Arka arkaya yaşanan olayları gerçekçi bir biçimde haber yapmaya çalıştık. Hafife alan, ilkel bir biçimde ve ölenleri de aşağılayan ifadelerle sorunu "zaten psikolojileri bozukmuş" yorumlarıyla geçiştiren gericiliğin sefilliğini de sergilemekten geri durmadık.

DİNSEL ÖNYARGILAR SORUNU DERİNLEŞTİRİYOR
İntihar olgusunun kendisine dinsel bir önyargıyla yaklaşmanın toplumsal maliyetlerini biliyoruz. "Günah" olarak görüldüğü için yok sayılan, toplumun sorumluluğunu üzerinden atmasıyla aslında derinleştirilen bir sorundan söz ediyoruz.

Biraz da ülkemizin zaman zaman şikayet ettiğimiz soyut düşünme sorunlarıyla ilgili: Kimileri "yoksulluk, sosyal sorun diye istismar etmeyin. Psikolojileri bozukmuş işte" derken başkaları da basitçe "yoksulluk yüzünden insanlarımız intihar ediyor" demenin yeterli olduğunu düşündü. Her yeni intihar, bir bakıma politik eleştirileri doğrulayan gelişmelere indirgendi.

ÇÖZÜM: BİLİMİN IŞIĞINDA ÖRGÜTLÜ EYLEM
İntihar olaylarının sosyal tetikleyicileri olduğunu, tetikleyiciler arasında yoksulluk, baskı, aşırı çalışma, istismar gibi şeylerin olduğu inkar edilemeyecek açıklıkta bir şeydir.

Öte yandan pencereyi buna daraltan bir haberciliğin her zaman en doğru yol olmadığını düşünüyoruz.

soL intihar haberlerine bu ilkesel çerçevede yaklaşacak. Gerçekleri, olayları ve olguları görmezden gelmeyiz ama her bir haberin bir sonraki haberde ölçülebilir olmayan bir katkısı olabildiğini de unutmadan çalışacağız.

İntihar haberlerini yeri geldiğinde vermemeyi tercih edeceğiz.

Kimsenin yalnız ve çaresiz kalmadığı bir Türkiye için, çareyi "eylemsiz bir ölümde" değil örgütlü eylemde arama çağrımızı yineliyoruz.