Atatürk Orman Çiftliği'nin parasına da el koydular

AOÇ’nin topraklarına el koydular, üzerine şehirlerarası otogar yaptılar, otoyollarla, kentin teknik altyapısıyla dilim dilim parçalara ayırdılar, hayvanat bahçesini belediyeye verdiler, Ankara Büyükşehir Belediyesine her türlü imar planı yapma yetkisi tanıdılar, son olarak da saray yapmak için bir parçasını daha kopardılar.

Şimdi de parasına el koyuyorlar.

Bu amaçla 2013 yılı Bütçe yasasının içine gizli bir madde yerleştirdiler: istediğimiz parayı bir ay içinde Hazineye aktaracaksın dediler. Önceki yıl kârlarından oluşan hazır 27,5 milyon lira nakit parası vardı, 16 milyon lirasını alıp bütçeye yamadılar. Parasını bitirmeye çok kararlılar, 2014 ve 2015 yılları bütçe yasalarında bu kuralı daha da sertleştirdiler; bir ay içinde vermezsen icra yoluyla alırız dediler.

Paraya el konulmasına ilişkin düzenleme Bütçe Yasasının maddeleri arasında yer almıyor. “Bazı ödeneklerin kullanımına ve harcanmasına” ilişkin yöntemlerin belirlendiği (E) cetvelinin paragrafları arasına gömüp gizlediler. İnternette Bütçe Yasasının eki olan cetveller yayımlanmadığı için kimsenin haberi olmadı.

Çiftlik, 1950 yılında yürürlüğe giren 5659 sayılı Yasaya göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bağlı kuruluşu olmakla birlikte tüzel kişiliği var. Yönetim Kurulunca yönetiliyor. Özel bütçeli bir kuruluş. Devlet bütçesinden ödenek almıyor, giderlerini elde ettiği gelirlerinden karşılıyor. Bu nedenle Devletin bu para üzerinde hiç hakkı yok. Parasını bir cebinden alıp öbürüne koymuş ne var bunda kimse diyemez.

Artık hiç önemi kalmadı ama gene de not düşelim: Çiftliğin parasına bütçe yasalarıyla el konulması Anayasa’ya aykırı. Anayasa’nın 161. Maddesinde; “Bütçe Yasalarına bütçe ile ilgili olmayan hükümler konulamaz” deniyor. Bütçe yasalarına, başka yasalarla düzenlenmesi gereken kurallar da konulamıyor. Anayasa Mahkemesi bu tür düzenlemeleri derhal iptal ediyor.

Aklınıza, AOÇ’nin bu kadar parası nasıl oldu ve neden daha güzel bir çiftlik için kullanılmaz da bankada tutulur gibi bir soru gelmiştir.

Önce paranın nereden geldiğine bakalım. Şehirlerarası otogar (AŞTİ), şehir içi ve şehirlerarası yollar, kentin elektrik, su kanalizasyon gibi teknik altyapısı AOÇ’den kiralanan topraklar üzerine yapıldı. Epeyce para birikti. Sayıştay Raporundan öğrendiğimize göre artık kira da ödemiyorlarmış. Ankara Büyükşehir Belediyesinin 5,5 milyon lira kira borcu varmış.

Bu kadar parası var da neden bağışlanma amacına uygun kullanılmıyor sorusunun yanıtı ise zor değil: O topraklar vurguncuların iştahlarını gidermeye ayrıldı. Ağaçlandırılırsa, halkın dinleneceği, piknik yapabileceği, bir kent parkına dönüştürülürse, halkın bu topraklara daha çok sahip çıkacağını biliyorlar.

Bu nedenle yatırım yapabilme olanağı tanımıyorlar. Bütçesini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylıyor ve üstelik 1950 yılında çıkarılan 5659 sayılı Yasayla yapılandırılan örgüt yapısı günün gereksinmelerini karşılayacak bir anlayışla değiştirilmedi. Yeni yatırımlar yapmayı bir yana bırakın, topraklarına bile sahip çıkamıyor, işgal altında.

Yeri gelmişken sarayın AOÇ’den kiraladığı bölgenin kısa bir özetini vereyim. Orada Marmara Oteli vardı. 1953 yılında Devlet konukevi için yapımına başlanmış, 1968 yılında işletmeye açılabilmiş ama sürekli zarar ettiği için 1972 yılında kapatılmıştı. 1984 yılında Kayalar İnşaat Ticaret adlı bir anonim şirketle sözleşme imzalandı. Şirket oteli iyileştirecek, 20 yıl kira ödeyerek kullanacak, sürenin sonunda AOÇ’ne devredecekti. Daha sonra projede değişiklik yapıldı yapı büyütüldü, süresi 49 yıla çıkarıldı. Ama 2001 yılına gelindiğinde Şirket yalnızca üçte birini bitirmişti. O günden sonra ne kirasını ödedi ne de çıktı. Mahkeme süreci 2013 yılına değin sürdü ve sonunda tahliye kararı alındı. Yıkım giderini de yine devlet üslendi.

O şirket şimdi AKP Genel Merkezinin karşısına aşağıda maketini gördüğünüz Orman Genel Müdürlüğü Hizmet binası ile 295 lojman, 3 misafirhane, 1 sosyal tesis ve kreş yapıyor.


Hilmi Güner-Mimarlık'ın internet sitesinden alınmıştır.