Yatağan işçileri direniyor

Yatağan işçileri işlerini, aşlarını, geleceklerini yitirmemek için aylardır mücadele veriyor. İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı direniyor. Özelleştirildiğinde alıcısına devredilmeden önce süresi yetenler emekli olmaya yönlendirilecek. Çalışma güçleri varken yoksulluk gelirine mahkûm edilecekler. Üstelik yasal haklarını bile EÜAŞ ödeyecek. Kamuda kalmak isteyenleri 4/C statüsü bekliyor. Bu statünün güvencesiz bir çalıştırma yöntemi olduğunu TEKEL direnişinden biliyoruz. İşyerlerinde çalışmak isteyenlerin geleceğini ise yeni patronlar belirleyecek. İsterlerse 6 ay içinde işlerine son verebilecekler ve sigorta prim sayısına göre 3 ay ile 8 ay arasında asgari ücretin iki katı iş kaybı tazminatı ödenecek.

Her özelleştirmede binlerce yeni istihdam olanakları açılacağı nutukları atılıyor. Ama nedense özelleştirdikçe işsizlik oranı yükseliyor. Ve nedense devlet satmaya hazırladığı işyerlerindeki işçi sayısını azaltmak için elinden geleni yapıyor.

AKP, özelleştirme konusunda çok uzmanlaştı. Sürekli yeni buluşlarıyla karşılaşıyoruz. Haziran 2012’de Meclis’te görüşülen bir torba yasanın içine gece yarısı operasyonuyla, termik santralların kömür sahalarıyla birlikte özelleştirilebilmesine olanak sağlayan bir düzenleme eklendi. O günden bu yana santrallar, kömür sahalarının işletme hakları da verilerek satılıyor. Ayrıca getirilen düzenlemeyle, nasıl dere olan her yere HES yapılıyorsa, kömür olan her yere termik santral yapılmasının yolu da açıldı. Santral yapacağım diyene kömür sahaları 6 yıl boyunca bedava işlettirilecek.

Bu yöntemin uygulanmasına Tufanbeyli’de başlandı. Sırada Soma var. Mart ayında Kolin Grubu ile sözleşme yapıldı ve 153 milyon tonluk kömür rezervli olan havza bu gruba devredildi. Yatağan ve Kemerköy liman sahası ile Çatalağzı ve Yeniköy termik santralları da bu yöntemle satılıyor.
Gelecekte olacakları görebilmek için geçmişe bakalım.

Torba yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 28 HES ile 18 termik santral satılmak için hazırlandı. Ülkenin en kârlı santralı Seyitömer öncelik verilenler arasındaydı. Seyitömer kömür işletmesi Eylül 2012 ayında TKİ’den ayrılarak Elektrik Üretim A.Ş’ne (EÜAŞ) devredildi ve işletme 17.6.2013 tarihinde 2,2 milyar dolara Çelikler Holding’e satıldı. Sahanın 176 milyon ton görünür rezervi vardı santral için 2011 yılında 2,2 milyon lira yatırım yapılmıştı ve aynı yıl 160 milyon lira kâr elde etmişti. On yıllık kârına satılmış oldu.

Çelikler İnşaat’ı, özelleştirmeden aldığı Büyük Ankara Oteli’nden tanıyoruz. Onardıktan sonra işletmek üzere adı cemaatle anılan Rixos otellerinin sahibi Tamince’ye vermişti. Şimdi sanırım Konya Şeker işletiyor. Dini bütün bir holding. Elazığ’da yaptırdığı yatılı kur’an kursunu 2011 yılında Diyanet İşleri Başkanı hizmete açmıştı. Çelikler İnşaat, Kemerköy ve Yeniköy termik santralları için de teklif verdi. Adını daha çok duyacağımız anlaşılıyor.

Kangal, Soma, Hamitabat termik santralları özelleştirmede öncelik alan şirketlerdendi. Hamitabat, hisse sözleşmesiyle Ağustos 2013’de 105 milyon dolara Limak’a devredildi. Limak da yabancımız değil. ATV’yi Kolin ve Kalyon ortaklığı kurarak Çalık Grubundan satın almıştı. Bu üç grubu cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olan İstanbul’daki 3’üncü havaalanı yapımından biliyoruz. Limak, AKP döneminde baş döndürücü hızla yükselen şirketlerden biri. Uludağ, Çamlıbel, Boğaziçi ve Akdeniz elektrik dağıtım şirketlerinin yeni sahibi. Çok değişik sektörlere yatırım yapıyor. Havaalanları, liman işletmeciliği, çimento, altyapı, daha aklınıza ne gelirse her alanda işi var. Patronu, zor ve büyük projeleri inançla ve çok çalışarak gerçekleştirmeye çalıştığını söylüyor ve ekliyor “yapıcılar türkü söylüyor/ yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama/yine de yükseliyor kan ter içinde.” Bu dizeleri bir yerlerden anımsıyor olmalısınız. Onun ağzına hiç yakışmıyor.

Kangal Termik Santralı, Konya Şeker, Siyahkalem Müh. Ltd. Şirketi ortaklığına 985 bin dolara satıldı. Yarısı peşin ödendi, kalanı iki yıl içinde ödenecek. Konya Şeker’in patronu aynı zamanda Pankobirlik’in de başkanı. 2011 yılında AKP’den milletvekili adayı olmuştu.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, elektrik üretimi özelleştirmelerinden 13 milyar dolar gelir bekliyor. Enerji borçlarının ödenmesinde kullanacaklarmış. Ama küçük bir sıkıntıları var: Enerji yatırımcıları siyasi endişelerle portföy küçültmüş. Sabancı Holding enerji grubu başkanı da endişeli. Dış kaynak bulma olanaklarının azaldığına dikkat çekiyor ve “inşallah bu durum enerji özelleştirmelerini imkânsız kılmaz” diyor. Ama bu durumun bir başka fırsat kapısı açacağını düşünüyor Finansman olanakları zayıfladığı için santrallar daha düşük fiyatlarla satın alınabilirmiş.

İhale koşulları arasında yabancılara devretme yasağı da var. İyi de anlı şanlı Sabancı Holding bile dışarıdan para arıyor. Parayı dışarıdan biri ödeyeceğine göre yasağın ne anlamı kalıyor?

Sözün özü: Yatağan işçilerinin direnişine gücümüzle, beynimizle katkı vermek bir yurtseverlik görevi.