İtalyan usulü kriz

İtalya da sonunda krizle yüzyüze geldi. Avrupa’nın ‘hasta adamı’ anılmamak için çaba harcıyor şu sıra İtalyanlar. Ama son birkaç gündür siyaset sahnesinde yaşananlar trajikomik bir oyuna dönüştü. Avrupalı meslektaşlarının geçtiğimiz hafta İtalya’nın ekonomi karnesi konusunda sıkıştırdığı Berlusconi, sorunu “Kriz mi? Yok canım, İtalya’da restoranlar ağzına kadar dolu, uçaklarda yer bulmak mümkün değil” gibi sözlerle hafife alıyordu.

Ama söz rakamlara kalınca, mecliste yöneticisi olduğu hükümet çoğunluğu kaybedince yolun sonuna geldiğini anladı artık Berlusconi. Teselliyi, “Bundan böyle Milan’ı yönetirim” demekte buldu.

Kabus paketi
Brüksel’in uyarısıyla acele hazırlanan, vatandaşın ‘özveri ’ siyasetçilerin ‘ekonomik reformlar’ diye andığı paket, dün Senato’da onaylandı. Bu paketin Yunanistan örneğinden tanık olduğumuz bir ‘kemer sıkma’ paketi olduğu biliniyor, işten çıkarmaların kolaylaştırılmasından emeklilik maaşlarının iki yıl gecikmeyle ödenmesine, 2026 yılından itibaren emeklilik yaşının 67’ye çıkarılmasından 1 Mayıs, 25 haziran (İtalya’nın faşizmden kurtuluşunun yıldönümü) gibi bayramların kutlanmamasına, sağlık ve eğitim alanlarında geniş çaplı özelleştirme girişimlerinden yerel yönetimlerin bütçelerinde yapılan kesintilere, vergi arttırımlarına kadar uzanan bir kabus paketi onaylandı dün.

Time’ın ‘AB’nin ekonomisine zarar veren adam’ diye kapak yaptığı Berlusconi bugün yarın istifasını verecek ama İtalyanlar Berlusconi sonrası içinde düştükleri bu girdaptan nasıl çıkacaklarını bilemiyor. Senaryolar ortada, İtalya’nın yurt dışında zedelenen imajını onarma görevini üstlenen Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, Brüksel’den gelen sert uyarılara kulak vererek, “AB’nin istediği her türden reformu hemen hayata geçireceğiz” diyor. Berlusconi’nin istifası sonrası kurulması tasarlanan teknik hükümet için düşündüğü isim Milano Bocconi Üniversitesi’nin rektörü, ekonomist Mario Monti. Monti, geçmişte Avrupa Komisyonu’nda üyelik de yapmıştı. AB koridorlarında sevildiği ve sayıldığı anlatılıyor.

İtalya’daki enkazı kurtarmaya ve gemiyi yürütmeye hazırlanan Mario Monti’den kimse mucize beklemediği gibi, İtalyan ekonomisinin nasıl düze çıkacağı da bir soru işareti.

İtalya’daki siyasetçiler sürekli konuşuyor. Berlusconi hükümetine muhalefet yaptığını düşünen yıllardır aynı sözleri tekrarlayan, inandırıcı olamayan Demokrat Parti (Pd) lideri Pierluigi Bersani ile merkez sağdaki Hıristiyanlar Birliği’nin (Udc) yöneticisi Pierferdinando Casını, Mario Monti’ye yeşil ışık yaktı. Bir dönemin Temiz Eller Savcısı bugün Değerler İtalyası (Idv) lideri Antonio di Pietro ile gelişmelere muhalefet etme kararı alan Kuzey Birliği (Lega) işe Monti’yi istemiyor.

Berlusconi’nin ekonomist Monti’yi desteklediği biliniyor. Ama yöneticisi olduğu Özgürlükler Partisi (Pdl) milletvekilleri teknik hükümetin dümenine geçmesi istenen Monti konusunda bölündüler. Alleanza Nazionale (Ulusal ittifak) partisinden Pdl’e geçen milletvekilleri Monti’ye ve teknik hükümet ekarsı tavır aldı.

‘Sen İl manifesto’nun militanı mısın?’
Siyaset sahnesine yansıyan görüş ayrılıkları ve tartışmalar dün İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattını’nın Alleanza Nazionale kökenli milletvekillerini hedef alarak “Faşistler!..” diye bağırmasıyla alevlendi. Bu ateşli ortamda Savunma Bakanı Ignazio La Russa (La Russa da AN’den Pdl’e geçen milletvekillerindendi), Frattınie’ye “İl Manifesto’nun militanı mısın sen?” diye çıkışarak alevin dozunu arttırdı.

Brüksel’den gelen ve bu hafta sonuna kadar sonuçlandırılması talep edilen istekler, 80’li yaşlarını süren Cumhurbaşkanı Napolitano’nun İtalya’ya yitirdiği imajı kazandırma çabası, meclis çatısı altında “İtalya nasıl kurtulur?” diye sürekli konuşan, tartışan, birbirine düşen ama bir türlü sonuca gidemeyen siyasetçiler trajikomik bir oyunla vatandaşın karşısında.

İtalya Sanayiciler Birliği yöneticisi Emma Marcegaglıa, “İtalya, Yunanistan değil” diye konuşarak teselli arasa da Çizme’de bir panik havası solunuyor.

‘Bankerler Avrupası’na hayır’
Dün Milano’da yüzlerce lise öğrencisi Unicredit bankası ile Avrupa Parlamentosu’nun finans merkezi Cordusio’daki ofislerini işgal etti. İtalyan gençlerin açtıkları afişte, “Kültür ve bilgi borç ve krize karşı” ve “Bankerler Avrupası’na hayır” yazıyordu. Konuşmaktan başka bir şey yapmayan siyasetçiler, gençlere kulak verse bir çıkış yolu bulabilir mi?

Ekonomik reformlar paketi Senato’da 11/11/11 günü oylandı ve onaylandı. Dün saat 1100’de de 11 dakika ve 11 saniyenin kesiştiği en büyük 1 polindrom sayısına (Yunanca ‘palin’: geri, dromos: ‘koşu/ilerleme’ sözcüklerinden meydana gelen polindrom, tersten yazıldığında yine kendisi elde edilen sayılara polindrom sayı deniyor ) tanıklık ettik.

Matematikçiler bir önceki en uzun kesişmenin 1111’de ortaçağa denk geldiğini anımsattı. Kabala’dan Yunanlı matematikçilere kadar değişik anlamlar yüklenen 11’in gizemli etkilerini bir başka yazıda paylaşmak üzere.

[email protected]