İngiliz yönetmen Ken Loach ile Bosnalı müzisyen Goran Bregoviç İtalya’daydı bu hafta. Loach, Çizme’de 13 Aralık'ta gösterime girecek olan ve Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülüne değer görülen son filmi “Meleklerin Payı”nın tanıtımı için Roma’daydı. “Champagne for Gypsies” başlıklı son albümünü yayınlayan Bregoviç ise, Çingene müziğinden parçalara ağırlık verdiği iki konser için Verbania ve Padova’daydı.
Loach: 'Sol, yeni bir motor icat etmeli'
Her iki sanatçı da siyasal ve sosyal konulara değindi İtalya ziyaretlerinde. “Meleklerin Payı”nda gelecekleri çalınan milyonlarca Avrupalı işsizi konu alan Ken Loach, “1960’li yıllarda kapitalizmin krizi gündemdeydi. Şimdi yeniden organize olma zamanı geldi çattı. Merkez sol diye bir kavram yok ve olmamalı, bir tek sol var. İşte bu sol, yeni ekonomi modelleri ışığında sağlam bir motorla yola devam etmeli” diye konuştu.
Küreselleşmenin ve neoliberal politikaların dünya ekonomisini sarstığı böylesine kırılgan bir dönemde İskoç Glasgow viskisine gönderme yapan Loach, bu içkinin yüzlerce yıllık geçmişine dikkat çekerek viskinin üretildiği damıtımevlerinin bir dönem çokuluslu şirketlerin kontrolünde olmadığını hatırlattı. “Kapitalizm büyüdükçe işsizliğin boyutları da büyüyecek, çünkü çokuluslu şirketlerin ise aldıkları personelin ücretlerini en aza indirmek için işsizliğe gereksinimleri var.” dedi.
“Alternatif bir ekonomi modeli üretilebilir mi?” diye soran İngiliz yönetmen, “Sol, yeni bir motor icat etmeli. Avrupa Birliği, özelleştirmeleri merkezine koyan neoliberal politikaların uygulandığı bir organizasyon artık” diye yanıtladı.
Tek çıkar yolun geçmişimizi anımsamakta saklı olduğuna vurgu yapan Loach, İngiltere’de birçok başka ülkede uygulandığı gibi engelli kişilere tanınan sosyal hakların silindiğini, bu kişilerin aileleriyle birlikte yaşamaya mahkum edidiklerini, hastanelerin patlama noktasına geldiğini, sağlık hizmetlerinde kalitenin düştüğünü ve bu vahim tablo içinde yeni bir ekonomik modelin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bir gazeteci Loach’a “Küresel krize karşı yürütülen mücadelede sinema nasıl bir rol üstlenebilir” diye sordu. Loach, “Siyasal anlamda aktif bazı yönetmenler var. Dünya çapında ortak bir kaygı yaşanıyor, ama unutmamak gerekir ki sinema bir endüstri, film yapımcıları da bir yatırımcı. Bu nedenle beyazperde herkesi her zaman biraraya getiremiyor. Bir anlamda sanatsal düşünceler de çok kez ekonomik pazarın kurallarına uyum gösteriyor.” diye yanıtladı.
'Fırtınaya kapılmıştık'
Margaret Thatcher’ın İngiltere’de işbaşında olduğu 1980’lerin bugüne oranla daha karanlık yıllar olduğuna vurgu yapan Loach, o dönemde İngiltere’de yaşananlara sinema aracılığıyla yanıt veremediğini paylaştı. Birkaç ay içinde işsiz İngilizlerin sayısının 500 binden 3 milyona tırmandığını, fabrikaların kapandığını, sendikaların yenik çıkacaklarını bildıkları grevlere gittiklerini anlattı. “Bir fırtınanın merkezinde gibiydik. Ben de dahil. Olan biten her şey kontrol dışındaydı.”
Bosnalı müzisyen Goran Bregoviç ise geçtiğimiz 6 ve 7 aralıkta Lago Maggiore kıyısındaki Verbania ile Padova’da dans, müzik ve içkinin birbirine kaynaştığı bir gecede buluştu İtalyan dinleyicileriyle. “Champagne for Gypsies” (Universal) başlıklı son albümünde Romanların kültürümüzde köklü izler bıraktığını dile getiren Bregovic, “Romanları hedef almak en kolay yol. Herkes birarada yaşamanın kurallarını öğrenmeli. Romanlar, uğradıkları ayrımcılığa ve zulme karşın, kendilerini hedef alanlara şiddetle yanıt vermeyen tek azınlık” diye konuştu.
Romanlar Avrupa’da hedef alınıyor
12 parçadan oluşan “Champagne for Gypsies”i içilecek ve dans edilecek bir albüm diye tanımlayan Bosnalı müzisyen, bu albümle Roman müziğinin zaman içinde bıraktığı köklü izleri anımsatmak istediğini anlattı. Charlie Chaplin, Elvis Presley, Django Reinhard’ın da Roman kökenli sanatçılar olduğunu söyleyen müzisyen, Roma’nın sağ eğilimli belediye başkanı Gianni Alemanno’nun yönetiminde İtalyan vatandaşı Romanların başkentte zulme uğradığını aktardı. İtalya’nın yanı sıra birçok Avrupa ülkesinde Romanların hedef alındığını, üçüncü Reich döneminde Roman halkının Yahudilerle eşit düzeyde ayrımcılığa uğradığını dile getirdi.
“Champagne for Gypsies” başlıklı albümünde Roman kökenli müzisyenlerle de çalıştı Goran Bregoviç. İsviçre’de tanıştığı Roman müzisyen Stephan Eicher’in kendışına anlattığı bir öyküyü dinleyicilerle paylaştı, “Stephan gerçek kökenini 17 yasında keşfediyor. İsviçre hükümeti 1800’lerde Roman ailelerde dünyaya gelen çocukları alıyor, normal bir yaşamın kuralları içinde yetişmeleri ve eğitilmeleri için İsviçreli ailelere veriyor. Bu gelenek İsviçre’de 1960’lara kadar süregelmiş.”
Goran Bregoviç, İtalya ziyaretinde, yakın gelecekte Mustafa Kemal Atatürk’ün portresi çerçevesinde bir belgesel çekeceğini de paylaştı..