Samb ve Diop’un ardından

Samb Modou ve Diop Mor’un yaşamı, Floransa’da bir pazarda noktalandı. Senegalli iki seyyar satıcı, muhasebeci Gianluca Casseri tarafından beyaz olmadıkları için öldürüldü. Bu ırkçı cinayetin sorumlusu Casseri, Dalmazia meydanına elinde Smith&Wesson Magnum 357 marka silahıyla geldi. İki yabancı uyrukluyu öldürmeye karar vererek çıkmıştı evinden.

Samb Modou, 40, Diop Mor 54 yasındaydı. Casseri kendisine ‘spor amaçlı kullanacağı’ gerekçesiyle satın alma izni verilen silahını Mustafa Dieng, Sougou Mor, Mhenge Cheike’ye de yöneltti. Onlar ise şimdi hastanede yaşama mücadelesi veriyor.

Floransa’da dehşet saçan Gianluca Casseri, Dalmazia meydanında Senegalli seyyar satıcıları acımasızca öldürdükten sonra olay yerinden arabasıyla uzaklaştı. Öğlen saatleriydi ve pazar kalabalıktı. Bazı vatandaşlar Casseri’nin kaçtığı aracın plakasını aldı. Polis, Casseri’nin izini sürerek bir yeraltı garajında sıkıştırdı. Bir polis memurunun açtığı ilk ateş Casseri’nin arabasına isabet etti, saldırgan ikinci kez ateş edilmesini beklemedi, silahını boynuna ateşleyerek yaşamına son verdi.

Kelt mitolojisiyle ilgileniyordu
Floransa’daki bu ırkçı saldırının ardından gazeteler Gianluca Casseri’nin portresini çizdi. Casseri, 50 yasındaydı. 1970’lerden beri aşırı sağ örgütler içinde faaliyet gösteriyordu. En büyük tutkusu Nazi ideolojisiydi. Yahudi düşmanıydı. Kelt mitolojisiyle ilgileniyordu. ‘La Soglia’ başlıklı Nazizm’i savunan bir derginin editörüydü. Son aylarda İtalya’nın birçok bölgesinde açılan Ezra Pound evlerinin Pistoia şubesine devam ediyordu.

İtalyan medyası Casseri’nin faşist militanların gözünde bir ‘entelektüel’ öldüğünü yazdı. Ezra Pound Evi’ne devam öteki faşistler gibi ‘entelektüel’ bir kimliğe sahip olmaktan hoşlandığı vurgulandı. Bir yıl önce bir kitap yazmıştı. Korku romanı yazarı Howard Philips Lovecraft hayranıydı. Bilimkurgu edebiyatı hoşuna gidiyordu. İkamet ettiği Pistoia’da sıkça gittiği Ezra Pound Evi’nin düzenlediği edebiyat gecelerine katılıyordu. Marinetti ve Misima’ya adanan gecelerde de vardı.

Medyanın hemen ‘İtalyan Brievik’i diye isim taktiği Casseri’nin asosyal bir kişiliğe sahip, Facebook’ta yanlızca iki arkadaşı, diyabet hastası ve depresyonda olduğunu da öğrendik.

Ama İtalyan gazeteleri Casseri’nin siyah oldukları gerekçesiyle, bütünüyle ırkçı bir yaklaşımla öldürdüğü Senegalli Samb Modou ve Diop Mor’un kim oldukları konusunda bir araştırma yapmaya gerek duymadı. Onlar Dalmazia meydanında kanlar içinde yerde yatan iki ceset diye anıldı haberlerde.

Floransa’daki ırkçı saldırının ardından kentte yaşayan Senegalliler ‘Ezra Pound evleri’ kapansın diye çağrıda bulundu. Floransalı Senegallileri temsil eden Matar Ndiaye, “Casseri de şimdi Norveçli Brievik gibi ‘deli’ diye savunulmasın, hiçbir deli, Smith&Wesson marka tabanca taşımaz” dedi. Kentteki saldırıdan huzursuz olan duyarlı kesimlerin sözcülüğünü yapmaya çalışan Floransa Belediye başkanı Matteo Renzi, “Irkçı bir şehir değiliz, ırkçılığın kurbanı olduk” diye konuştu.

Bugün Samp Modou ve Diop Mor ‘un anısına Milano’da ırkçılık karşıtı bir yürüyüş düzenlenecek Mussolini’nin öldürüldükten sonra asılarak halka gösterildiği Loreto meydanından hareket edecek olan kortej, “Irkçılığa, yabancı düşmanlığına son” diyecek,

Birkaç gün önce Torino’da 16 yasında bir genç kızın bir Roman’ın tecavüzüne uğradığını iddia etmesine, ardından bu iddianın doğru olmadığına tanıklık ettik. Bu yalan, aralarında Juventus takımının bazı taraftarlarının da yer aldığı öfkelilerin genç kızın yaşadığı semtteki Roman kampını ateşe vermesiyle noktalandı.

İtalyan gençlerine yıllardır modellik eden Berlusconi önceki gün Roma’da RAI’de ‘Porta a Porta’ programını sunan yakın dostu gazeteci Bruno Vespa’nın “Bu Aşk” adli kitabının tanıtımını yaptı.

Berlusconi’nin “İtalyanları yönetmek gerçekten güç. Mussolini de aynı şeyi söylüyordu, Düce’ye hak vermemek mümkün değil! Duce’nin günlükleri yıllardır başucumda durur, okurum, İtalya’da iktidar sahibi olmak ve emir vermek olanaksız” diye konuştuğu bir ülkede, neonazilerin hortlaması hiç de şaşırtıcı değil.

Bir de küçük ayrıntı: Mussolini’ye destek çıkan Berlusconi’ye salondaki okurlardan biri, “Ama Duce’nin rejimi, demokratik bir rejim değildi” diyor. Berlusconi’nin yanıtı, “Faşizm, küçük ölçekte bir demokrasi!”.

Web ortamında kin ve nefret yayan, ırkçılığı özendiren sitelerin İtalya’da neonazilerin yeniden uyanmasına nasıl katkıda bulunduğunu, bir başka yazıda anlatacağım.

[email protected]