Benim yavrum artık 
özel okula gidecek!

Belli ki hazırlıklarda epey yol alınmış, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı açıkladı: “1 Ocak 2014’ten itibaren dershanelerin ruhsatları yenilenmeyecek.” Önce işin adını doğru koyalım. Bu proje dershanelerin kapatılması değil, dershanelerin özel okullara dönüştürülme projesidir. Gizli saklı bir şey değil. Başbakan ve Bakan başta olmak üzere, AKP’liler açıkça ifade ediyor. Amaç, devlet okullarında okuyan öğrencilerin bir bölümünü özel okullara göndermek, eğitimde devlet okullarının ağırlığını özel okullar lehine kaydırmaktır.

Dershanelerin kapanması, AKP tarafından öğrencileri düşünerek ortaya konulan bir proje gibi sunuluyor. Ne diyordu Başbakan tartışmalar gündeme geldiğinde: “Benim parası olmayan, gücü olmayan vatandaşım dershaneye yavrusunu gönderemiyordu.” Yurttaşların mağduriyetlerini kullanarak onları yanıltmak için hep aynı sözler. Oysa Başbakan oldukça açık sözlü. “Eğitim öğretime hizmet verecekseniz, okullaşın, okullar kurun. Biz de sizden hizmet alımı yapalım ve sizin sınıflarınızı öğrencilerimizle biz dolduralım” diyor. Bakan Avcı da son açıklamasında biraz daha detaylandırmış. “Dershaneler okul olsa o zaman hem devlet okullarındaki baskı bu alana kayacak hem de çocuklar aynı ücreti iki defa ödemeyecek. Ekstra ücret gerekmeyecek” diyor. İşte bu kadar! Avcı diyor ki esasında: “Dershaneye vereceğiniz parayı, özel okula verin, bizi de devlet olarak eğitim sağlama yükünden kurtarın.”

Liseye geçişte, üniversiteye girişte, üniversiteyi bitirdin memurluğa, yüksek lisansa girişte bin çeşit sınav çıkar, ondan sonra da dershaneleri kapatıyoruz diye yaygara kopar. 11 yıldır ülkeyi yönettiğiniz dönemde, artan sınavlarla dershane sayısı iki katına çıkmış, şimdi dershaneleri kapatıyoruz yaygarasıyla vatandaşların öfkesini seçimlerde oya çevirmeye çalış. Dershaneler AKP’nin derinleştirerek sürdürdüğü eğitimde eşitsiz sistemin bir sonucu değil mi zaten? AKP dershaneleri kapatacağını ilan ederken de eğitimde eşitsizlikleri daha da derinleşecek eğitimi özelleştirme projesini ortaya koyuyor.

Diğer taraftan dershanecilerle de bir tartışma sürüyor gibi görünüyor. Hepimiz göreceğiz bir süre sonra sular durulur, ortada tartışma filan kalmaz. Niye tartışsınlar ki? AKP, özel okula çevir dershaneni, ben de sınıflarını öğrenciyle doldurayım diyor. Dershanelerin bir kısmı bu masraflı dönüşümü yapamayacağı için, bir kısmı zaman istediği için şimdilik biraz temkinliler. Ama dershane tekelleri zaten bir süredir bu dönüşüme hazırlanıyorlar. Nihayetinde bundan iyi pazarlık mı olur?

Kimileri de AKP-Gülen Cemaati gerilimine bağlıyorlar dershanelerin kapanmasını. Bir süredir aralarında bir çekişme varsa da Gülen Cemaati milyonlarca öğrencinin eğitim aldığı zorunlu eğitim sürecinde özel okullara alan açılmasından niye rahatsız olsun? Kaygı en fazla, açtığı yüzlerce dershaneyi nasıl okula dönüştüreceğini belli ölçüde dert etmesidir olsa olsa. Yoksa zorunlu eğitimden kendilerine düşecek pay onları da heyecanlandıracaktır. Dershane tartışmaları üzerine, Gülen, “Allah’ın izni ve inâyetiyle alternatif yollar, yöntemler oluşturarak yola devam etmeli” diyerek Pennyslvania’lardan seslenmişti hatırlarsanız.
Veli çocuğunun geleceğinin derdinde, yine kara kara, önümüzdeki yıl çocuğunu yine ne bekliyor diye düşünüyor. AKP ise eğitimi daha fazla ticarileştirmenin, özelleştirmenin peşinde. Erdoğan’ın seçim meydanlarına çıkıp “benim vatandaşım artık yavrusunu özel okula gönderecek” diye bağırması yakındır. Ancak halkın, dershanesiyle ve özel okuluyla AKP’yi götürmesi de çok uzak değildir!