İşsizlik Fonuna 2019 yılında daha uzak olacağız

İşsizlik fonu, kendi istek ve iradesi dışında işsiz kalan sigortalılara destek vermek amacıyla 1999 yılında kurulmuştu.

Nedense işsizlere pek nasip olmadı.

İşsizlerden esirgenen paralarla milyarlarca lira biriktiriliyor. Merkezi Bütçenin nakit gereksinmesi gideriliyor; bütçeden karşılanması gereken harcamalar fon bütçesinden ödeniyor.

Patronların gölgesi de hiç eksilmedi.

İşsizlik Fonu Yasası ve Fon Yönetmeliğinde 2008 yılından bu yana çok sayıda değişiklik yapıldı. Her değişiklikle, Fon ile işsizliğin bağı biraz daha zayıflatıldı.

2008 yılında, Amaç başlıklı 46’ncı maddesi değiştirildi; “…sigortalılara işsiz kalmaları halinde, bu Kanunda öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesini sağlamaktır” cümlesindeki; “işsiz kalmaları halinde…” sözcükleri çıkarılarak, işsiz kalmak ile Fon bütçesi ilişkisi koparıldı.

2011 yılında 48’nci maddesine, her anlama çekilebilecek; “istihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler almak ve uygulamak…” cümlesi eklendi. Bu kurala dayanarak bütçe ödenekleriyle karşılanması gereken danışmanlık, mesleki eğitim, toplum yararına çalışma gibi hizmetlerin gerektirdiği harcamalar, Fon bütçesinden ödenmeye başlandı.

48’nci maddesi 2015 yılında yeniden değiştirildi ve bu kez bir kısım İŞKUR personelinin maaşlarının da Fon bütçesinden ödenmesi sağlandı.

Patronların ve AKP’nin Fon bütçesi üzerindeki baskıları kesintisiz sürüyor. Kasım ayı içinde iki değişiklik daha yapıldı. 

27 Kasım günü (dün) yayımlanan 382 sayılı CB Kararnamesiyle, Merkezi Bütçeden karşılanması gereken giderlerin Fon bütçesine olan yükü, prim gelirlerinin %20’si oranında artırıldı. 

9 Kasım günü yayımlanan Kısa Çalışma Ödeneğine ilişkin yönetmelik değişikliğiyle ise kriz dönemlerinde patronların üzerindeki “ücret maliyeti” azaltıldı.

Bu iki değişikliği kısaca gözden geçirelim.

Merkezi bütçeyi rahatlatmak için Fon bütçesinden daha çok para ödenecek

İşsizlik Yasasının 48’nci maddesinin 7 fıkrasında 2011 ve 2015 yıllarında yapılan değişikliklerle, işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması; çalışanların niteliklerinin yükseltilmesi; işsizlik riskinin azaltılması; istihdamı artırıcı ve koruyucu önlemler alınması; danışmanlık hizmeti verilmesi; işgücü piyasası araştırmaları yapılması gibi hizmetler ile İŞKUR personelinin bir bölümünün maaşlarının Fon bütçesinden karşılanması öngörülmüştü.

Maddeye göre, bu hizmetler için yapılacak ödemeler, bir önceki yıl prim gelirlerinin %30’unu aşamayacak ancak, Bakanlar Kurulu Kararıyla %50’ye çıkarılabilecekti.

27.11.2018 günlü yayımlanan CB kararnamesiyle 2019 ve 2020 yılları için %50’ye çıkarıldı.

Fon bültenlerinden, Ocak-Ekim/2018 arasında 11,4 milyar lira prim tahsil edildiği; Eylül ve Ekim aylarındaki tahsilat tutarının yaklaşık 1,2 milyar lira olduğu görülüyor. Bu hesaba göre 2018 yılında yaklaşık 13,8 milyar lira tahsil edilmiş olacak.

Oran %30’da bırakılsaydı 2019 yılında 4,1 milyar lira ödenecekti. %50’ye yükseltilmesiyle 2,7 milyar lira fazlasıyla 6,9 milyar lira ödenmesine olanak tanındı.

Kısa çalışma ödeneği ve patronlar:

Kısa Çalışma Yönetmeliğinde, 9 Kasım/2018 günü yapılan değişiklikle, patronların ücret yüklerinin bir bölümünün kriz dönemlerinde Fon bütçesinden ödenmesine olanak tanındı.

Değiştirilen Yönetmelik, İşsizlik Sigortası Yasasına 2009 yılında eklenen geçici 2’nci maddesine dayanılarak çıkarılmıştı. Maddede; “Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde…” eksik çalıştıkları süreyi aşmamak üzere Fon bütçesinden en çok üç ay kısa çalışma ücreti ödenebilir… deniliyordu.

9 Kasım günü yayımlanan değişiklikle, önceki metinde yer alan, deprem; sel; yangın; su baskını; salgın hastalık; seferberlik ve benzeri nedenler arasına “dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar” sözcükleri eklendi. Böylelikle kriz sözcüğü kullanılmadı ama tarif edilmiş oldu.

Bu arada kısa çalışma ödeneği ödenmesine ilişkin kuralları yorumlayacak yetkililerin elini rahatlatmak amacıyla küçük bir değişiklik daha yapıldı.

Yönetmeliğin 7/4 fıkrasında; “Kısa çalışma ödeneği, ekonomik gelişmelerin işyerinin faaliyetleri üzerine etkileri doğrultusunda uygunluk tespitinde belirtilen süreyi aşmamak kaydıyla, fiilen gerçekleşen kısa çalışma süresi üzerinden verilir” deniliyordu. Bu cümleden; “ekonomik gelişmelerin işyerinin faaliyetleri üzerine etkileri doğrultusunda” sözcükleri çıkarıldı ve böylelikle kriz ile ilişkisi bulanıklaştırıldı.

Kısacası işsizlik fonu işsizlerden giderek uzaklaştırılıyor.