Meslek erbabı “çapulcu”lara öç operasyonu

Devrimci avukatların peşine düştüler, terörist suçlamasıyla ÇHD Başkan ve üyelerini tutukladılar çünkü onlar geleneklerine uygun olarak ezilenlerin haklarını savunuyor, kapitalist tekellerin çıkarları için değil ama toplumun yararı için kullanıyorlardı mesleki bilgilerini. Bu geniş avukat operasyonuyla cezaevlerini baroya çeviren ve avukatları çalışma mekanları olan adliyelerde yerlerde sürükleyen ilk siyasal iktidar olma utancını da hak etti AKP.

İktidarın epey zamandır uğraştığı doktorlara olan “ilgi”si de Gezi’yle birlikte arttı çünkü onlar bir türlü Hipokrat Yemini’nden geri adım atmadılar. Meslek onurlarından ödün vermediler ve iktidar yardakçılığı yapmadılar. AKP’nin sağlık politikalarını cesaretle eleştirdiler. Gaza, copa ve gözaltıya karşın hiç korkmadan Gezi’de ve ülkenin birçok ilinde kurdukları revirlerde polis saldırısına uğrayan “çapulcu” ülke halkına yardımcı oldular. Kimya Mühendisleri Odası’nın konuya ilişkin çalışmalarına koşut olarak biber gazı kullanımının yasaklanması talebiyle kapsamlı raporlar yayınlamaktan da geri durmadılar.

24 Oda ve 500 bine yakın mimar ve mühendisi çatısı altında toplayan TMMOB da iktidarın dikkatini üzerinde toplayan meslek örgütleri arasında yer almakta. Abdullah Gül’ün Devlet Denetleme Kurulu’na hazırlattığı çalışmaların ardından hazırlanan ilk TMMOB yasa değişikliğini gelen tepkiler üzerine rafa kaldıran AKP, birkaç gün önce yeni bir torba içinde örgütün Anayasa'dan gelen mesleki denetim hakkını ortadan kaldıran maddeyi Meclis’e taşıdı ve bir gece yarısı operasyonuyla yasalaştırmayı başardı. Amaç, TMMOB Başkanı’nın söylediği gibi “TMMOB’u yetkisizleştirmek, itibarsızlaştırmak, işlevsizleştirmek.” Neden mi? Çünkü “AKP’lileştirilemeyen” mühendis ve mimarlar sermayenin çıkarı yerine toplum yararını savundular, özelleştirme politikalarıyla ülke varlıklarının tasfiyesine, rant ekonomisine, kentsel, kültürel ve doğal varlıkların tahribine ve talanına karşı çıktılar.

Baskı yasayla da sınırlı olmadı. “Şakacı” Vali Mutlu’nun Gezi’nin açıldığını bildirmesinin ardından açıklama yapmak üzere Gezi Parkı’na gelmeye çalışan Taksim Dayanışması üyesi olan birçok TMMOB yöneticisi, diğer Dayanışma üyeleriyle birlikte gözaltına alındı. 62 yaşındaki mimar Mücella Yapıcı’ya çıplak arama yapıldı. Arkadaşımıza yapılan taciz, bana 12 Eylül döneminde yaşanan benzer bir olayı anımsattı. Barış Derneği Davası sanığı Reha İsvan anılarında, İstanbul’da askeri cezaevinde arama yapma bahanesiyle kendisini soyunmaya zorlayan görevliye mealen “Ben 60 yaşındayım. Utanacak olan ben değilim” diyerek soyunduğunu anlatır. Gerçekten de Reha Hanım’ın dediği gibi utanması gerekenler her dönemde faşizmin maşalarıdır bugün de AKP iktidarının faşist görevlileridir. Çok da uzak olmayan bir gün sermaye iktidarları da, onların bu “utanmaz” uygulamaları da tarihe karışıp yok olacaklar.

TMMOB’un hedef tahtasına alındığına dair haberleri okurken 12 Mart askeri cuntası döneminde üyesi olmaktan onur duyduğum Kimya Mühendisleri Odası kongresinde, ABD’nin emriyle haşhaş ekimini yasaklayan cuntanın bakanı Selahattin Babüroğlu’nu ağır bir biçimde suçlamamız ve Bakan’ın salonu terk etmesi geldi aklıma. 12 Mart cuntası döneminin o “kurşun gibi ağır” havasını soluduğumuz günlerde, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının (1. THKO) davasının mumlu kağıda yazılı 250 sayfayı aşkın avukat savunmasını, TMMOB’a bağlı bir meslek odamızın teksir makinesiyle çoğalttığımızı da anımsadım.

Askeri cuntaların korkutamadığı TMMOB’u ürkütüp geri adım attıramayacağını AKP de er ya da geç anlayacak.

Bırakalım meslektaşlarımız söylesin, AKP dinlesin!

“Hiçbir baskı TMMOB’u, odalarımızı ve şubelerini parklarına, meydanlarına, kültürel yağmaya, kent yağmasına, toprağına, suyuna, doğasına sahip çıkma mücadelesinden, 3. köprü, Kanalistanbul, 3. Havaalanı gibi doğayı ve ekosistemi yok sayan projelere karşı mücadelelerinden alıkoyamayacaktır. Bizler, halkın mühendisleri, mimarları ve şehir plancılarıyız ve mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığının bilimsel-teknik gerekliliklerini savunmaya devam edeceğiz. Hiçbir baskı ve şiddet uygulaması TMMOB’u ve meslek odalarımızı sürdürdükleri bu haklı mücadeleden vazgeçiremeyecektir.”