Eğitimde FATİH şovu

Bu FATİH, Alo Fatih değil. Ama artık Fatih adını duyduğunuzda burnunuza pis kokular geliyorsa yine haksız sayılmazsınız. Bu FATİH, MEB’in yürüttüğü “Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi” projesinin kısaltması. Bir süredir pek dillendirilmiyordu, zamanlaması manidar bir şekilde, seçimlere yaklaşık 1,5 aylık bir süre kala tekrar ortaya çıktı.

FATİH projesi, “okullardaki teknolojiyi iyileştirmek için bilişim teknolojisi araçlarının derslerde etkin kullanımını sağlamak” iddiasıyla 2011’de başlatılmıştı. Pilot çalışmalar kapsamında bugüne kadar öğrencilere ve öğretmenlere 62 bin 800 tablet bilgisayar dağıtımı yapıldı, okullara 84 bin 921 etkileşimli tahta kuruldu. Pazartesi günü Erdoğan’ın da katıldığı bir törenle Mart ayının sonuna kadar toplam 675 bin öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar dağıtılacağı ilan edildi. Bu proje için MEB 1 milyar 370 milyon 67 bin 468 lira bütçe ayıracakmış.

Törende Başbakan, bu defa karşısına çocukları almış, yine eski Türkiye’den ve kendi dönemlerinden bahsediyor. Okula başladıkları günden bu yana Erdoğan’dan başka başbakan görmeyen öğrenciler, Tayyip amcalarının ağzından kendisinin “kitaplarını temin etmek için kırtasiye dükkanlarını nasıl dolaştığını ama yine de temin edemediğini, teksir makinelerinde çekilen metinlerde mürekkebin nasıl dağıldığını ve notların okunamaz haline geldiğini, hatta abilerinin o teksir notlarını kendilerine satmadığını” dinlemişler.

Ama AKP döneminde kurulan yeni Türkiye öyle mi? Ne kadar derslik yapıldığı, öğretmen atandığı, laboratuvarlar, kütüphaneler, 4+4+4, hepsini bir bir anlatmış çocuklarımıza törende Başbakan. Özal hükümetinin ilk Milli Eğitim Bakanı olan yeminli Evrim Teorisi düşmanı Vehbi Dinçerler’in, 24 Ocak kararlarının mimarlarından ve yine Özal’ın eğitim bakanlarından Hasan Celal Güzel’in ve 4+4+4’ün mimarı eski Bakan Ömer Dinçer’in de törene katılması ayrıca manidar olmuş.

Masalları ve bu anlamlı resmi bir kenara bırakarak, FATİH adı verilen bu projenin içyüzüne bakalım. Proje işin uzmanları tarafından bilimsel değerlendirmeler yapılmadan, teknolojik altyapı, okulların ve öğretmenlerin hazırlık durumu dikkate alınmadan uygulamaya sokulan bir rant projesi. İhale süreçlerine yönelik ortaya çıkan usulsüzlük iddiaları, 4+4+4 yasası olarak bilinen torba yasaya sadece bu projeye özel bir madde eklenerek, projenin ve dolaysıyla oldukça büyük rantın ihale kanunu ve Kamu İhale Kurumu denetiminden çıkarılması dikkat çekiyor.
İşin rant boyutunun yanında pedagojik boyutları da var. Teknolojiyi, eğitimin bütünleyici bir parçası değil de fetişizm haline getiren tüccar bir zihniyetle ele alan uygulamaların öğrenciler üzerindeki olumsuz etkileri kaçınılmaz. Geçtiğimiz yıllarda Bilişim Teknolojisi dersinin 4. ve 5. sınıflarda kaldırılıp, 6, 7 ve 8. sınıflarda da seçmeli hale getirilmesi, MEB’in yaptığı projeksiyona göre önümüzdeki yıllar için ihtiyaç sıralamasında örneğin din kültürü dersi öğretmenliği 3. sırada yer alırken, teknoloji ve tasarım öğretmenliğinin 13. sırada yer alması ve AKP’nin internet düşmanlığı MEB’in eğitimde teknoloji kullanımına yönelik samimiyetini ve yaklaşımını da ortaya koyuyor.

Bakan Nabi Avcı yaptığı açıklamalarda 125 bin öğretmen açığı olduğunu söylüyor, binlerce teknoloji öğretmeni atama bekliyor. Başbakan törende çocuklara “60-70 öğrencinin okuduğu derslikler vardı geçmişte” diye masal anlatıyor. MEB’in resmi istatistikleri, devlet okullarında derslik başına ortalama örneğin İstanbul Esenler’de 83, Sultanbeyli’de 68 öğrenci düştüğünü söylüyor. Okulların bahçeleri para getirsin diye otopark yapılmış, çocuklar oyun oynayacak yer bulamıyor. 4+4+4 sürecinde birçok okulun laboratuarı, kütüphanesi derslik sıkıntısı nedeniyle sınıfa dönüştürülmüş.

Bunlar ortadayken AKP FATİH projesiyle seçim döneminde şov peşinde. Bu arada tören sürerken, Adana ile kurulan internet bağlantısı kopmuş, şova gölge düşmüş. Halk tamamen koparsın bir bağlantıyı, siz o zaman seyreyleyin esas şovu.