Çipli kimliklerle fişleme sürüyor

Sinan Işık adlı yurttaşın nüfus cüzdanından din hanesinin kaldırılması konusundaki hukuk mücadelesi sürüyor. AİHM’e giderek farklı bir içerikle yeniden resmi başvuruda bulunduklarını, davasının tüm yurttaşları ilgilendirdiğini söyleyen Işık, Türkiye’nin teknolojik bir hile yaptığını, gizli şekilde bilgi toplamanın fişleme olduğunu söyledi. Işık, kimliklerdeki din hanesinin kaldırılmasının zorunlu…

soL - Aslı İnanmışık

Sinan Işık adlı yurttaşın başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2 Şubat 2010 tarihinde verdiği kararda, kimlik kartlarında “din hanesi” bulunmasının insan haklarına ve vicdan özgürlüğüne aykırı olduğuna karar vermişti.

AKP’nin bu konuda herhangi bir adım atmaması nedeniyle Işık, bu kez 3 Mayıs 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru hakkını kullandı. Mahkeme ise başvuruyu "konu yetersizliği" nedeniyle reddetti.

Hukuk mücadelesini sürdüren ve yaptığı başvurulara ilişkin soL’a konuşan Işık, AYM'ye yeniden başvurduğunu belirterek, taleplerinin AİHM kararlarının uygulanması olduğunu söyledi. AİHM kararlarının kasten uygulanmayarak, çipli kimlik kartıyla vatandaşların dini bilgilerinin toplanmaya devam edildiğini söyleyen Işık, kararların uygulanmasını takip eden Avrupa Bakanlar Komitesi’nin tarihinde ilk defa AİHM kararını uygulamadığı için Azerbaycan’ı şikayet ettiğini, kişisel başvurusuyla birlikte Türkiye’nin de benzer bir durumla karşılaşmasının mümkün olabileceğini ifade etti.

AİHM KARARI KASTEN UYGULANMIYOR

Sinan Işık dava sürecine ilişkin şunları söyledi:

“İlk kez 2013 yılında AYM’ye bireysel başvurumu yapmıştım, o zaman da sizde haber olarak çıkmıştı. O zaman bizi ‘konu bakımından yetersizlik’ gerekçesiyle reddetmişlerdi. Sonra onların isteğine uygun ikinci bir başvuru daha yaptık. Bizim ana şikayet konumuz AHİM kararının kasten uygulanmamasıydı. İlk gidişimizde o zamanki başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet partisi genel başkanı olarak da Kemal Kılıçdaroğlu’nu, ikisini birden suçlamıştım, haksızlık yapılıyor diye. AYM kararı geldiği gün o zaman CHP seçimlere hazırlanıyordu ve Alevilere yönelik 10 maddelik bir tasarı oluşturmuşlardı. Orada nasıl olduysa ‘kimliklerdeki din hanesinin kaldırılması’ maddesi de yer alıyordu. Hatta benim ismim de geçiyordu. AYM’ye ikinci gidişimde böylelikle kendi mazereti ortadan kaldırdığı için CHP’yi devre dışı bırakıp doğrudan hükümeti karşımıza aldık. İzmir Barosu’ndan Arif Ali Cangı ile gittik, yine beklediğimiz sonuç geldi. Üstelik bu seferki gerekçe 14 satırlık bir açıklamaydı. İç hukuk yollarını bitirmediğimiz iddia edildi. Tabi biz aslında bu yolları tükettik. En son İstinaf Mahkemesi’ne gittik zaten ondan sonra tek yer kalıyor AYM’ye bireysel başvuru hakkı. Biz de o hakkımızı kullandık.”

KARAR TÜM VATANDAŞLARI BAĞLIYOR

“AİHM’in kimlikte din hanesinin kaldırılması kararı kişiye özgü verilmiş bir karar değil. Kimseye böyle bir uygulama tek başına yapılamaz. Ben istedim diye kimliğimdeki din hanesi kaldırılacak diye bir durum olamaz aslında tüm vatandaşlara uygulanması gerekiyor. AİHM’in kararı böyle. Kişiye özgü kanun maddesi uygulanamayacağına göre herkese uygulanmalı. AİHM yalnızca kimlik kartlarındakilerin değil, kartlara kaynaklık eden uygulamadaki bilgilerin de kaldırılmasını istiyor. Yani devlete, ‘sen vatandaşın hakkında hiçbir şekilde dini bilgi kayıt edemezsin’ diyor ve doğru bir tespit yapıyor.”

DİN HANESİ YÜZÜNDEN ZORUNLU DİN DERSİ KARARI ALINABİLİYOR

AİHM kararına karşı Türkiye’nin teknolojik bir hile yaptığını, gizli şekilde bilgi toplamanın fişleme olduğunu söyleyen Işık sözlerine şöyle devam etti:

“Din hanesinin bu kadar önemsenmesinin onlar açısından çok önemli bir tarafı var. Zorunlu din derslerinin uygulanma gerekçesi, din hanesi. Din hanesi kayıtlardan kaldırılsa, devlet hiçbir vatandaşının hangi dine mensup olduğunu bilemeyeceği için, bu aşamadan itibaren de kimseye ‘sen müslümansın, din dersine girmelisin’ diyemeyecek ve en önemli kozu elinden gitmiş olacak. En fazla Avrupa’nın yaptığı gibi sadece dinler hakkında bilgi veren bir derse dönüştürülebilir, bizim de zaten buna itirazımız olmaz. Ancak bu islamcı iktidar öyle bir ders de veremez. Onlar bu durumu sadece empoze ediyorlar, özellikle de Alevi çocuklara. Din hanesi de burada işe yarıyor. Alevinin kimliğinde de Müslüman yazılı olduğundan, ‘sen bu dersi almak zorundasın’ deniliyor. Hatta son zamanlarda din hanesini kimliğinde boş bırakıp, bunun üzerinden din dersine girmemeyi başaranların da çoğaldığını görünce, ‘kimliğinde din hanesi boş olanlar da bu derse girecek’ dediler. AİHM kararı bunların hepsine çare oluyor.”

BU DAVA TARİHE DÜŞÜLEN BİR NOT

İlk davanın 6 yıl sürdüğünü belirten Işık, dava sürecinin de ayrı bir zorluk olduğuna vurgu yaptı. AİHM’ndeki yoğunluk nedeniyle 3 ile 6 yıl arasında bir zamanda davanın sonuçlanabileceğini söyleyen Işık, “Ömrümüz yeterse sonucu göreceğiz. Bu dava hepimiz için önemli. Hemen sonuç alamasak da mücadelemize devam edeceğiz. Tarihe ve hukuka bir not olarak düşeceğiz. Ülke elbet normale dönecek, o zaman bu adımlar işe yaramış olacak. Öte yandan özellikle Alevi kurumları ve kamuoyu, bu konu ve dava konusunda maalesef duyarsızlıklar. Madem zorunlu din derslerine karşı bu kadar mücadele veriyorsunuz, o zaman hiç olmazsa din hanesinin kaldırılmasına destek olabilirsiniz. Din hanesi kaldırılırsa devlet hiçbir vatandaşına din dersi konusunda dayatma yapamaz” diye konuştu.