Sınavlar, dershaneler
ve çıkış yolu

Her yıl yaklaşık 2 milyona yakın öğrenci üniversiteye ya da liselere girmek için, merkezi sınavlara katılıyor. Gerek sınavlar gerekse sınavlarla ortaya çıkan skandallar, ülke gündeminde önemli yer tutuyor. Bunlara bir de sınavlara hazırlanmak için her yıl milyonlarca para dökülen dershaneler ve bunlara ilişkin tartışmalar eklenince konunun yakıcılığı derinleşiyor.

Peki bu birbiriyle iç içe geçmiş sınavlar ve dershaneler sorunsalını nasıl ele almamız gerekiyor? Konuya bakarken sorunların kaynağının eğitime ayrılan kaynakların yetersizliği ve bunun sonucunda öğrenciler ve okullar arasında ortaya çıkan eşitsiz durumla ilişkili olduğu açık. Eğitime ayrılan kaynaklar az, yeterince okul yapılmıyor, yeterince öğretmen atanmıyor ve okullar kendi kaynaklarını veliler üzerinden yaratmaya zorlanıyor. Velilerin gelir durumları arasındaki eşitsizlik de denkleme eklenince ortaya katmerli sorunlar silsilesi çıkıyor. Devlet okullarında eğitimin niteliği, neredeyse tamamen velilerin olanakların üzerinden eşitsiz bir şekilde biçimleniyor. Bir de yıllık olarak ciddi ücretler talep eden ve devletin de çeşitli destekler sunduğu özel okullar var. Bunları da dikkate alınca eğitim alanında eşitsizliğin resmi daha da karanlık bir görüntü sunuyor.

Sınavlara yönelik tartışmanın bir boyutu da dershaneler. AKP iktidarı yıllardır sözde bir sınavları kaldırıyor, bir dershaneleri. 10 yıldır sınavlar da dershaneler de sayıları daha da artarak orta yerde duruyor. AKP'nin bir yandan cemaatle gerilimleri, diğer yandan eğitimi piyasaya daha fazla açmak ve özel okulların alanını genişletmek için düşündüğü projeler, zaman zaman dershanelerin kapatılmasına yönelik bir gündem oluşturuyor. Öğrenciler sınavlara hazırlanırken farklı ücret tarifeleri olan dershanelere gidiyor, ekonomik olarak daha iyi durumda olanlar dershaneye bir de özel dersleri ekliyor, kullandıkları kitap gibi kaynakları çeşitlendiriyor.

Okulda ve okul dışında tüm bu süreçlerden eşitsiz olarak faydalanan öğrenciler, ortak bir sınavda güya başarılarını yarıştırıyorlar. Bunun adı bir yarışma değil, sonucu baştan belli bir oyun. Sınav sonuçları açıklanırken bütün bu eşitsiz oyuna yıllardır gerici kadrolaşmayla ve bilimden uzaklaşılmasıyla müthiş bir çapsızlık ve beceriksizlik ekleniyor, oyun sonuç açıklama ya da kopya skandallarıyla bir trajediye dönüşüyor.

Asıl sorun sınavların olmasından çok, milyonlarca öğrencinin bu kadar eşitsiz bir sistem içerisinde, acımasız bir rekabet içerisinde geleceğini ararken, aslında kaybetmesi, velilerin, çocukların bu uğurda hayatlarının çalınıp gitmesi. Eğitime ihtiyaç duyulan kadar kaynak, eşitsizlikleri ortadan kaldıracak bir şekilde bir planlama ile eğitime dahil edilmediği sürece, bu sınavlar çocuklarımızın hayatını ziyan eden bir oyun olarak kalmaya devam edecek. Dershaneler de bu eşitsiz sistemin bir taraftan önemli bir çıktısı diğer taraftan önemli bir yeniden üreticisi olmaya. Sınav ve dershane tartışmasında eksene eşitsizliğin yerleştirilmediği bir yaklaşımın hiçbir anlamı yoktur. Dershaneyi kapatırsınız, özel ders büroları açılır ya da merdiven altı dershaneler artar. Sınavlar ve buna bağlı olarak ortaya çıkan binlerce dershane eşitsiz bir toplum ve eşitsiz bir eğitim sistemi üzerinde yükselen sonuçlardır.

Peki çıkış nerede? Çıkış, tüm toplumsal eşitsizlikleri ve bütün vatandaşların kendilerini tüm yetileriyle gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engel olan eğitimde eşitsizliği ortadan kaldıracak olan sosyalist Türkiye projesinde. Bunun nasıl mümkün olduğunu görmek istersek, bugün Küba'ya, geçmişte Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelere bakabiliriz. Sosyalist bir ülke kurmadan sınavlar, dershaneler ve tüm yönleriyle eşitsiz bir eğitim sistemi geleceğimizi çalmaya devam edecek.

Sınavların ve bunun sonucu ortaya çıkan dershanelere ihtiyaç duyulmayan bir eğitim sistemi için de, tek gerçek proje olan sosyalizmi savunmak ve sosyalizmi kurma iradesine sahip çıkmak, Haziran Direnişi ile birlikte çok daha güncel. Bunun tersi her yıl, eşitsiz bir eğitim sistemi içerisinde, skandalların eşlik ettiği sınavlara bakıp, eğitim için, gençlerimiz için ahlar vahlar çekmeye devam etmektir.