Çetin Ceviz Gelmini ASLI KAYABAL (İtalya)

İtalya'da Berlusconi hükümetinin eğitim bakanı Maria Stella Gelmini'nin "reform" adına değiştirmeye çalıştığı "eğitim yasa"sı gitgide büyüyen bir kitle tarafından hemen her gün protesto ediliyor.

Sorun çok çetrefil. Devlet okulunun geleceğini tehlikeye atmaktan, personel kesintisine, okulları vakıf ve şirket mantığıyla yönetmek mantığından yabancı uyruklu öğrencileri İtalyanlardan ayırarak "uyum sınıfları"nda okutma tercihine kadar uzanıyor.

Okul müdürleri, veliler ve öğrenciler şaşkın. Çünkü 35 yaşındaki Gelmini arkasına ekonomi bakanı Giulio Tremonzi'nin de desteğini alarak, kimseye bir açıklama nezaketinde bulunmadan bir günde herkesin geleceğini etkileyecek kararlar alıyor. Müdürler dahi olan-biteni medyadan öğreniyor.

İtalya'da eğitim sistemindeki temel sorunları çok kez soL okurlarına aktardım. Gelmini'nin "reform" adını verdiği yeni uygulamalardan biri gelecek eğitim döneminde ilköğretim okullarında "tam gün" eğitime son veriyor. Bakan birden çok öğretmenin katılımıyla yapılan tam gün eğitimin okullarda "kaynak" sorunu yarattığını öne sürüyor.

Tam gün eğitime veda
Muhalefet Avrupa'nın en nitelikli ilkokullarına sahip İtalya'da "tam gün" eğitime veda edilecek olmasını iyi işleyen bir okula darbe olarak yorumluyor. Genç bakan diyor ki, "Neden beni protesto ediyorlar anlamıyorum. Eğitim tam gün yerine, yarım gün tek öğretmenle de yapılabilir" diye savunuyor kendisini geçmişte olduğu gibi. Ama "tam gün" eğitimin sağladığı yararların bilincindeki veliler sesini biraz yükseltince, geri adım atıyor, "Tam günü silmiyoruz. Öğleden sonra paralı laboratuarlara isteyen öğrencilerin katılabileceğini" anlatıyor.

Kısacası daha önce devletin sağladığı ücretsiz öğleden sonra eğitimi, şimdi dışardan getirilecek personelle ücretli olarak devam edecek. Gücü buna yetmeyen velilerin çocukları öğlenleyin evin yolunu tutacak. Elbette anne babaların çalıştığı bir İtalya'da bu çocukları kimin takip edeceği kimsenin umrunda değil.

Gelmini okulları küçük birer işletme olarak görüyor. Bu nedenle bir vakıf ya da şirket gibi asgari harcama ve personelle yönetilebileceğine inanıyor. Gelecek yıl 8 milyon avroluk dev bir kesintiye gidilecek eğitim bütçesinde. Bu da ilköğretim okullarında yüzlerce öğretmenin gelecek yıl işsiz kalacağı anlamına geliyor. Kaliteli bir eğitim mi ekonomik bir eğitim mi diye soracak olursanız, Gelmini tercihini ikinciden yana kullanıyor.

Yabancı öğrencilere 'uyum sınıfı'
İtalya'da son aylarda tırmanan ırkçı eylemlerden hepiniz haberdarsınız. Hemen her gün bir yabancı uyruklu vatandaş, yabancı düşmanı bazı İtalyanların sözlü ve fiziki saldırısına uğruyor. Ülke gündemine oturan yabancı düşmanlığını siyasetçiler düşünedursun, her gün birbirinden parlak fikirlerle gündemde kalmayı başaran Gelmini, gözünü yabancı uyruklu çocuklara dikmekte de gecikmedi.

Sorun, artık birçok kentte sınıflarda yüzde 50'yi aşan göçmen çocuklar. Ama hangi çocuklar?

Eğer İtalya'da dünyaya geldiyseniz sorun yok, ancak Bolivya'dan, Peru'dan ya da Çin'den bugün geldiyseniz Milano'ya bundan böyle "uyum sınıfları" adı altında hayata geçecek olan derslikleri gösteriyor sevgili Bakan. Gerekçe, çocukların İtalyanca dil seviyelerini ölçmek, dili öğrendiklerinde İtalyan yaşıtlarıyla birlikte aynı sınıfa devam etmeleri. Ama "uyum sınıfları" için öngörülen süre en az bir yıl. Bu uygulamaya biraz aklı olan herkes karşı çıktı, Mussolini'nin torunu Alessanda Mussolini bile.

Çünkü İtalya'da öğrenim döneminde gelen yabancı uyruklu çocuklar için uyum programları sözkonusu. Uzman öğretmenlerce yürütülen bu programda yabancı öğrenciler İtalyan yaşıtlarıyla aynı sınıfta eğitim alıyorlar ama onlardan farklı olarak elbette İtalyanca kursu görüyorlar. Çünkü yabancı çocukları yaşıtı İtalyanlardan uzak tutmak, ayrımcılık değil de ne? Birçok eğitimcinin vurguladığı gibi çocuklar bir yabancı dili bulundukları ülkelerdeki başka çocuklarla kaynaştıklarında çok hızlı öğreniyor. Bu çocukları İtalyanca öğretmek adına ayrı sınıflarda toplamak onları bütünüyle dışlamak anlamına geliyor. Bu konuda birçok kişi hemfikir ama bakan Gelmini eğitimde kaliteyi tutturmak adına attığı adımdan emin ve hiç taviz vermiyor. Bu çocukların gelecekte İtalyanlara düşman olabileceğini göremiyor.

İşte bunun sonucunda İtalya'da kuzeyden güneye hemen bütün kentlerdeki ilköğretim okullar ve liselerde büyük bir protesto dalgası doğdu. Bu protestoya üniversiteler de destek veriyor. Çünkü işletmeci bakan Gelmini önceki gün "üniversiteler de uyansın yoksa sonları Alitalia gibi olur" diye konuştu.

30 Ekim'de kitlesel gösteri
İtalya'da hemen her okulda öğretmenler, veliler, öğrenciler ve okullarda görevli personelin katılımıyla meydanlarda gösteriler düzenleniyor ve eğitimin geleceğini tehlikeye atan bakan Gelmini protesto ediliyor. Lise ve üniversite gençliği kendi komitelerinin girişimi ile derslere girmiyor. İlköğretim okullarında ise veliler "Gelmini komiteleri" kurdu.

Her okul bu çetin ceviz bakanı protesto konusunda kendi bağımsız kararını alarak hayata geçiriyor. Ortaokul öğrencileri önceden açıklanan grev günlerinde okulun önünde birikiyor. Okul kapısına "bugün dersler garanti edilmiyor" duyurusu asıldığında hep birlikte bulundukları kentlerde protesto gösterilerine katılıyor.

Ekim ayında sendikalar ve Walter Veltroni'nin başkanı olduğu muhalefet partisi Partito Democratico'nun desteklediği bu eylemlerde verilen mesaj "Gelmini'ye dur!" demek. Şimdi bir başka kitlesel eylem 30 Ekim'de, yine İtalya çapında düzenlenecek. İnternet üzerinde sayıları artan Gelmini karşıtı gruplar da protesto eylemlerinin en hızlı ve etkili biçimde dağılmasına katkıda bulunuyor.

Gelmini'nin sevmeyeni çok ama bir grup genç var ki onlar net üzerinden Gelmini'ye destek mesajı iletilecek bir sayfa açtılar. Tahmin edebileceğiniz gibi yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı İtalyanlara yeniden kazandırmayı başaran Lega / Ulusal Birlik'in takipçisi bu gençler.

İşte durum böyle 2008 İtalyası'nda. Umarız bu mücadelenin sonu eşitlik ve kaliteyi savunan demokrat tercihlerin olur, aksi durumda herkesin başı ağrıyacak.