Lev Tolstoy’un eşi Sofya’nın ‘Günlükler’i

DÜNYA SOLA DÖNÜYOR-İTALYA Yazıları

Sofya Tolstoy, Rus yazar Lev Tolstoy’un eşiydi. İtalya’da Tartaruga yayınevi madam Sofya’nın anılarını ve eşi Tolstoy’la olan ilişkilerini ‘I Diari/Günlükler’ adlı bir kitapta yayımladı. Sofya Tolstoy’un kaleme aldığı ‘Günlükler’in osözünü ise Nobel ödüllü Doris Lessing kaleme aldı.

Sofya Tolstoy’un eşi Lev Tolstoy’la olan dalgalı ilişkisi, güç bir karaktere sahip olduğu anlatılan Tolstoy’u idare etmek amacıyla gösterdiği büyük özveri, karı-koca Tolstoy’ların kimi edebiyat tarihçilerinin iddia ettiği gibi mutlu ve uyumlu bir çift mı ya da tersine madam Sofja’nin Tolstoy'un yaratıcılığını desteklemek adına birçok özveride bulunduğu, kişisel yeteneklerini gözardı ederek geri planda kalmayı tercih ettiği mı doğru bilmiyoruz ama bugünlerde edebiyat dünyası bu ‘Günlükler’ yola çıkarak Tolstoy çiftinin yaşamına büyüteç tutuyor.

Bu tartışmaya katılan bir isim de Moskova’daki Lev Tolstoy Müzesi’nin müdürü Vitali Remizov oldu. Corriere Della Sera gazetesi için bir yazı kaleme alan Remizov’un aktardığına göre Sofya Tolstoy evliliklerinin ilk günlerinden başlayarak bir günlük tutmaya başladı. Bu günlüklerde anne ve eş kimliği ile anılarını yazan Sofya Tolstoy’un bir dönem çok mutlu bir kadın olduğu ve bu duygularını dile getirdiğini okuyoruz.

Edebiyat tarihçileri yıllardır Tolstoy çiftinin ilişkilerini tartışıyor. Bu konuda iki ana görüş var: Bir grup Sofya’nın yanında, Lev Tolstoy gibi bir yazarın eşi olmanın güçlüğünden, kimi zaman dayanılmaz olduğundan dem vuruyor, Remizov’un da vurguladığı gibi Tolstoy gibi Rus edebiyatının usta bir yazarının eşi olmak gerçekten de güç bir görevdi. Tolstoy’un kişiliği konusunda araştırma yapan biyografi yazarlarına kulak verdiğimizde ustanın çetin bir kişiliğe sahip, çoğu zaman huysuz, yazma sürecinde hiçbir ailevi sorumluluk almayan, sürekli kendinden yakınan bir kişi olduğunu öğreniyoruz.

Sofya Tolstoy da kültürlü, yazma becerisine sahip bir kadındı. Ancak eşi ailevi sorumluluklardan kaçmaya başladığı zaman Sofya Tolstoy, sahip olduğu tüm yetenekleri bir kenara bırakarak anne ve eş kimliği ile evin günlük sorunları ile uğraşmaya başladı. Çiftin sahibi olduğu 13 çocuğun bakımını da madam Sofya üstleniyordu.

Tolstoylar’ın dünyasına dalan edebiyat tarihçilerinin öte yakasında ise Lev Tolstoy’dan yana çıkanları görüyoruz. Örneğin Remizov, Tolstoy’un asistanının eşi Sofya’yı burjuva özellikleri taşıyan bir kadın olarak tanımladığını iletiyor. Hatta Sofya’nın sahibi olduğu tüm yeteneklere karşın Lev Tolstoy’un ulaştığı noktaya varamayacağını ileri sürüyor.

Kim haklı? Gerçek neydi? Bilinmiyor.

Ancak 48 yıllık evlilik yaşamları boyunca Lev Tolstoy’un eşine hep sadık kaldığı, Sofya için kaleme aldığı 900 mektubun yazarın eşine duyduğu büyük askı yansıttığına dikkat çekenler de var. Eşinden bir an olsun ayrı kalmaya dayanamayan Tolstoy’u büyük bir özlem duygusunun kapladığı, işte böyle anlarda Sofya’ya duygusal yönü ağır basan mektuplar yazdığı biliniyor. Her zaman çocuklarına karşı ilgili, iyi bir baba olduğu da anlatılıyor. İlk gençlik yıllarından itibaren birkaç kez intihara kalkışan ve paranoyadan oturu tedavi gören eşine de büyük bir sabır ve şefkatle yaklaştığı bir başka ayrıntı.

Tekrar ‘Günlükler’e döner de Lev Tolstoy’un eşi Sofja’ya kulak verecek olursak, ’42 yıl Lev’le birlikte yaşadim, hayatı paylaştım. Ama nasıl bir adam olduğunu hala anlamış değilim!..’

[email protected]