Giderayak özel seviciliği

Onur Seçkin

AKP iktidara geldiğinde ilkokula başlayan çocuklar liseyi bitiriyor, üniversiteye giriyorlar. Yani bir kuşak ve aileleri tamamen AKP’nin müdahaleleriyle şekillenen eğitim sisteminden etkilenerek ilkokuldan ortaöğretimin (lise) sonuna kadar bir dönemden geçti. Bu yıllar içerisinde AKP, Türkiye’nin tarihsel olarak en piyasacı ve gerici eğitim politikalarını hayata geçirmek için elinden gelen tüm gücünü kullandı. Kanun maddelerine giren, kanunlara gerekçe olarak gösterilen “girişimci ve dindar bir nesil yetiştirmek” hedefini hiç gizlemedi, kurmaya çalıştığı yeni rejimde eğitimin ideolojik ve kurucu işlevini bilerek hareket etti. Artık tükenişin eşiğinde olan AKP, giderayak aynı eksende devam ediyor. Son olarak dershane ve özel okullara ders kitaplarının ücretsiz verilmesi başlığında, AKP özel seviciliğini bir kez daha ortaya koyuyor.

AKP ile cemaat arasında büyük yaygara koparan dershane başlığında, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın son açıklamalarına göre, özel okula ya da bir başka eğitim kurumlarına dönüşmeleri için dershanelere 1 Eylül 2015’e kadar süre verilecek. O tarihten sonra da bu kurumlar ya özel okul olarak ya da paralı açık liseler olarak faaliyetlerine devam edecekler. Geçtiğimiz hafta konuya ilişkin açıklamalar yapan Avcı, dershanelerin dönüşümü sürecinde arsa tahsisinden teşviğe, vergi indirimlerinden kredi imkanlarına kadar dershane sahiplerine her türlü kolaylığı sağlayacağını söylüyor.

AKP yıllardır eğitim alanındaki patronlara verdiği müjdelerin bir yenisini de, tam yerinde, Türkiye Özel Okullar Birliği tarafından düzenlenen sempozyumda, yine bizzat Bakan Avcı’nın ağzından verdi. Avcı “müjde veriyorum” diyerek, gelecek yıldan itibaren özel okullarda okuyan öğrencilerin ders kitaplarının da devlet tarafından ücretsiz olarak dağıtılacağını söylemiş bu sempozyumda. Bu “müjde” patronlara ve varsıl ailelere verilirken, bunun emekçi halk ve çocukları için anlamı, adına vergi denerek farklı adlarla halktan toplanan paraların, zaten ekonomik düzeyleri iyi olduğu için çocuklarını özel okullara gönderenlere aktarılması.

Bakan Avcı, yukarıda bahsi geçen konuşmasında, teşviklerle özel okulların sayısını ve bu okullarda eğitim gören öğrenci sayısını daha da artıracaklarını söylüyor. 2002’den bu yana özel okullar için yaptıklarını, “Özel okullarda okuyan öğrenci sayısı istenilen düzeyde olmamasına rağmen 2002-2003 eğitim öğretim döneminde özel okullardaki toplam öğrenci sayısı 223 binken, bugün ise 662 bine ulaşmıştır” diyerek anlatıyor. Avcı, özel okullarda okuyan, bugün yüzde 4 civarında olan öğrenci oranını yüzde 15 civarına çıkarmak istediklerini söylüyor, “Özel öğrenim payının artmasına yönelik çalışmaların hız kazanarak devam edeceğini vurgulamak istiyorum” diye ekliyor.

AKP açıkça halktan topladığı paraları, özel okulları teşvik etmek için harcayacağını söylemekten çekinmiyor, yıllardır yaptığını giderayak yapmaya devam ediyor. Bahsedilen toplantıda konuşan Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı da, ücretsiz kitap uygulamasını “hükümetin ve bakanlığın özel okullara bakış açısının çok olumlu yönde değiştiğinin göstergesi” olarak değerlendiriyor ve daha fazlasını istiyor devletin öğrencilerin masrafları ödeyerek özel okullarda öğrenci oranının artırabileceğini söylüyor.

Anlayacağınız MEB’in özel okul patronlarıyla arası pek güzel, ilişki “al gülüm ver gülüm” şeklinde gidiyor. Emekçilerin çocukları kalabalık sınıflarda, ikili eğitimle okumaya devam ederken, sınıfları boyasız, kapıları kırık, tuvaletleri yetersiz çalışan nedeniyle pisken, okul bahçeleri gelir oluşturmak için otoparka, okul duvarları reklam panolarına dönüştürülmüşken, AKP “ben zengini severim” demeye devam ediyor. Emekçilerin çocuklarının okuduğu devlet okullarına dönüp bakmıyor, onları kaderine terk ediyor, özel okulların eğitimdeki oranını artıracağını söylüyor. Emekçilerin de ödediği vergileri özel okullara aktaran, çocuklarının eğitim hakkını gaspeden AKP’yi kendi kaderine terk etme zamanı artık geldi de geçiyor.