Gerçek Pompei

“Pompei konusunda bugüne kadar birçok öykü aktarıldı. Gerçekte anlatılanların çoğu mitoloji. Seks temasına odaklanan freskler üzerine ticari gerekçelerle efsaneler üretildi.” diyor antropolog Eva Cantarella. Arkeolog Luciana Jacobelli ile birlikte “Pompei e’ viva” /Feltrinelli adlı bir kitap kaleme alan Cantarella, okura gerçek Pompei’in öyküsünü anlatıyor.

Geçtiğimiz 28 temmuzda Cortona’da henüz yayımlanan kitabının tanıtımına katılan ve bir konferans veren Eva Cantarella M.S. 79’da Vezüv yanardağının püskürttüğü lavlara gömülen antik Roma şehri Pompei’yi farklı kılan noktaları paylaştı. “Pompei’yi çağdaşı başka Roma şehirlerinden farklı kılan kentin burada yaşayanlar konusunda ayrıntılı bilgi verebilmesi, bizlere Pompei sakinlerinin kimler olduğunu anlatabilmesi.” Diyor İtalyan antropolog.

‘İtalyanlar Pompei’ye ilgi göstermiyor’
Cantarella’nın vurguladığı gibi Pompei’den arda kalanlar, 2 bin yıl önce bu Roma şehrinde yaşayanların hayatı konusunda onlarca ipucu veriyor. Pompei sakinlerinin arşınladıkları caddeler, yaşadıkları evler, inşa ettikleri konutlar, bıraktıkları anıtlar bir yana, onlardan miras kalan yazılı belgeler, özel yaşamlarına girebilmemize, dini inanışları, yürüttükleri ticaret ve yaşama biçimleri hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Duvarlara yazdıkları şiirler ise, Pompei halkının duyguları konusunda ayrıntılar veriyor.

Londra’da British Museum’da 29 eylüle kadar ziyarete açık tutulan ve yoğun bir ilgi gören “Life and death in Pompei?” sergisine gönderme yapan Eva Cantarella, Pompei’nin İtalya’nın kültür yaşamında yurt dışındaki gibi değer görmediğini anımsatıyor.

İtalya’da arkeolojik mirasın göz ardı edildiğinden yakınıyor Cantarella. Okullarda yeterli eğitimin verilmemesine ve bu konudaki cehalete vurgu yapıyor. Pompei’yi konu alan haberleri değerlendiren antropolog antik Roma şehrinin erotik içerikli freskler nedeniyle skandal haberlere konu edildiğini, hiç kimsenin Pompei’deki gerçek kültürü anlamaya yanaşmadığını paylaşıyor.

Ataerkil bir düzen vardı
Londra’daki serginin ana eksenini oluşturan graffitilerin Pompei’deki gündelik yaşam konusunda bilgi verdiğini söyleyen Cantarella, Pompei halkının nasıl yaşadığı, eğlendiği, devam ettikleri lokantalar, ticaret ve sanat yaşamı konusundaki birçok ipucunun bu freskler ve grafittilerden edinildiğini söylüyor.

“Pompei e’viva” adlı kitabından önce Eva Cantarella Pompei’deki kültürel ve gündelik yaşamı konu alan “Nascere e vivere a Pompei”/Electa Mondadori, “Un giorno a Pompei. Vita quotidiana, culturale e societa’’”/Electa Napoli” adlı iki kitap kaleme aldı.

Cantarella’nın Pompei’yi derinlemesine araştıran çalışmaları ataerkil bir aile düzeninin baskın geldiği bir şehirle yüz yüze getiriyor okuru. Cantarella, “Antik Roma’da yaşam, erkeklerin yönetiminde erkeklere hizmet veren bir yapıya sahipti, Bu erkek egemen yaşam içinde eğlence ön plandaydı. Cinsel içerikli eğlenceler gözetildiğinde fahişelik köklü bir kurumdu. Pompei’deki erkekler cinsel açıdan her türden özgürlüğe sahip olmalarına karşın kadınlar birçok haktan yoksundu.” diyor.

İtalya’da her iki günde bir, kadın cinayeti işleniyor. Eşlerini, sevgililerini öldüren erkeklerin baş döndürücü bir hızla artmasını sorgulayan Cantarella, bu sorunun antik Roma’da da yaşandığını, sorunun erkeğin kadını sahiplenmesinden kaynaklandığını dile getiriyor.

“Pompei e’ viva”, Vezüv’ün lavlarına gömülen antik Pompei’deki gündelik yaşamı, kültürel bir perspektifte inceleyen ayrıntılı bir araştırma. Pompei’yi okura bugüne kadar aktarılmayan özellikleriyle tanıtıyor “Pompei e’ viva”. Türkçeye kazandırılması dileğiyle..

[email protected]