Angelina Jolie...

Serpil Güvenç'in "Angelina Jolie..." başlıklı yazısı 25 Mayıs 2013 tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Burjuvazi ideolojik mücadelenin önemini hiç yadsımadı. Varlığını meşrulaştıran düşünce kalıplarının iliğimize, kemiğimize işlemesini sağlamak için kültür endüstrisinin her alanına yükleniyor. Kuşkusuz, Lenin’in de vurguladığı gibi, bu alanların en etkilisi sinema. Özellikle aksiyon, casusluk türü filmlerin çoğu, başdöndürücü teknik düzeyleriyle bizi beyaz perdeye bağlıyor. Öyküde anlatılanları sorgulamak bir yana adeta “büyüleniyoruz”. Zaten amaçlanan da bu.

Bu filmlerde kötüler hep Asya, Afrika ve Latin Amerika kökenli ya da Rus gizli servisi (KGB) mensupları. İyiler ise “Hür Dünya” yani emperyalist dünya ülkelerinden gelen ve görevleri “dünyayı kurtarmak” olan beyaz, CIA ya da FBI’dan, yakışıklı, güzel, akıllı ve “üstün” yetenekli insanlar! Daha sonra Vietnam, Afganistan ve Irak’a “özgürlük” götürürken gazi olan Amerikalıların “acıklı” hikayeleri de eklendi bu filmlere. Son yıllarda meydanı iyice boş bulan egemen sınıf, 2013 Oscarlı ARGO’da olduğu gibi, senaryoyu yazmak da dahil olmak üzere, doğrudan müdahale eder oldu yapımlara.

Bu uzun girişin nedeni, yazının konusu olan Angelina Jolie’nin, Amerikan film endüstrisinin ya da Atilla Dorsay’ın deyimiyle “Kapitalist/burjuva sinemasının” günümüzde yarattığı mitosların en ünlülerinden bir “dişi” Bond olması. Bu özelliğinin yanı sıra, Jolie bir “Birleşmiş Milletler iyi niyet elçisi”. “Görev”i nedeniyle Asya ve Afrika ülkelerini dolaşan Jolie’nin Bondluk gösterisi, oynadığı filmlerle sınırlı kalmıyor yıldızımız gittiği her yerde savaş çığırtkanlığı yapıyor. Bayan elçinin ilgisi, emperyalizmin müdahale etmek istediği ya da ettiği ülkelere yoğunlaşmış durumda. Örneğin, Amerika’da Dünya Ticaret Merkezi’nde meydana gelen 11 Eylül olayları öncesinde Jolie, Afganistan’daki Zozai kampını ziyaret ediyor. İzleyen günlerde ABD Afganistan’a müdahale ediyor. Bosna’ya gidiyor ve ABD müdahalesinin ne kadar gerekli olduğunu açıklıyor! Eski bir CIA ajanından aldığı derslerle NATO müdahalesini olumlamak için bir de film çekiyor. Savaş sonrası Irak’a gidiyor ve Amerikalı işgal komutanı Petraeus’la görüştükten sonra ABD’nin Irak’taki varlığının güvenlik açısından çok gerekli ve önemli olduğunu belirtiyor! Sudan’a gidiyor ve ABD’nin bu ülkeye müdahale etmesi gerektiğini açıklıyor! Türkiye’deki Suriye kamplarını geziyor ve “El Cezire” TV’sinde yaptığı konuşmada şunları söylüyor

“Neden müdahale etmiyor uluslararası topluluk? Bir tür müdahale mutlaka gerekli… Bölgedeki ülkelerin de gayretini görüyorum... çok iyi... ama müdahaleye karşı olan bazı ülkeler var ve bir ülkede mali çıkarlarınız varsa ve veto hakkınızı kullanıyorsanız, bunun mutlaka sorgulanması gerekir diye güçlü bir duyguya sahibim ve insancıl bir müdahaleye karşı veto kullanmak mutlaka sorgulanmalı.”

Jolie sanki BM temsilcisi değil de Erdoğan’ın ya da besleme Suriye muhalefetinin savaş bakanı! Konuşmalarında emperyalist ülkelerin bölgedeki çıkarları uğruna katlettikleri milyonlarca Iraklı, Afgan, Sudanlı ya da Libyalı yok! Öyle görünüyor ki, bu büyük kayıplar, Jolie’nin çağrısını yaptığı “insancıl” müdahalelerin “maliyet”i! Onu İngiliz emperyalizminin ateşli savunucusu olan Florence Nightingale’e benzeten Gregory Fegel’e hak vermemek elde değil.

Jolie 2007’de CFR yani ABD’deki Dış İlişkiler Konseyi örgütüne üye kabul edilmiş. 47 üyeli CFR sağ eğilimli bir örgüt ve BM ve ABD politikalarında oldukça etkin. Üyeleri arasında ABD başkanları, dışişleri bakanları, yüksek mahkeme başkanları, NATO mensubu askerler ve büyük medya patronları var. Nelson ve David Rockfeller, Obama’nın eşi, Dick Cheney, Kissinger, Brzezinski, Colin Powell, Bill ve Hillary Clinton, John Kerry, John Edwards CFR’nin üyelerinden. Hizmet büyük olunca ödül de büyük oluyor.

Son günlerde, yaptırdığı mastektomi operasyonuyla gündemde gelen Jolie, “Tıbbi Seçimim” başlıklı açıklamasında, yeni göğüsleriyle kendini “daha az kadın” hissetmediğini ve seçiminin “kadınlığını” azaltmadığını söylüyor.

“Kadınlık” konusunun yorumunu başkalarına bırakalım ama elçinin savaş kışkırtıcılığı düşünüldüğünde insanlığından kuşku duymamak zor.

Özdemir Erdoğan’ın şarkısını biraz değiştirerek seslenelim SALT’un CIA ajanına!

“Kadınlığın ne önemi var Jolie/ Mühim olan “insanlık”!