Kimsesiz çocukların hapishanesi

Tunuslu göçmenlerin kapalı tutuldukları barınağı ateşe vererek isyan etmesiyle Lampedusa adası yine siyaset gündemine oturdu. Ancak Sicilya’nın güneyindeki adada bir başka acil çözüm bekleyen sorun, aylardır kaderlerine terk edilen, hastalıklarla boğuşan kimsesiz çocuklar.

Lampedusa’ya geçtiğimiz 6 Ağustos'ta ulaşan iki yaşındaki Omar, üç yaşındaki ağabeyi Hamza ve yedi yaşındaki ablaları Maha gibi yüzlerce çocuk, aylardır adadaki göçmen ve mülteci barınma merkezinde mahkum yaşamı sürüyor. Bu çocukların kapalı tutuldukları barınağı çeviren dikenli telin ötesine geçmeleri bile yasak.

Henüz birkaç aylık bebeklerden 16 yaşındaki ergenlere kadar yüzlerce çocuk ve genç Lampedusa’da çok güç günler geçiriyor. Bu çocuklar arasında 4 Ağustos'ta adaya göçmen taşıyan bir teknenin Akdeniz’de batması sonucu yaşamını yitirenler arasında hayatta kalabilen 6 Mayıs 2011 doğumlu Chideria da var.

Chideria bebeğin yaşam mücadelesi
Chideria bebekle seyahat eden çocukların tümü, teknenin alabora olması nedeniyle Akdeniz’de kaybolmuştu. Nijerli bir ailenin kızı olan Chideria, birkaç haftalıkken bronşitle tanıştı, minik bedeninin hemen her noktası böcekler tarafından ısırıldı. Ama Chideria hayata tutunmayı başardı. Bu bebekle aynı çatı altında tutulan 16 ve 17 yaşlarındaki iki genç Tunuslu ise geçtiğimiz günlerde patlak veren bir isyanda savrulan taşlardan yaralandı.

Ağustos ayı verileri, 225 çocuk ve adolesanın haftalardır adada Contrada İmbriacola göçmen barınma merkezinde kapalı tutulduklarını ve sağlıksız koşullarda yaşadıklarını yansıtıyor. Artık kullanılmayan askeri hava üssünde kurulan kimsesiz çocuklar barınağına birkaç kilometre mesafede bir radar üssü ve füzesavar merkezi bulunuyor. Barınakta sefil koşullarda yaşama savaşı veren bu çocukların çoğu 13 yaşın üzerinde ve birçoğu ailelerini terk ederek gelmiş Lampedusa’ya.

Contrada İmbriacola’daki merkezde çocukların yanı sıra yetişkinler de eklenince 600 dolayında göçmen alıkonuluyor. Kadınlar ve erkekler iki ayrı bölümde yaşıyorlar. Tutsak çocukların en küçükleri Omar ve Hamza, şimdilik kadınlar koğuşunda anneleriyle kalıyor.

Bebekler ve çocuklarda pisikler için kullanılan bir kreme gerek olduğunda anneleri (hayatta ise) eczaneye gitme özgürlüğünden yoksun. Barınma merkezi idaresinin getirdiği pomat, plastik bardaklarda bölüştürülüyor. Çocuk bezi gerekli olduğunda ise idareye haber vermek zorunda anneler. Bebekler ve çocukların uyuduğu şilteler hijyenik açıdan kullanılamaz durumda olduğundan geçtiğimiz günlerde annelerin çocuklarını siyah renkli plastik çöp torbaları üzerinde uuttuğunu anlatıyor bir tanık.

Yaşları 12-16 arasında değişen çok sayıda ergen de yasa gereği sınır dışı edilmedikleri için mahkum yaşamı sürüyor. Bu çocuklar ve gençlerin hemen hepsi Kuzey Afrikalı. Gün boyu kızgın güneşin altında nasıl zaman geçireceklerini bilemediklerinden ya kendilerinin yaptığı bir damayla oyalanıyorlar ya da futbol oynuyorlar. Yere serilen şilteler arasında adım atacak boş bir alan olmadığından. birçok çocuk açık havada uyuyor. Şimdi yaz olduğundan sorun yok ama kış gelince bu çocukların nasıl korunacağı bir başka önemli sorun.

Geçtiğimiz 29 ağustosta Sudanlı küçük Omar’ın kaynar suyla yandığı haberi geldi, Doktor kontrollerinde hem çocuklar hem de yetişkinler arasında birkaç tübeküloz vakası ortaya çıktı. Bir kadının doğum yapması gerektiğinde, kanser hastalarının tedavilerinde en yakın hastanenin Palermo’da olduğu Lampedusa cehennemi günler yaşıyor, Omar, Hamza ve Maha gibi yüzlerce çocuk mahkum, ada hapishanesinde büyüyorlar.

[email protected]