Mustafa Türkeş Açık Semalar Antlaşması'nın yapıldığı zamanı ve ABD'nin bundan çekilme kararını değerlendirdi.
1960’lı yıllarda tartışmaya açılan, 1988’de yeniden gündeme taşınarak bir uzlaşıya ulaşılan ve nihayetinde 1992’de imzalanan Açık Semalar Antlaşması (ASA) 2002’de yürürlüğe girmişti. ABD yönetimi geçtiğimiz Ekim ayından beri ASA’ya yönelik olumsuz tutumunu dillendirmekteydi. 21 Mayıs günü Trump yönetimi ABD’nin bu antlaşmadan çekilmek istediğini diğer imzacı taraflara iletti.
ASA esas itibarıyla imzacı devletlerin “hava sahalarında, havadan gözlem yapmak üzere Açık Semalar üzerinde mutabık kalınan usuller ihdas ederek” “Açık Semalar rejimi “oluşturarak imzacı devletlere “askeri faaliyetlerinde açıklık ve saydamlık sağlamayı, güven ve güven artırıcı önlemler aracılığı ile güvenliği artırmaya yönelik taahhütlerini hatırlatan”, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansları çerçevesinde üretilen bir antlaşmadır. Bu antlaşmada vurgulandığı üzere ihdas edilen Açık Semalar rejimi “mevcut ve müstakbel silahların kontrolü anlaşmalarına uyumun gözlenmesini kolaylaştırmayı” hedefler.
Bugün ABD yönetimi ihdas edilen Açık Semalar rejimine mutabık kalmayacağını ilan etti. İleri sürdüğü gerekçe daha önce INF antlaşmasından çekilirken sunduklarıyla benzemektedir. Rusya yönetiminin ASA rejimine uygun davranmadığını iddia etmektedir. Buna karşın Rusya yönetimi de kurallara uymayanın ABD olduğunu ileri sürmektedir.
Karşılıklı ithamlar sürmektedir. Burada esas mesele hangisinin ASA rejimini ihlal ettiği değil(muhtemelen ikisi de bilerek ve isteyerek ihlal etmiş olabilir), bir döneme özgü silahların kontrolü ve sınırlandırılması antlaşmalarının peş peşe ortadan kaldırılıyor olmasıdır.
Aralık 1987’de ABD ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF), geçen yıl Ağustos ayında yine ABD’nin girişimiyle ve Rusya’nın örtülü kabulüyle geçersiz kılınmıştı.
Bu iki antlaşmanın ilga edilmesi, silahların kontrolü ve sınırlandırılmasına yönelik izlenen politikanın esastan bir değişime uğramakta olduğunu göstermektedir. Bu durumda, silahların kontrolü ve sınırlandırılması mimarisine uyumlu imzalanan ve fakat 2021’de süresi dolacak Stratejik Nükleer Silahların İndirimi Antlaşması’nın (START) yenilenmeme olasılığının yüksek olduğunu söylemek mümkündür.
1960’lı yılların sonunda başlayıp Soğuk Savaş’ın son 5 yılında antlaşmalarla belirlenen silahların kontrolü ve sınırlandırılması mimarisi bugün kapitalist-emperyalist sistem içi rekabetler yüzünden çökme sürecine girmiştir. Söz konusu sürecin devam edeceğini tahmin etmek mümkündür. Kuralsızlığın baskın kural haline dönüşmesi ihtimal dahilindedir ve bu durum kapitalist-emperyalist sistem içi rekabeti artıracaktır.
Bütün kurnazlar kurnazlıklarının başkaları tarafından görülmeyeceğini sanırmış! Kapitalist-emperyalist sistem içi rekabetin kendilerine büyük fırsatlar sunacağını zanneden kurnazlar, sonuçta yalnızca kendilerini değil, ülkelerini de çöküşe sürükleyebilirler.
Marifet, böylesi kısır döngü içinde kendine pay çıkarma kurnazlığına kapılmadan, kapitalist-emperyalist sistemin alternatifinin mevcut olduğunu idrak edebilmektir.