Migrantes Vakfı’nın raporuna göre, son on yılda 5 milyon İtalyan yurt dışına göç etti. Geçtiğimiz 2015 yılında Çizme’yi terk edenlerin sayısı ise, 100 bin. İtalyan göçerlerin 40 bini, ülkede gelecek görmeyen gençler.
Yeni göç dalgası, XVIII. ve XX. yüzyılın başlangıcında yaşananlardan farklı bir çizgi izliyor. İtalya dışında çıkılan umut yolculuğu, sanılanın tersine bir tek güneyin bölgeleriyle sınırlı değil. Son bir yılda Çizme’yi terk eden gençlerin büyük çoğunluğu, kuzeyin görece varlıklı bölgeleri sayılan Lombardiya, Veneto, Trento&Alto Adige ve Val D’Aosta’dan. Milano, Roma, Palermo gibi büyük şehirleri terk edenlerin sayısındaki artış özellikle dikkat çekiyor.
Dosyanın ayrıntılarına göz atarsak, İtalyan gençlerinin göç dalgalarının tarihsel metaları olan İsviçre ve İngiltere’nin yerine (çünkü her iki ülkede İtalyan göçmenleri konuk etmek istemiyor artık) Avrupa’daki başka ülkeleri seçtiklerine tanık oluyoruz.
2015’de 174 bin 516 kişi göç etti
Göç gerçeğini, rakamlarla kavramaya çalışalım; son on yılda 5 milyon İtalyan vatandaşının yurt dışına göç ettiği gerçeği ortaya çıktı. İtalya’daki genel nüfusun yüzde 7.9’u ülkeyi terk etti. 2015 yılında Çizme’den gidenlerin sayısı 174 bin 516’yla ifade ediliyor. 5 milyon göçmenin yarısı Avrupa ülkelerinde karar kıldı. Geri kalan 1.9 milyon ise, ABD, Arjantin ve Brezilya’da yaşamayı tercih etti. Geri kalanlar ise Yakın Doğu’dan Çin’e, Avustralya’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar uzanan farklı bir coğrafyada umut arayışında.
“İtalya’da bir gelecek göremedikleri için gidenlerin kimliği kim?” diye soracak olursanız, Migrantes Vakfı’nın raporu, çoğunlukla bekar ve yüksek okul mezunu olmayan erkek nüfusun göç ettiğine işaret ediyor. Bu gençlerin yüzde 45.5’i yeni bir yaşam ve iş için göç ettiğini anlatıyor.
Göçer gençler, büyük kentleri terk ediyor
Toniolo Enstitüsü’nün yürüttüğü bir başka araştırma “Millennials” diye anılan 18-32 yaş kuşağı “Göçer İlk Kuşak Gençleri” konu alıyor. XVIII. yüzyılda köyden kente yaşanan göç dalgasını tersine günümüzün İtalyan gençleri büyük kentleri terk ediyor. Örneğin derin bir yerel yönetim krizi yaşayan başkent Roma, yüzde 10.5’le gençlerin terk ettiği büyük kentler sıralamasında baş sırada. Roma’nın ardından kuzeyde Lombardiya, Emiglia-Romagna ve Veneto’daki şehirler geliyor. Sicilya’nın başkenti Palermo da İtalyan gençlerinin terk ettiği bir başka büyük şehir. 2014’de Sicilya’dan giden gençler 1.582 iken 2015’de bu rakamın iki katına çıkarak 3.028’e tırmandığı göze çarpıyor.
İspanya ve Brezilya, yeni metalar
Çizme’deki göç dalgasında rotalar da değişiyor. İtalyan göçmenleri tarihsel bir perspektifte konuk eden Arjantin, Almanya ve İsviçre bir yana yeni metalar Brezilya ve İspanya. Özellikle İspanya son birkaç yıldır Erasmus çerçevesinde hareket eden İtalyan gençlerinin tercih ettiği bir ülke. Son on yılda Madrid ve Barselona’ya göç eden İtalyanların yüzde 10 düzeyinde arttığı dikkat çekiyor. İspanya’ya giden iki grup gençten söz edilebilir. Eğitimsiz gençler, çoğunlukla restoran sektöründe iş ararken üniversite mezunu gençler yüksek lisans ya da doktora programlarına kayıt oluyor. İspanya’nın, İtalyan gençleri için cazip bir ülke olmasına karşın 2013 sonrası üniversiteli gençlerin sırt çevirdiği ülkeler arasında İngiltere ve Almanya dikkat çekiyor. Her iki ülkede yaşam pahalılığı ve üniversite bütçelerinin yüksekliği İtalyan gençlerini görece ekonomik ülkelere yöneltiyor.
Marco’nun öyküsü
İtalya’dan yıllar önce göç etmediğine pişman olan, Paris’te geçici sözleşmeyle de olsa işini yapan 37 yaşındaki araştırmacı Marco Assennato’, “İtalya’da doktoramı tamamladıktan sonra Palermo üniversitesinde ders vermeye başladım. Bir saat karşılığı 6 avro ödeniyordu. Bir yıl sonra üniversite yönetimi, yeterli bütçenin sağlanamadığı gerekçesiyle ücretsiz çalışmamı önerdi. Bu teklifi kabul etmedim. Fransa’da Paris’e göç ettim. Felsefe dalında doktora yaptım. Şimdi bir saat karşılığı 50 avroya ders veriyorum. En azından kendi işimi yapıyorum.” diye anlatıyor. Binlerce Marco, İtalya’dan gidiyor. Bir gelecek göremedikleri için başka diyarlara göç edenleri nasıl bir geleceğin beklediği ise belirsiz.
İsveç gerçekten “masal ülkesi mi?”
Yönetmen Erik Gandini’nin yeni belgeseli “La teoria svedese dell’amore“ İtalya’da henüz vizyona girdi. Annesi İsveçli babası İtalyan Gandini bu yeni belgeselde “masal ülkesi” diye tanıtılan İsveç’te insanların yalnızlığını, iletişimsizliği, tek başlarına ölen yaşlıları, sperm bankasından aldıkları örnekle hamile kalan kadınları anlatıyor.
İsveç kültürünü iyi tanıyan Gandini, “İsveç hükümeti 1970’lerde 'Geleceğin Ailesi' başlıklı bir projeyi hayata geçirmeye çalıştı. Buna göre çağdaş bir toplumda birey ve bağımsızlığı öne çıkıyordu. Ergenler, anne ve babalarından, yaşlılar çocuklarından, erkek ve kadın birbirinden 'bağımsız' ve 'birey' olacaktı. Gerekli durumlarda sosyal devlet, bireyin her türden gereksinimini karşılayacaktı. Bu model birçok İsveçliyi bağımsız kılmasına kıldı. Ama bugün birçok kişi bir başına, televizyon ve bilgisayarın karşısında yaşıyor ve tek başlarına ölüyor… Çocuklarına ulaşılmadığı için cenazeleri bu konuda ilgili enstitüler kaldırıyor. ‘Masal ülkesi İsveç’, biraz da böyle bir ülke” diye anlatıyor.
Gerçek mutluluk nerede bilmiyoruz. Geçtiğimiz yıl daha iyi bir yaşam umuduyla İtalya’dan giden 100 bin göçmen, düşledikleri “masal ülkesini” umarım bulur. Elbette böyle bir ülke var ise…