Geleceği şekillendirmek

Türkiye Kalite Derneği'nin 24 Kasım 2004 tarihinde düzenlediği 13. Ulusal Kalite Kongresi, “Geleceği Şekillendirmek” başlığını taşıyordu. Kasım/2015’deki 24. Kalite kongresi ise; “mükemmelliği sürdürmek” olarak adlandırıldı.

Bundan anlaşılıyor ki; geleceğin şekillendirilmesi adına önerilen politikalar başarılı olmuş, bundan böyle mükemmelliğin sürdürülmesine odaklanılması gerekiyor.

Parababalarının özlem ve önerilerinden söz ediyorum elbette.

Parababalarının, kendi aralarında ve görkemli salonlarda düzenledikleri ulusal ya da uluslararası kongre/konferans türü toplantılarda neleri tartıştıklarına bakmak çok öğretici oluyor. Bir arada olmanın verdiği güvenle her şeyi açık yüreklilikle tartışıyorlar.

11 yıl önceki toplantıya, Türkiye ve dünyanın geleceğini şekillendirmek ile ilgili fikirlerini paylaşması için Dr. Kenichi Ohmae, özel konuk olarak çağrılmış. Yaptığı sunum, KalderForum Mart 2005 tarihli sayısında yayımlandı.

Bu zat, uluslararası iş çevrelerinde “Bay strateji” olarak tanımlanıyormuş. 1994 yılında ise The Economist, dünyadaki beş yönetim gurusundan biri olarak, onu seçmiş.

Bir başka özelliğini de toplantıdaki konuşmasından öğreniyoruz. Kısaca özetlersek şöyle: Çin’in idari yapısı çok değişti. Şehirler artık, yabancı yatırım çekmek için Amerikan eyaletlerinde olduğu gibi aralarında yarışıyorlar. Ama bunu çok az Çinli biliyormuş. Çinliler bu gerçeği, kendisinin yazdığı Çin Etkisi adlı kitabından öğrenmişler ve çok şaşırmışlar.

Görüldüğü üzere parababaları adına konuşmaya ehil biri olduğunda hiç kuşku yok.

Ohmae; özellikle iletişim alanındaki gelişmelerin ticarette yeni fırsatlar yarattığına dikkat çekiyor. Parababalarına şunları söylüyor: “Yapılması gereken şey, zenginliği dünyanın geri kalanından bulunduğunuz yere getirmek. İşler telefon hattı ve internet üzerinden taşınabiliyor ve bu sayede zengin ve refah sahibi olmak için artık zengin bir ülkede, büyük bir piyasada doğmuş olmanız gerekmiyor.”

Şu sözler de onun: “Bütün dünya parayla doludur… Para artık en ucuz metadır ve artık onu dünyanın geri kalanından nasıl çekeceğinizi bildiğiniz sürece kritik bir kaynak değildir… Yatırım piyasasına güvenilir ve tutarlı bir hikaye sunabilirseniz hepsinin kalbini kazanırsınız.”

Bu zata göre; 21. yüzyıla girerken eski ekonomi artık geçerliliğini yitirdi ve geleneksel ulusal devletler, yerlerini ticaret sınırlamalarının kaldırıldığı kenar bölgelere bırakıyor. Ulus-Devlet modelinin yerine artık bölgesel devlet modeli yerleşiyor; büyük ulus devletler, özellikle de merkezden kontrol edilen ulus devletlerin başı dertte. Refahtan giderek uzaklaşmak tehlikesi, onları bekliyor. 70 milyonluk ve idari bölgelere ayrılmamış ülkeler, sermayeyi ve şirketleri dünyanın geri kalanından çekebilmek için elverişli değil.

Bu görüşlerini pekiştirmek için Çin’den örnekler veriyor: Çin’de nüfusu 1 milyonu aşkın 166 belediye olduğunu ve yöneticilerine kentlerini %7 büyüme hızına ulaştırma dışında kendi kararlarını verme yetkileriyle donatıldıklarını ve iki yıl büyüme hızını yakalayamayanların işten atıldığını; bu nedenle de dışarıdan para çekmek zorunda olduklarını söylüyor.

Biz parababalarının gelecek özlemini, emperyalizmin küçük lokma gereksinmesinin karşılanması diye tanımlıyoruz.

Dr. Kenichi Ohmae’ne göre, ekonomide refah üreten dört kritik kaynak var: İletişim, sermaye, işbirliği ve tüketiciler. Dikkatinizi çekmiştir; refahın asıl muhatabı olması gereken insanlar, tüketici sıfatıyla yer alıyor.

İçinde yaşadığımız coğrafya, tam da bu anlayışla kan gölüne dönüştürüldü. Gelecek böyle biçimlendiriliyor. Temel motifin kâr olduğu bir sistemden zaten başka bir şey beklemenin anlamı yok.

Neyse her şey o denli açık ki; yazıyı alıntılara boğmak gerekmiyor.