Ülkücü mafya Sedat Peker Süleyman Soylu'yla ilişkilerini anlattı

Türkiye bu 'diziyi' izliyor. Dubai'den yayın yapan Peker bu sefer 'dönüş biletimizdin, yaktın bizi' diye seslendiği Süleyman Soylu'yu hedef aldı.

Haber Merkezi

Sedat Peker video yayınlarına bugün bir yenisini ekledi. Bu sefer İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında konuştu.

Peker, Soylu'nun kendisine "Benim İstanbul'da yetkim yok, orayı Berat yönetiyor, her şeyi o yapıyor" dediğini, dosyası hakkında yurt dışına çıkması gerektiği konusunda bilgi vereceğini de söylediğini öne sürdü.

Peker aynı zamanda bir akrabasının Soylu'nun "bütün organizasyonlarını yapan isim olduğunu" iddia etti.

Peker'in son yayınından bazı başlıklar şöyle:

'Soylu'nun üzerine çok geliyorlar, bir şeyler söylecek'

"Bizim temiz Süleyman var, sayın İçişleri Bakanımız. Beni bir arkadaş aradı, dedi ki, "Süleyman Soylu'nun üzerine çok geliyorlar, bir şeyler söyleyecek, arkadaş kusura bakmasın." Dedim tamam sorun değil, normal. Bizim eve dönüş biletimiz ya. Hayallerimizi de çaldı, bilet de gitti. Neyse bizim temiz Süleyman ilk gün bir tweet attı, "suç örgütünün liderini takipteyiz, kırmızı bülten" tamam, normal. Arkadaş millet buna biraz daha salınca ertesi gün "pislik, mafya suç örgütü babası" Şimdi namusluca, temizce anlatacağım.

İlk konu şeyden açıldı, Antalya'da KOM Daire mafya babaları diye yazmış, adam sayıları diye. Bana 200 küsür tane demiş, vallahi hakaret etseydiniz gururum ancak bu kadar kırılır, biz pastane açılışını 30 bin kişi yapıyoruz."

'İstanbul'u ben yönetemiyorum, Berat yönetiyor, o yaptırıyor her şeyi dedi'

"Ya namus sahibiysen konuş, Berat Beye sen beni düşman etmedin mi?

Akrabam, Reşat Hacıfazlıoğlu, senin bütün organizasyonlarını yapan. Ya sen değil miydin, DYP'nin kongrelerine almıyorlardı seni, olaylı kongreleri vardı, yanında kim vardı, benim arkadaşlarım, benim akrabalarım. Yav sen oralara girerken onlar yanında değil miydi?

Benim akrabam gelip, "reisin kulağına bir şeyler geliyor, bu İstanbul'da sorunlar var" dediğinde, "İstanbul'u ben yönetemiyorum, Berat yönetiyor, o yaptırıyor her şeyi" dedin mi, demedin mi?

'Ben DYP'nin başkanlığına çıkmak için uğraşırken, kongrelere beni almıyorlardı, il gecelerinde bana sıkıntı çıkarıyordu, Sedat Peker'in yanımda akrabası da arkadaşı da yoktu de, yalan makinası doğru söylüyor' de, parmağımı keseceğim.

'Benim İstanbul'da yetkim yok, orayı Berat yönetiyor, her şeyi o yapıyor' dedin mi, demedin mi?"

'Ben tehlikeli bir durum olunca haber vereceğim demedin mi?'

"Sedat Peker'in akrabası, bir cenazedeyiz, yollamış, aynı yerden sinyaller var. Cenazede görüştük, ben yurtdışına kaçmadan, kaçmak demeyelim sürgün diyelim. Sen demedin mi Sedat Peker'e 'not yazdırılır yollanır', 'Ben tehlikeli bir durum olunca haber vereceğim' demedin mi?

Joseph Fouche mezardan kalksa, Mehmet Ağar falan hikaye, sen var ya, senin bu dünyada hep yıldızın parlak olacak, müthiş bir adamsın sen. Ama telefonu sen yolladın diyemem. Sen 'onunla ilgili dosya yol aldılar, tehlikeli bir durum olunca haber vereceğim' dedin ama telefonu bana vatansever polis diye yolladı, sen yolladın diyemem."

'Berat Bey'le ilgili yayın yaptığımda bana haber yollayıp yayını durdur dedin'

"Ben şunu anlamadım yalnız. Ben Berat Bey'le ilgili yayın yaptığımda bana haber yollayıp yayını durdur da sen dedin. Onu anlayamadım. Onunla sorunun var, bunu Türkiye biliyor. Ben onu diyorum bu sana yoruyor. Artık o an nasıl bir denge oluştuysa veya çok mu karışıklık çıktı, neden bunu söyledin onu da bilmiyorum. 

Sen 5 ay önce Hadi Özışık'a 'Ben onu severim' demedin mi? Ne değişti? Bu kadar kısa sürede ne değişti? Sen benim koruma polisi mi vermedin mi, sen uzatmadın mı ondan sonraki senede? Temiz Süleyman, temiz Süleyman, daha konuşacağız, bitmedi."

'İstifa olayından önce robot hesaplardan tweetler hazırladı'

"Temiz Süleyman'ın istifa olayı var ya, duygusal bir hale gelip istifa etti diye. Bir gün önceden robot hesaplardan tweetler hazırladı, hani o 1,3 milyon tweet var ya. E sen de biliyorsun benim kardeşim gibi o çocukların hepsi, benim destek olduğum haber portalları da sana destek oldu, orada duruyor onlar.

Sen akıllısın ya, Pelikancılar gibi olmayacaksın, robot hesaplarla tweetler attın. 

Tayyip ağabeyinin altını oyduğunu herkes biliyor. O kadar küfür ettin, o kadar hakaret ettin. "

'Tayyip abi: Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'ndaki halleri gibi'

"Bir de kırmızı bülten çıkardı, beni korkutuyor şimdi... 16,5 sene yattım cezaevinde tek ayak üstünde, diğeriyle bir 16,5 daha yatarım, ulan beni mi korkutacaksın. Lan değil beni alacaksın, şeyimden tavana asacağını bilsem senden korkan senin gibi olsun. Ulan makamın için küfür edemiyorum ama Neyzen Tevfik senin gibi mebuslar için bir dörtlük yazmış. Allah mısınız ulan siz, Pelikancısı, Ağarcısı, Süleymancısı, sarmışsınız Tayyip abinin etrafını, dünyayla temasını kesmişsiniz Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'ndaki halleri gibi. Ülke böyle büyüyor, ülke şöyle büyüyor, lan insanlar intihar ediyor, bakan değil misin?"

İntihar eden polis olayı

"Silivri'de intihar eden adamı anlatsana, o Gaziosmanpaşalı adamı bıraktırmak için telefon açtın ya. Pardon senden önce koruma daire başkanı Ekrem Güler'i aradın. İki sene önce intihar etti, Hakan Çalışkan. Bir adam niye intihar eder? 

Bunun Gaziosmanpaşa'da tanıdığı zengin, varlıklı, kelle gözaltı yapıyor namuslu adam Silivri müdürü. Bunu arıyorlar hemen, koruma daire arıyor. İl Emniyet müdürü hayır diyor, sonra Süleyman Bey kendi arıyor ilçe müdürünü. Bırak diyor, bırakıyor tabii. Adam alındığında hemen temiz, cici Süleyman'a ulaşıyorlar. Bana pis diyorsun ya, hani ben Türkiye'ye dönecektim. Ulan biz bu kadar mücadeleyi niye yaptık, kızlarımız için değil mi? Onlar okula gitmiyor mu, pisliğin kızları demeyecekler mi ona? Sensin ulan pis!

Sen, Mehmet Ağar, Pelikancılar, siz Ebrehe'siniz. Siz Ebrehe'siniz, Pelikancılar, Ağarcılar, süslü Sülü, sen. Bugünün ebabil kuşları da bu telefonlar, onlarla yanacaksınız, vallahi yenileceksiniz.

Adam FETÖ'cü, parası var, cezaevinden yırtıyor, parası olmayan cezaevinde. 

Beni mi korkutacaksın, kimsin ulan sen, kimsiniz ulan siz. Doğduk anadan babadan kork, okula gittik öğretmenden kork, ulan biraz büyüdük mahalledeki kabadayıdan kork, ulan komutandan kork, polisten kork, iş yerine gidersin amirden kork, yaşlanacağız öleceğiz, allahtan kork. Nedir ulan bu korku? Bu millet bu yüzden çocukken kararıverdi. İnsanların hayallerini donduruyorsunuz, korkuyla bastırıyorsunuz."

'Reşat Hacıfazlıoğlu'nun telefonundan İçişleri Bakanı kaç kez aranmış'

"Temiz Sülü, tertemiz Sülü bu pisliği bir rezil etsene, yalan makinesini getir, Türk halkı izlesin. Benim dediklerimi inkar et, görelim.

Ablanın kocası Abdullah Beyi benim yanıma yollamadın mı? Belki senin haberin yoktur... 

Oğlu şarkıcı olacak, Polat Yağcı, telefon açtım, bu çocuğun tüm şeylerini kanallarda yayınlatın dedim, yayınlattım, o zaman iyiydim, ne oldu ya? 

Sülü, temiz Sülü... Dönüş biletimizden be, yakın bizi. Hakikaten devletin savcıları, çok kolay. Benim akrabam olan Reşat Hacıfazlıoğlu'nun telefonundan İçişleri Bakanı kaç kez aranmış, o onu kaç kez aramış. Ama daha çok koruma müdürünün telefonundan görüşüyorlar. Babasıyla kaç kez karşılıklı aramışlar ve tüm akrabalarıyla, akrabam Reşat Hacıfazlıoğlu. Ne oldu Süleyman? Süleyman'la benim akrabamın telefon sinyalleri verdikten sonra onun akabinde beni aynı gün aramış mı, ne kadar süre sonra ben yurt dışına çıkmışım. Bizim dosyada bu kadar delil yok, bize neler yaptınız."