Bu adam benim arkadaşımdı

Lise yıllarımın ağabey-kardeş hiyerarşisine karşın, dostluk kurabildiğimiz kardeşlerimden biriydi Kerim Ökten. Zarif, zeki, aydınlık..

Göz göze gelmekten mutluluk duyduğunuz insanlar vardır hayatta. Özellikle benim gibi karşısındakinin gözünün içine, neredeyse tam göz bebeğine bakarak konuşan ve bu şekilde konuşulmasını tercih eden insanlar için, ayaküstü sohbetinden bile mutlu bırakan insanlar.

İnsanların haddini de hakkını da neredeyse bilemedikleri bir coğrafyada, kendilerini ya gereksiz ya da pek fazla önemsedikleri bir zaman diliminde, hem birey olmayı, hem de bir topluma, bir coğrafyaya olan aidiyetlerini yitirmemeyi başarabilmiş insanlar vardır.

Üretmenin verdiği hazla bir meslek sahibi olmayı tercih eden, bu sayede işini zevkle, özenle ve en iyi şekilde yapan insanlar vardır hayatta.

Ve dünyanın, ve yaşadığı coğrafyanın en can sıkıcı hatta can alıcı gerçeklerine karşın, yaşama dair umudunu hiç kaybetmeyen, her anını sevdikleriyle ve dolu dolu geçirmeye özen gösteren insanlar.

Kapitalist toplumda, performans değerlendirmesi adı altında bir kâr-zarar tablosu ölçümlendirmesine dönüştürülerek, birçok kavram gibi içi boşaltılmaya çalışılan o “başarı” denen kavramı, en yalın, en sade, en gerçek haliyle hayatına katan bir insan için yazıyorum bugün sizlere.

Bir basın fotoğrafçısı, bir fotoğrafçı olarak, ürünlerine ve nerelerde yer aldığına baktığınızda daha iyi anlarsınız ne demek istediğimi.

Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok spor gazete ve dergilerinin yanı sıra, habercilik anlamında, dünyada aklınıza gelebilecek, bir çırpıda sayabileceğiniz hemen her gazete ve dergisinin sayfalarını süslemişti EPA Avrupa Bölge Müdürü Kerim’in fotoğrafları.

Time Dergisi, The Independent, Daily Mail, The Guardian, Der Standard, Daily Express, The Washington Post, Frankfurter Allgemeine, L’Express, Liberation, The Times, El Pais..

Dünya yeri geldi bir Wimbledon ya da Manchester United haberini, bir Arsenal-Liverpool maçı sonucunu, yeri geldi Gezi direnişini, onun fotoğraflarıyla gördü, tanıdı, haber aldı.

Sadece www.kerimokten.com internet adresinde yapacağınız bir küçük gezinti bile, başarılı ve güzel bir insanı, bir tutam bile olsa anlamanıza, onun hakkında fikir sahibi olmanıza yetecektir diye düşünüyorum.

Ama başarıları değil ki Kerim’i değerli kılan. Hiç şüphesiz başarılar bir ayrı takdir noktasıdır ancak Kerim insandı. Hem de çok güzel bir insan. Aklı, yüreği, umutları, coşkusuyla tanımaktan mutluluk duymanın ötesinde, gurur duyacağınız, “bu adam benim arkadaşım” cümlesiyle size gurur katacak bir insan.

Saçma bir ölümle ayrıldı aramızdan. Şans, kader, kısmet, tesadüf adına her ne derseniz deyin, kabullenilmesi zor bir ölümle.

Geriye kalan, tanımaktan, birlikte geçirdiğiniz ya da geçirmeyi hayal ettiğiniz her zaman diliminden gurur duyacağınız bir geçmiş, bir isim, bir anı kaldı sadece belki ama ne güzel bir anıdır bu.

“Bu adam benim arkadaşımdı” diyebilmek…

Bu ve benzeri cümlelerle gururlanmak…

“bu adam benim iş arkadaşımdı” diyebilen meslektaşları, “bu adam benim dostumdu” diyebilen dostları, “bu adam benim oğlumdu” diyebilen anası, ve tabi ki “bu adam benim kocamdı” diyebilen sevgili eşi Aybike..

Başımız sağ olsun!.. Dibine kadar yaşayın acınızı. Ama gururlanmayı sakın unutmayın! Kerim, çok güzel bir adamdı ve bu adam benim arkadaşımdı!