Cumhuriyet Düşmanı Olmak...

KENTİN SESİ – BURSA yazıları

Bu köşeye birçok kez konuk olan Bursa Milletvekili ve Devlet Bakanı Faruk Çelik, artık bir şeyi hak ediyor. Kamuoyundaki algısının yerli yerine oturtulmasını...

Faruk Çelik, AKP'nin önemli kadrolarından... Bu konumu sayesinde, gerek siyasi açılımlarda gerekse bu açılımlardaki rolüyle AKP'nin siyasal ve toplumsal hedefinin gerçekleştirilmesinde katkıları tartışılmaz.

AKP ve Faruk Çelik gibi kadrolar, attıkları her adım ve söyledikleri her söz ile bir büyük yıkım projesinin sorumluları arasında yer alıyorlar. Nedir bu yıkım projesi? Bu topraklarda kurulan Cumhuriyet'in yıkımı. Osmanlı'yı deviren Cumhuriyeti, Yeni Osmanlı Projesi ile yıkmak.

***

Bakın Faruk Çelik, zorunlu din dersinin kaldırılması için Kızılay'da oturma eylemi yapan Alevileri nasıl yanıtlıyor: “Ne derdiniz var din dersiyle, niye kalksın din? Din ile bu milletin bir problemi yok ki. Din ile bu salondaki insanların, bu milletin bir problemi yok ki. (...) Şahsen, açık ve net söylüyorum, bu yaklaşım bizim olarak doğru bulmadığımız bir yaklaşımdır”

Faruk Çelik, net bir ifadeyle durumu çarpıtıyor. “Ne derdiniz var din dersiyle, niye kalksın din?” cümlesi ağır bir tahrik içermektedir. Kimse “din kalksın” dememiştir. Faruk Çelik, inanç gibi bir konuda dinci gerici kamuoyunu kışkırtmaktadır. Çelik, Alevi kesiminin taleplerini tahrik ettiği kamuoyunun yanıtlamasını tercih etmektedir!

Daha dün, İstanbul Üniversitesi'nde “Türban neyi örtüyor” başlıklı broşürü dağıtan TKP'li öğrencilere gericilerin saldırdığı gibi, yarın öbür gün, liselerde de din derslerine girmek istemeyen gençlere dönük saldırıların olması beklenir bir şeydir.

***

Bizim de Faruk Çelik kadar açık ve net olmamız gerekir: Din insanların bireysel bir inanç sistemi olup, siyaset alanının dışına çıkarılması zorunludur. Başta AKP olmak üzere, düzen partilerinin tamamı, insanların inançlarını sömürerek, siyasete havale etmektedir.

İşte bu yüzden, Cumhuriyet'in devrimci ve en önemli kazanımlarından biri olan “Dinin devlet ve siyaset alanından uzaklaştırılması”, yani “iktidarın kaynağının gökyüzünden yeryüzüne indirilmesi”, vazgeçemeyeceğimiz bir başlıktır.

Bir toplumda din kuralları egemen oluyorsa, insanların nezdinde, yoksulluk, zenginlik, sadaka, alınteri, kader doğal sayılır. Çelik, “Din ile bu milletin bir problemi yok ki. Din ile bu salondaki insanların, bu milletin bir problemi yok ki.” derken böyle bir toplumu gönlünden geçirmektedir.

Faruk Çelik, inançlara müdahale etmekte bireysel, toplumsal ve siyasal, tüm alanlarda dinin egemen olmasını istemektedir. Böyle bir din yorumuyla milletin değil, ümmetin problemi olmaz. Faruk Çelik, ümmetçidir.

***

Dinci gericiliğin ve ümmetçiliğin Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi ve temel kazanımlarıyla tarihsel bir hesabı var. Bunu görmeye çalışırken, referansı noktası Osmanlı!

ABD emperyalizmi, bölgesel ihtiyaçlarını (Büyük Ortadoğu Projesi) karşılarken Türkiye'ye ihtiyacı var! Bunu yaparken sloganı, Yeni Osmanlı!

Emperyalizm ile her türlü işbirliği içinde olan, AKP döneminde tarihinin en güzel günlerini yaşayan bir burjuva sınıfı var. Bölünmeyi tartışabilen...

AKP emperyalizmin ve işbirlikçi patron sınıfının ihtiyaçlarının ürünüyse, Faruk Çelik de bu çarkın bir dişlisidir. Görevini yapmaktadır.

[email protected]