İtalya nereye gidiyor?

“Sendikalar greve gidiyor, oysa ben iş yaratıyorum!” diyor Matteo Renzi. “Sblocca İtalia/İtalya’yı çözelim” siyasetinin ardında saklı öfkesini hükümeti protesto edenlere kusuyor. Tam da yargıçların 256 işçinin kansere yakalanarak öldükleri ve can vermeye devam ettikleri Eternit davasına bakan Torino üst mahkemesinin skandal ve adaletsiz bir yaklaşımla takipsizlik kararı aldığı günde geldi bu açıklama.

“Sblocca Italia” Çizme’yi dönüşü olmayan bir uçuruma sürükleyecek. Çalışma yasasından doğal çevreye,  eğitimden sağlığa sosyal devlet kavramının bütünüyle çökertildiği bu proje karşısında İtalyanlar şaşkın ve ne yapacaklarını bilemez durumda.

Çizme’de geçtiğimiz haftaki gelişmeleri kısaca özetlersek Eternit’le başlayalım. Dış politikayı takip edenler hatırlayacaktır, Taranto ve Casale Monferrato’da  kanserojen olduğu kanıtlanan çatı malzemeleri üreten Eternit hakkında görülen  davada 256 kişinin kansere yakalanarak ölümlerine neden oldukları gerekçesiyle mahkeme, 2012 yılında İsviçreli milyarder Stephenn Schmidheiny ile Belçikalı Baron Louis de Cartier’yi  16 yıla mahkum etti.

256 can bir kez daha öldü.

2013’de Torino’da devam eden davada birinci derece ölüme neden olmakla suçlanan Eternit yöneticilerine verilen ceza 16’dan 18 yıla çıkartıldı. Kanser nedeniyle can verenlerin yakınlarına toplam 50 milyon avro tazminat ödenmesini kararlaştırdı Ancak geçtiğimiz çarşamba günü bir üst mahkemede yeniden görülen davada yargıçlar sürpriz bir kararla Eternit yöneticilerine verilen mahkumiyet kararını iptal ederken, davanın doğal çevreye verilen zararlar çerçevesinde yeniden görülmesini istedi.

Özetle Torino’daki bir üst mahkeme, Eternit yöneticilerinin kanserojen maddeler kullandıklarını bilmelerine karşın hiçbir önlem almamaları ve  256 kişinin kanser nedeniyle can vermesini es geçerek bu kişiler ve yakınlarını bir kez daha öldürdü.

İtalya, 12 aralıkta genel greve gidiyor

İşte bu skandal kararın gazete başlıklarına düştüğü İtalya’da başbakan Matteo Renzi, önce sendikaları hedef alarak tepki ve öfke yaratan açıklamasıyla, “Siz grevi bahane ediyorsunuz ben iş olanağı yaratıyorum” dedi. Renzi’nin bu sözleri hoş karşılanmadı elbette, Parma ve Bologna’da başbakan protesto edildi. Sendikalar bu karmaşık tablo içinde bir arada duramasalar da Cgil’in girişimiyle 12 aralıkta İtalya’nın genel greve gideceği duyuruldu.  

Ama Renzi körlemesine devam ediyor, “Islıklansam ve protesto edilsem de ben yoluma edeceğim!”.

Yolsuzlar göz ardı ediliyor, dertleri yoksullarla

Öte yandan Milano’nun banliyö semtlerinde evsiz vatandaşlar ile polisler arasındaki çatışmalar büyüyor. Polisin işgal edilen evlere düzenlediği baskınlarda patlak veren gerginlik yoksulluğun pençesindeki İtalya’da güçlü tarafın derdinin toplumun kırılgan kesimleriyle olduğunu bir  kez daha yansıttı. Expo’ya ev sahipliği yapmak için gün sayan Milano gibi bir kentte, kadın, çocuk diye bakmadan insanlar tekme tokat sokağın ortasında tartaklanıp dövülürken, yerel yöneticiler, Expo pastasından bir dilim alabilmek için her türden yolsuzluğu öngören hatta mafya örgütleriyle birlikte hareket edenler görmezden geliniyor.

Milano’da “Rock.Nazi konseri

Bütün bunlar yetmezmiş gibi Milano önümüzdeki 29 kasımda bütün Avrupa’dan gelen Nazi örgütlerinin katılımıyla “Rock Nazi” konserine ev sahipliği yapacak. 1980’li yıllarda beyaz ırkın üstünlüğünü savunan aşırı sağcı gençlerin Teksas’da kurduğu kurduğu Hammerskin daha sonra bütün ABD’ye yayıldı. Kanada ve birçok Avrupa ülkesinde aşırı sağcı gençleri buluşturan Hammerskin, son yıllarda özellikle kuzey İtalya’da örgütlendi.  

Milano 2010 yılında da “Rock-nazi” konserine ev sahipliği yaptı. Irkçı Hammerskin Nation’ın İtalya’daki temsilcisi tarafından düzenlenen Hammerfest müzik festivali 2014’e , bir dönem Nazilere karşı direnişin kalesi Milano’da nasıl izin verildiği ve belediyenin neden göz yumduğu da ayrı bir tartışma konusu elbette.   

[email protected]