TEDAŞ özelleştirmesinde gabin gölgesi

Kadir Sev'in “TEDAŞ özelleştirmesinde gabin gölgesi” başlıklı yazısı 10 Mayıs 2013 Cuma tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Gabin, hukuk kitaplarında “İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde karşılıklı edimler arasında, taraflardan birinin müzayaka (darda kalma) halinden, tecrübesizliğinden yada düşüncesizliğinden istifade edilerek oluşturulan açık oransızlığa denir” sözleriyle tanımlanıyor. Yeni Borçlar Yasası’nda “aşırı yararlanma” olarak adlandırılmış.

Gabin, “nisbi butlanla” sakattır. Yani bu duruma düşen kişiler, bir yıl içinde sözleşmenin iptalini isteyebilir. Eğer hukuki işlemi yapan kişi tam ehliyetsiz ise “mutlak butlan” olarak adlandırılır ve kişilerin başvurusuna gerek bile yoktur: Çünkü işlem zaten yok hükmündedir. Yasanın bu düzenlemeleriyle, zor durumda kalan ya da akıldan malul kişiler korunmak istenmiştir.

TEDAŞ’ın elektrik dağıtım şirketleri, gabini çağrıştıran uygulamalarla özelleştirildi. Öylesine ki TEDAŞ müfettişlerinin raporlarına göre 2010 yılı öncesindeki 10 şirketi üste para vererek satmışlar.

“Gabin”in ilk belirtileri, 2010 yılında yapılan özelleştirme ihalelerinde ortaya çıkmıştı. Bu dönemde 7 şirket satılmış ama kazanan şirketler nedense yaklaşık 342 milyon dolar tutan teminatlarını yakarak almaktan vazgeçmişler 2012 yılında yenilenen ihalelerde 2010 yılında verilen tekliflerin epeyce altındaki fiyatlarla satılmıştı. Satıldıktan sonra yeni sahiplerini gerek duyabilecekleri taşınmazları vatandaştan satın alma külfetinden kurtarmak için Yasa dolanılmış, zor alım yöntemi olan acele kamulaştırma kararları alınarak, bu yükü devlet üslenmişti.
CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu’dan öğrendiğimize göre TEDAŞ müfettişlerinin raporlarında 2010 öncesindeki 10 şirket, vahim yöntem yanlışlarıyla özelleştirilmiş. Verilen örnekler şöyle: TEDAŞ, şirketler satılmadan önce verdiği paraları geri almayıp satın alana hediye etmiş, alacaklar, stoklar ile kasa ve bankadaki paralar muhasebe oyunlarıyla gizlenmiş, sermaye artışları yapılmış, borçları ödenmiş, sayaçlar okunmadığı için abonelerden tahsilat yapılmamış, yeni sahibine bırakılmış.

TEDAŞ müfettişleri önce Fırat ve Meram EDAŞ şirketini incelemişler. Yukarıda özetlenen bulguların önemi nedeniyle Sayıştay, öteki şirketlerin de incelenmesini istemiş, inceleme sonucunda kimi şirketlerin üzerine para vererek satıldığı ve devletin 3 milyar 190 milyon lira zarara uğratıldığı ortaya çıkmış, ancak Temmuz/2012 ayında çıkarılan 6353 sayılı Torba Yasa’ya eklenen bir maddeyle TEDAŞ’ın denetim yetkisi kaldırılmıştır. Raporların Bakanlığa, daha doğrusu “geri dönüşüm kutusuna” gönderildiği anlaşılmaktadır. Güçlü bir ses “yeniden yükle” direktifi vermezse bütünüyle silinmiş olacaktır.

TEDAŞ’ın kalan 4 şirketinin satış ihalesi 15 Mart 2013 günü yapıldı. Böylelikle TEDAŞ özelleştirmeleri, hatasıyla sevabıyla bitirilmiş oldu.
Bu ihalelerde İstanbul’un Anadolu yakasının elektriğini dağıtan AYEDAŞ, 1 milyar 227 milyon dolara Enerjisa Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye satıldı. Aynı şirket, 2010 yılındaki yapılan ihalede AYEDAŞ’a 1 milyar 813 milyon dolar teklif vermiş, yüzde 50 paya sahip olan Avusturyalı ortağının yatırım yapmama kararı aldığını öne sürerek vazgeçmişti.

Toroslar Elektrik Şirketi’ni, Enerjisa satın aldı: 1 milyar 725 milyon dolar ödeyecek. Bu şirkete 2010 yılındaki ihalede, Türkerler İnşaat 2 milyar 16 milyon dolar vermiş ancak teminatını yakarak vazgeçmişti.

Dicle EDAŞ, 387 milyon dolara Türkerler İnşaat’a satıldı. 2010 yılında 228 milyon dolar verilmişti. İhale sonrasında şirketin yetkilisi, beklentilerinin üzerinde fiyat oluştuğunu söyleyerek yakınmış. Şirketin sahibi yok mu? Devlet ne güne duruyor. 2010 yılına göre fazla olan 150 milyon doları bir biçimde şirkete kazandırır elbette. Nitekim de öyle oldu. Dicle EDAŞ, yüzde 71,4 ile kayıp kaçak oranının en yüksek olduğu bölge. Bu önlenirse fazla verdiği 150 milyon doların çok daha ötesi şirkete geri döndürülebilir. 25 Nisan 2013 tarihli soL gazetesinde okumuşsunuzdur. 19-20 Nisan tarihlerinde sulamada kullanılan kaçak elektrik trafolarını belirlemek amacıyla üç tabur asker ve tanklar eşliğinde operasyonlar düzenlendi, jandarma helikopterleri havadan destek verdi. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: “Kayıp kaçak oranını madem düşürmeyi hedefliyordunuz neden ihale öncesinde yapmadınız? İki katına satardınız.”

Vangölü EDAŞ, 118 milyon dolara satıldı. Bu şirkete 2010 yılında 100 milyon dolar verilmişti. Bu bölgede yüzde 52 kayıp-kaçak var. Burada da ordu göreve çağrılabilir.

Özelleştirmelerde gabin var demekte haksız mıyım?