Savaş uçaklarına kaynak var, sağlığa yok

İtalyanlar sönük bir Noel’e hazırlanıyor. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün dün açıkladığı rakamlar, Çizme’de 2,9 milyon işsiz olduğunu yansıtıyor. Bu tabloda işsiz gençlerin sayısı ise, 639 bin.

Hafta başında başbakan Mario Monti, İtalya’da kamu sağlık hizmetlerini artık garanti edemeyeceklerini, devlet hastanelerinin hastalara ücretsiz hizmet verebilmesi için ek gelir kaynaklarına gerek olduğunu duyurdu. Cgil doktorlar sendikasının yöneticisi Massimo Cozza, Monti’nin sözlerini “Kamu sağlığını silmek istiyorlar” diye yorumlayarak, ücretsiz sağlık hizmetlerine sahip çıkmak, sağlıkta özelleştirmeye karşı durmak için mücadele başlatacaklarını dile getirdi.

‘Yoksullar ve zenginler için sağlık hizmeti olmaz’
“İtalyanların Monti hükümetinin sağlık hizmetlerinin özelleştirimesini tasarlayan planlara karşı çıkacaklarını umuyorum. Yoksullar ve zenginler için iki farklı sağlık hizmeti olamaz” diyor Cozza. Kamu sağlığını destekleyecek kaynaklar yoksun olduğu iddasıyla teknokrat hükümet, parası olanların özel sağlık hizmetlerinden yararlanmasını desteklerken, kaderine terk edilen kamu sağlığı hizmetleri, yoksullara havale ediliyor.

Monti’nin de öğretim üyesi olduğu Milano Bocconi Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre, İtalya’da sağlık hizmetlerinde kişi başına yapılan yıllık ulusal harcama 2.964 avro, oysa Avrupa ülkelerinde yapılan ortalama harcama, 3.765 avro dolayında.

Monti hükümeti, Savunma Bakanlığı bütçesinde savaş uçaklarının satın alımı için 20 milyar avroyu tereddüt etmeden ayırırken, kamu sağlığı hizmetlerinde kesintiye giderek, sağlık sektörünü destekleyecek kaynaklar mevcut olmadığı gerekçesiyle siyasi bir seçim yapıyor.

Teknokrat hükümet 2013 için hazırlanan ekonomik manevra paketinde vatandaşlara ücretsiz sunulan sağlık hizmetlerinde 600 milyon avro tutarında bir kesinti öngörürken, öte yanda Savunma Bakanlığı bütçesinin 600 milyon avro arttırılması dikkat çekiyor.

İtalya’da sağlık sektörünün bir başka yarası ise, sağlık hizmetlerinin niteliğinin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi. Kuzey bölgelerine oranla yoksulluğun ve yetersiz sağlık hizmetlerinin ön plana çıktığı güneyde vatandaşlar daha kaliteli bir hizmet alabilmek için kuzeydeki hastanelere yöneliyor. Kuzey güney arasındaki bu trafik de, ulusal sağlık bütçesini olumsuz yönde etkiliyor.

Özel sağlık hizmetlerinin yüzde 50’sı Vatikan’ın kontrolünde
Sağlık sektöründe tartışılan bir başka konu da, özel sağlık hizmetlerinin yüzce 50’sinin Vatikan’ın kontrolünde olduğu iddiası. Maria Cozza, Vatikan ve özel sağlık hizmetleri arasındaki karanlık ilişikiler bir yana, Cizvit rahiplerin yönetimindeki üç polikliniğin ulusal sağlık sektörü için büyük yük olduğunu, hiçkimseye bir yarar sağlamadığını aktarıyor. Milano’nun başkenti olduğu kuzeydeki Lombardiya bölgesinde hizmet veren 22 kalp sağlığı merkezinin ise organize suç örgütlerinin yönetiminde her türden yolsuzluğun gerçekleştiği kliniklere dönüştükleri belirtiliyor.

‘Acil Servis için kredi kartı taşımamalıyız’
Doktorlar sendikası yöneticisi Massimo Cozza, İtalya’daki gidişat ve Monti hükümetinin hazırlamakta olduğu ikinci ekonomik manevra paketinden oldukça kaygılı, “Burada temel amaç, yoksul kesimi sağlık hizmetlerinden yoksun bırakmak, Acil Servis’e gitmek için cüzdanımızda kredi kartı taşımamıza gerek olmamalı. Umarım İtalyanlar uyanır da mücadele eder” diyor.

Mario Monti’nin “Sağlık sektörünün geleceğinden endişeliyim” diye yaptığı açıklama, siyasi gündemde tartışma ve tepkilere neden olunca Sağlık Bakanı Renato Balduzzi devreye girerek “Monti bir tek ücretsiz sağlık hizmetlerinin geleceğiyle ilgili kaygısını dile getirdi, kamu sağlığının özelleştirilmesi hükümetin gündeminde değil” dedi. Ama İtalyanlar ne başbakan Mario Monti’ye, ne de bakanı Renato Balduzzi’nin anlattığı masallara kulak veriyor. Bu nedenle de, sönük Noel arifesinde kaygılılar.

[email protected]