Akdeniz üzerinden İtalya’ya ulaşabilen göçmenlerin sayısı katlanarak artıyor. Sicilya ve güneyin kıyı kasabaları bir yana, Milano ve Como’daki tren istasyonları ve parklarda biriken yüzlerce göçmen, soruna acil bir çözüm getiremeyen yerel yönetimlerin beceriksizliği nedeniyle güç günler geçiriyor.
Como’daki sorun İsviçre’nin güttüğü “katı” göçmen siyaseti nedeniyle İtalya’nın başını ağrıtıyor. Geçtiğimiz 19 ağustosta Como istasyonuna gelen 18 yaşın altındaki 45 çocuk ve genç, Almanya ve İsviçre’de yaşayan ailelerine kavuşmak istiyordu. Ancak bu çocuklar İsviçre polisinin devreye girmesiyle hukuki bir hizmet dahi verilmeden Chiasso’da sınır dışı edildi. Henüz erişkin olmayan bu çocuklar, Hıristiyan yardım kuruluşu Caritas’a emanet edildi. Ama ilk fırsatta yeniden kaçmayı denediler.
Como istasyonunda yaz başından beri kaderlerine terk edilen Somali, Eritre ve orta Afrika ülkelerinden gelen başka yüzlerce göçmenle aynı kaderi paylaşan bu çocuklar, İsviçre hükümetinin sınır dışı etmesi nedeniyle aç ve parasız bekliyor.
Sığınaklarda çıplak tutulduk iddiası
İsviçre, kitlesel düzeyde sınır dışılar bir yana göçmenlerin renklerine göre yasal olmayan uygulamalara gidiyor. Como’da vatandaşların destek verdiği Afrikalılar, İsviçre’de yer altı sığınaklarını andıran birimlerde günlerce aç susuz bırakıldıklarını, çıplak tutulduklarını öne sürüyor. İsviçre hükümetini eleştiren Afrikalılar, kuzey Avrupa ülkelerinde ikamet eden ailelerine ulaşmak istediklerini ama İsviçre’nin bu en doğal hakkı çiğneyerek kendilerini kapı dışarı ettiğini anlatıyor.
İsviçre İtalya’yla olan sınır kapısını kapatarak ve yüzlerce göçmeni sınır dışı ederek gerek AB gerekse uluslar arası anlaşmalarda öngörülen yasaları çiğniyor, insan haklarına aykırı hareket ediyor.
Aylardır çadır kent tartışılıyor
İtalya’nın sorunu ise Akdeniz’den kopup gelen kitlesel göçmen dalgasını göğüsleyebilecek bir siyaset ve alt yapı yaratamaması. Güney sahillerindeki bazı kasabaların inisiyatif alan başkanlarının yanı sıra Milano ve Como’da vatandaşların verdiği destek olmasa İtalyan hükümeti yerinde saymaya devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl Expo’ya ev sahipliği yapan Milano’da yerel yönetim. yaz başından beri Çizme’ye odaklanan göçmenler konusunda depremzedeler gibi büyük bir çadır kent kurulmasını tartışıyor. Ama halen atılmış somut bir adım yok. Yolu Milano ve Como’nun merkez istasyonuna düşenler, günlerdir istasyonda geceleyen, bütün gereksinimlerini burada karşılayan yüzlerce Afrikalının ne koşullarda yaşadıklarına tanıklık edebilir.
Milano’nun izinden giden Como da istasyonda konaklayan 500 göçmene geçici bir çözüm sunmuyor. Como’nun San Giovanni istasyonunda biriken Afrikalıların tek düşü, İsviçre ve başka kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayan akrabalarına ulaşmak. Ama bu umut, şimdilik bir düş kalmakla sınırlı. Como istasyonu ve parkında dışarıda konaklayan yüzlerce göçmen arasında çok sayıda çocuk dikkat çekiyor.
İsviçre hükümetinin yeni göçmen siyaseti nedeniyle 7 bin göçmen İtalya-İsviçre sınırında birikti. Sığınma talep eden Afrikalılara çeviri ve yasal işlemler konusunda hiçbir destek verilmiyor.
Bu dramatik tabloda özellikle anne babası olmadan gelen 18 yaşın altındaki gençlerin durumu kaygı verici. Resmi veriler ,14 temmuz-23 ağustos tarihleri arasında ailelerine ulaşmak isteyen 454 çocuk ve gencin sınır dışı edildiğini aktarıyor. Amnesty İnternational’ın sözcüsü Denise Graf, “İsviçre, sınırına gelen çocuklar ve gençlerin temel haklarını gözetmiyor. Bu çocukların büyük bir bölümü 16 yaşın altında. Aylardır güç koşullarda seyahat eden bu çocuklar ve gençler uluslar arası suç şebekelerinin tehdidi altında.” diyor.
Como’ya dönersek halen istasyonda bekleyen genç Afrikalıların yüzde 73’ü Eritre kökenli. 2015’de yürürlüğe giren yasaya göre AB ülkeleri savaş ve açlıktan kaçan göçmenleri belirli kotalar çerçevesinde kabule etmek zorunda. Ancak göçmen akını yaz aylarında öngörülenin on katı arttı. İsviçre, Fransa, Avusturya gibi ülkeler kotalara uymak bir yana sınırlarını kapadığı için İtalya şu aşamada göçmenlerin kitlesel düzeyde giriş yaptığı tek ülke. İtalyan hükümeti gerekli önlemleri almadığı ve aciz kaldığı için Como ve Milano’da tanık olduğumuz boyutta bir kaos söz konusu.