İtalyanlar gelecekleri konusunda kaygılı. Geçtiğimiz haftanın haber gündemine İtalyan telekomun İspanyollara satılacak olması ve bu konu üzerine odaklanan tartışmalar oturdu. Çizme, siyasi ve ekonomik darboğazın içinde. “İtalya ikinci bir Yunanistan olmaz” diyenler, bu karmaşık politik tablo karşısında kaygılarını gizlemiyor.

Teknik hükümetin reçetelerini hayata geçirmeye çalışan ama bu yönde bir yol kat edemeyen İtalya’da, şimdi bir başka kriz, Silvio Berlusconi’nin lideri olduğu Özgürlükler Partisi (Pdl) milletvekillerinin önümüzdeki 4 Ekim günü topluca istifa edeceklerini duyurmasında yaşanıyor.

Son iki yıldır küresel ekonomik krizin girdabındaki İtalya’da, Letta’nın başkanlığındaki hükümetin düşecek olması, hem İtalya’daki siyasileri hem de Avrupa Birliği ülkelerinin liderlerini ürkütüyor. Gençler arasında işsizlik oranının yüzde 50’lere dayandığı Çizme’de ekonomik darboğaz, ülke ekonomisini 25 yıl öncesine geri döndürürken, İtalyanlar ikinci bir Arjantin ya da Yunanistan olmanın sıkıntısını yaşıyor.

Silvio Berlusconi, hakkında açılan ve halen sürmekte olan davalar karşısında merkez solu “kriminal” ilan ederken, siyasi konumunu ve çıkarlarını korumak adına Pdl milletvekillerini topluca istifa etmeye çağırıyor.

Bir yandan beyaz eşya üreticisi Indesit, çeşitli fabrikalarında 200 işçinin işine son vereceğini açıklıyor. Diğer yandan Torino-Lyon arasında yapımı yıllardır protestolara sahne olan hızlı trene karşı olan aktivistleri (No Tav) “terörist” ilan eden savcılar, hapiste tutuklu olan bazı hızlı tren karşıtlarını ziyaret ettiği için felsefeci Gianni Vattimo hakkında soruşturma açmaktan kaçınmıyor.

Telekom İtalya’nın İspanyollara satılacak olmasıyla sarsılan Çizme, 4 Ekim tarihine odaklandı. Şimdi en büyük kabus, Arjantin ve Yunanistan’ın konumuna düşmek.