Sağcı militanların ‘maskeli balosu’

“Estrema Destra/Aşırı Sağ”, Guido Caldiron’un henüz yayımlanan kitabının adı. Newton Compton Yayınevi’nden çıkan kitap, İtalya’da aşırı sağın 2000’li yıllardaki uyanışını, kökü 1970’ler ve 1980’lere uzanan sağ ideolojiler geleneği çerçevesinde inceliyor. Neo-Nazi gençlerden oluşan müzik gruplarının verdikleri konserler, futbol karşılaşmalarında stadyumlarda yükselen ırkçı ve faşist korolar, köktendinci Hıristiyanlar, ABD’li şair Ezra Pound’un adını taşıyan kültür derneklerinin çatısı altında ulusal çapta örgütlenen sağcı gençler, Caldiron’un araştırmasında büyüteç tuttuğu gerçeklerden bazıları.

“Estrema Destra”, İtalya’da “yeni” ancak geleneksel sağ ideolojilerden beslenen aşırı sağın tırmanışa geçtiğine, özellikle de kimlik arayışı içindeki gençler arasında filizlendiğine vurgu yapıyor. Caldiron, aşırı sağ hareketin 1990’lı yılların ikinci yarısında büyük kentlerin banliyö semtlerinde küçük burjuva ve işçi ailelerindeki gençler arasında yayıldığına, özellikle de futbol dünyasında tedirginlik uyandıracak düzeyde güçlendiğine işaret ediyor.

Sağcı militanlar, İtalya’da terör eylemlerinin ülke gündemine oturduğu 1970’li yıllar ve 1980’lerin başlangıcında bu şiddet ortamından sıyrılmayı düşleyen Roma ve Milano gibi kentlerde ekonomik gelir düzeyi iyi ailelerin çocukları arasından seçiliyordu. Zaman içinde sağ ideolojilerin peşi sıra giden gençler, kuzeyde Padova ve Verona, güneyde Napoli, Bari ve Palermo’da kalelerini inşa ettiler.

Guido Caldiron’un “Estrema Destra”da çizdiği “çağdaş” sağcı militanlar, küreselleşme ve göçmen karşıtı politikalarla siyaset sahnesinde. Benito Mussolini’nin faşist ideolojisinin takipçisi bu gençler meydanlarda, düzenledikleri konserlerde, kamplarda, üniversitelerde seslerini duyurmaya ve örgütlenmeye çalışsa da son birkaç yıldır liseli gençler ve spor salonları sağcı militanların yeni üyeler kazandıkları noktalardan yalnızca ikisi. Ekonomik krizin İtalya’yı umutsuzluğa sürüklediği bir ortamda sosyal politikaları vitrinlerine çıkartan sağcı militanlar, 1990’lı yıllarda dünyaya gelen ve “dijital kuşak” diye anılan gencecikleri örgütleme çabasında.

Ezra Pound’dan esin alan kültürevleri Casa Pound’lar, ulusal düzeyde hızla yayılırken, aşırı sağcı gençliğin model seçtiği bir başka edebiyatçı, Hobbitler’in yaratıcısı Güney Afrika kökenli İngiliz yazar Ronald Reuel Tolkien (189-1973). “Yüzüklerin Efendisi” kitabıyla ünlenen, kitaplarında “iyi”ler ile “kötü”lerin mücadelesini eksen alan Tolkien, İtalya’daki Neofaşist gençliğin kült yazarı oldu. Sosyolog Marco Revelli’nin gözlediği gibi 2000’lerin gençliği, kuzeyli mitolojiler ve ortaçağa uzanan fantastik öykülere dayanan bu türden yapıtlarda kendilerine yeni bir kimlik arıyor.

Guido Caldiron, “Estrema Desta”da Avrupa’dan ABD’ye uzanan bu dalga içinde faşist ideolojiler, köktendinci Hıristiyanlar ve Nazi siyasetinin birbirinde kaynaştığı “kaygı” uyandıran bir aşırı sağın küresel düzeyde uyandığına işaret ediyor. Yunanistan’daki “Altın Şafak”, Macaristan’daki “Woodstock Black” ve ABD’deki “Tea Party”lerin bu ideolojilerin bir yansıması olduğunu vurguluyor. Modern aşırı sağcı militanlar spor salonları, stadyumlar, Casa Pound gibi kültür merkezleri ile en son geçtiğimiz hafta Milano’nun banliyö semti Rogoredo’da Neonazi gençliği buluşturan konserlerin ardına saklanıyor. Caldiron’un ısrarla vurguladığı gibi, gerçekten de kaygı uyandıran bir haritayla karşı 
karşıyayız.