daki g&uumlm&uumlş işletmesi devreye girdikten sonra yakınındaki Dulkadirli K&oumly&uuml halkının arsenik k&oumlkenli hastalıklardan kırılmaya başladığını OG &Uumlniversitesi'nden bir bilim insanı ortaya koymuştu. Bergama Ovacık altın işletmesinin &ccedilevresindeki yeraltısuyunda y&uumlkselen arseniği belgeleyen Ege &Uumlniversitesi bilim insanları i&ccedilin s&oumlylenmeyen kalmamıştı. Şimdi, aynı işletme ikinci atık barajının tanıtım dosyasında &ccedilevrede arseniğin y&uumlksekliğini, doğal bir olgu imiş gibi &quottespit&quot ediyor. Hen&uumlz, Uşak Kışladağ'ındaki altın işletmesinden &ccedilevreye arsenik salınmaya başlanıp başlanmadığı, başladı ise bunun Adıg&uumlzel Barajı'na ya da Kolankaya G&oumlleti'ne ulaşıp ulaşmadığına ilişkin bir inceleme yapılmadı. Yine hen&uumlz hi&ccedilbir kamu g&oumlrevlisi ya da bilim insanı gidip te Balya halkından, Murgul halkından K&uumlre halkından sa&ccedil ya da tırnak &oumlrnekleri alıp arsenik kirlenmesinin &uumlzerindeki &oumlrt&uumly&uuml kaldırmayı denemedi. Akıl mı edemediler, yoksa, koşullar mı uygun değildi?

D&uumlş&uumlk kalorili, ama y&uumlksek k&uumlk&uumlrtl&uuml linyit yatakları a&ccedilısından zenginiz. Afşin-Elbistan'daki işletmenin bu iki kentte yaşayanlara ettikleri dile d&uumlşt&uuml. &Oumlteki k&oumlm&uumlr işletmelerinin &ccedilevresindeki sularda, havada, toprakta arsenik normal mi acaba? Yatağan'da, Seyit&oumlmer'de, &Ccedilayıralan'da, Orhaneli'de, &Ccedilan'da, Kangal'da, ve başka bir &ccedilok yerde arsenik hareketlenmiş olabilir mi, acaba?

&Ccedilok sayıda doğal ve sayısız da baraj g&oumll&uumlm&uumlz var. G&oumlller genellikle d&uumlş&uumlk arsenikle &oumlzg&uumln. Ama, maden alanları, end&uumlstri atıkları, arıtılmamış kentsel atıklar ve jeotermal sular g&oumlllere ulaşabiliyorsa, durum değişiyor. Baraj g&oumlllerimizin suyunda arsenik arayan oldu mu acaba? &Oumlrneğin Hisaralan kaplıcalarının saniyede onlarca litre y&uumlksek arsenikli suyunu ve &ccedilevresindeki s&uumllf&uumlrl&uuml metal cevherleşmelerini yıkayan y&uumlzey suyunu toplayıp sonra da Sındırgı, Bigadi&ccedil ve Balıkesir Ovalarına su taşıyan Sındırgı'daki &Ccedilayg&oumlren Barajı'nda arsenik y&uumlksek değil mi acaba? Balya ile Manyas G&oumll&uuml arasında yapımı bitmek &uumlzere olan barajda arsenik birikmeyecek mi? G&oumlnen Barajı, batısındaki kurşun madenciliğinden arsenik almıyor mu acaba? Daha niceleri ilgi g&oumlrd&uuml m&uuml?

Alkali kapalı havza g&oumlllerinde aşırı buharlaşmadan &oumlt&uumlr&uuml arsenik zenginleşmesi olduğu da biliniyor, &uumllkemizde b&oumlylesi g&oumlllerin &ccedilokluğu da. Denizli-Afyon arasındaki alkali g&oumlllerde, Tuz G&oumll&uuml'nde ve b&oumlylesi irili ufaklı başka g&oumlllerimizde arsenik az mı, &ccedilok mu acaba? Giderek alanları k&uuml&ccedil&uumllen, kuruyan bu g&oumlllerden tozlaşarak &ccedilevreye &uumlf&uumlr&uumllen tozlar insanların soluyarak arsenik almasına neden olabilir mi?

T&uumlrkiye'nin de kurak b&oumllgeleri, kapalı havzaları var. Oralardaki y&uumlzey suları ve yazın az akan suları var. O sularda arsenik d&uumlzeyi y&uumlksek mi, acaba? Ereğli ve Karaman yeraltısuyu akiferleri bu a&ccedilıdan ilgi g&oumlrm&uumlş m&uuml idi?

T&uumlrkiye'deki organize sanayi b&oumllgelerinin bile &ccediloğunluğunda sıvı atık arıtma tesisinin olmadığı biliniyor. Organize olmayanlar zaten &ccedilevre i&ccedilin birer organize su&ccedil tehditi değil mi? &Oumlrneğin, Trakya'da &Ccedilerkezk&oumly'den ge&ccedilen akarsular Ergene'ye kadar akıyor ama, yer altı sularına arsenik taşımıyor mu? Ya Eskişehir'deki Porsuk &Ccedilayı? Gediz ve B&uumly&uumlk Menderes'e end&uumlstri atıklarından arsenik taşınıyor mu? Kuzeyde &Ccedilarşamba ve Bafra, g&uumlneyde &Ccedilukurova ve G&oumlksu ovaları sanayi atıklarından geldiği kuşkusuz olan arseniği ne yapıyor, acaba?&nbsp

T&uumlrkiye'de yaşam savunucuları arseniği daha &oumlnce de bir&ccedilok kere g&uumlndeme sokmaya &ccedilalıştı. Emet i&ccedilin, Balıkesir ve K&uumltahya'nın il&ccedilelerinde i&ccedilme/kullanma sularında arseniğin y&uumlksekliği i&ccedilin art arda g&uumlndemler a&ccedilıldı. K&uumltahya Dulkadirli K&oumly&uuml'ndeki arsenik zehirlenmelerinden s&oumlz edildik&ccedile konu &oumlrt&uumlld&uuml. Bergama Ovacık'taki altın işletmesinden etkilenen Ovacık ve &Ccedilamk&oumly'e su sağlayan kuyu sularını &oumlrnekleyip analiz eden Ege &Uumlniversitesi bilim insanları arseniğin hangi d&uumlzeylere kadar &ccedilıktığını belgeleyince, onları yalancı &ccedilıkarmak işi Bergama Kaymakamlığı'na kalmıştı.&nbsp

Şimdi ise, arseniğe karşı bayrağı Sağlık Bakanı'nın kendisi taşıyor.

Bunu biraz deşmek, irdelemek gerekli.&nbsp

K&uumlresel kapitalizmin kurumları kurallar koyuyor ve bunlara herkesin uymasını zorunlu kılıyor. DS&Ouml sularda (neden yalnız suların s&oumlz konusu olduğu sorulamaz mı?) ne kadar arseniğe razı olunabileceğine karar verdi: 10 &microg/l. Bunun ne anlama geldiği daha &oumlnce irdelenmişti. Bu kadar arsenik de bazı insanlarda kanser yapıyor. Bu a&ccedilık. Ama, daha da d&uumlş&uumlk arsenikli su bulmak (ve satmak) baylara pahalı geliyor, pek ekonomik bulunmuyor.

Bizim gibi &uumllkelere de bu kuralı, bu sınırı i&ccedilselleştirmek ve uymak kalıyor. Kendilerinden buna uymaları istenene kadar arseniği yalnızca padişah y&uumlz&uumlklerinde saklanan zehir sanan uysal y&oumlneticilerimiz de, uyum &ccedilabaları kapsamında bir y&oumlnetmelik hazırlamış ve uygulamaya (muhalif belediyelere karşı k&oumlt&uumlye kullanmaya) başlamış.

Y&oumlnetmelik, AB'ye uyum s&uumlreciyle ilintili olarak 25 Şubat 2005'te y&uumlr&uumlrl&uumlğe giren &quotİnsani T&uumlketim Ama&ccedillı Sular Hakkındaki Y&oumlnetmelik&quot. Hazırlanması ve &ccedilıkarılmasının dayanaklarından biri, tam da Y&oumlnetmelik metninin i&ccedilinde &quotAvrupa Birliğine &Uumlye &Uumllkelerce esas alınan İnsani Kullanım Ama&ccedillı Suların Kalitesine Dair 98/83/EC sayılı Konsey Direktifi,&quot olarak a&ccedilıklanıyor. Suda aranan kalite koşulları yalnızca &quota) Suyun bir şebeke aracılığı ile temin edilmesi halinde, bina ya da bir kuruluşta, suyun insani t&uumlketim i&ccedilin kullanılmak &uumlzere musluklardan akıtıldığı, b) Suyun tankerden alınması halinde, tankerden alındığı, c) Suyun satılmak &uumlzere şişelere ya da ambalajlara doldurulması halinde, şişelere ya da ambalajlara doldurulduğu, d) Suyun gıda &uumlretiminde kullanılması halinde, suyun &uumlretimde kullanıldığı noktalarda&quot aranıyor. &nbsp

Yukarıda sayfalarca sıralanan soruların yanıtlarını bu Y&oumlnetmelik sağlamayacak belli ki. Kim bilir ka&ccedil binlerce kişi yaşamının ileri bir d&oumlneminde sudaki arsenikten kaynaklanan kanseriyle baş başa kalacak?

Havaya salınan, tozlarla savrulan, sulamada kullanılan sulardaki, insanların kendi kuyularından sağladığı sulardaki, barajlarda biriken, ahşap yapılardan ya da tarımsal ila&ccedillardan &ccedilevreye yayılan, kentlerin kanalizasyonlarından &ccedilevreye yayılan, k&oumlm&uumlr yakan santrallerden salınan, egzosların &uumlf&uumlrd&uumlğ&uuml, altın işletmelerinden sa&ccedilılan arsenik bu Y&oumlnetmelik'ten &ccedilekinmesin. Yalnızca kentlerdeki musluk suları ve şişe ve tanker suları denetlenecek. &Uumlsteklik muafiyetler de olabilecek: &quotb&oumllgede i&ccedilme-kullanma suyu&nbsp tedarikinin s&uumlrd&uumlr&uumllebileceği başka makul yolların bulunmaması halinde, Ek-1 (b)'de ya da 7 nci maddenin ikinci fıkrasına uygun olarak belirlenen parametre değerlerinden, yetkili mercice, belirlenecek bir maksimum değere kadar muafiyet verilebilir. Muafiyetler kısa s&uumlreli olur ve maksimum &uuml&ccedil yılı ge&ccedilemez.&quot.&nbsp &Uumlstelik bu muafiyet &uuml&ccedil kere 3 yıl da olabilecek.

Daha &oumlnce Tıp Kurumu'nun ağzından değinildiği gibi halka bilgi de verilecek(mi?): &quotMadde 14 &mdash Yetkili mercilerce i&ccedilme-kullanma sularına ilişkin olarak t&uumlketicilere yeterli ve g&uumlncel bilgiler sağlanır ve bu doğrultuda Bakanlık bilgilendirilir. Suların kalitesi hakkında, t&uumlketicileri bilgilendirmek i&ccedilin &uuml&ccedil yılda bir rapor yayınlanır. Rapor, en azından g&uumlnde ortalama 1000 m3'&uuml aşan ya da 5000'den fazla kişiye hizmet eden b&uumlt&uumln m&uumlstakil su kaynaklarıyla ilgili bilgileri i&ccedilerir. Rapor &uuml&ccedil takvim yılını kapsar ve bu d&oumlnemin sonundan itibaren bir takvim yılı i&ccedilinde yayınlanır. Bu raporlar yayınlanmasından itibaren iki ay i&ccedilinde Komisyona g&oumlnderilir.&quot.

İşletmelerin 2007 yılı sonuna kadar gereken &oumlnlemleri alması ve uyumu sağlaması gerekiyor. Demek ki, nerede ise 1 yıldır bu y&oumlnetmelik b&uumlt&uumln&uuml ile uygulanıyor olması gerekli. Y&oumlnetmeliğin &quotb eki&quotndeki kimyasal parametreler arasında arsenik i&ccedilin &uumlst sınır 10&microg/l olarak belirtiliyor. &nbsp

Hepsi bu!&nbsp

T&uumlrkiye Kapitalizmi Arseniği Başkalarından &Oumlğrendi ve Bunu Yalnızca Teknik Bir Sorun, Bir Kent Sorunu Olarak Algıladı.&nbsp

T&uumlrkiye halkı da, d&uumlnyanın pek &ccedilok yerindeki insanlar gibi, başka pek &ccedilok zehirli kirletici ile birlikte arseniğin getirdiği hastalıklarla boğuşmaya h&uumlk&uumlml&uuml. Hele yoksul iseler, iyi beslenemiyor, sağlık hizmetleri bir kamu hizmeti değil de &uumlcretli bir ticari hizmete d&oumln&uumlşt&uumlr&uumlld&uumlğ&uuml i&ccedilin umarsızsalar. &nbsp

Sahi, &quotsudaki arsenik neden k&uumlresel kapitalizmin egemenliğinden &oumlnce kanser yapmıyordu?&quot

&Oumlnce kanseri mi yenmeli yoksa, kapitalizmi mi aşmalı?