Suriye'de cihatçı grupların başlattığı saldırıların uluslararası yankısı çeşitlilik gösteriyor.
Suriye'de 2011'de başlayan çatışmalarda ilk olarak cihatçı gruplara destek verdiği bilinen Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı bölge devletlerinin bugün Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunması dikkat çekiyor. Geçmişte ülkedeki selefi örgütleri besleyen Suudi Arabistan ise konuya dair şimdiye kadar sessiz kaldı.
Çin, İran ve Rusya da, Şam hükümetine olan desteğini dile getirirken, Mısır, Ürdün ve Venezuela da Suriye hükümetini saldırılara karşı desteklediğini açıkladı.
Türkiye ise, bölgede gerilimin yükselmesine karşı olduğunu belirtirken, bir yandan da Rusya ve Suriye güçlerinin cihatçı noktalarına yaptığı müdahaleye tepkilerini ifade ediyor.
Batı ülkeleri ise, "terör örgütü" olarak listelediği HTŞ gibi cihatçı grupların adını anmadan, bölgede itidal çağrısında bulunuyor.
Ürdün'le Irak arasında görüşme: 'Suriye'nin istikrarına destek' açıklaması
Ürdün ve Irak, Pazar günü komşu ülkeleri Suriye'nin birliği, egemenliği ve istikrarına desteklerini yeniden teyit ettiler.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, bir telefon görüşmesinde Irak Başbakanı Muhammed Şii el Sudani ile özellikle Suriye'deki durum olmak üzere son bölgesel gelişmeleri görüştü.
Kraliyet Divanı'nın açıklamasına göre, kral Ürdün'ün Suriye ile dayanışmasını vurgulayarak Suriye'nin toprak birliği, egemenliği ve istikrarına desteğini yeniden teyit etti.
Yine Pazar günü, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ve Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Suriye Dışişleri Bakanı Bessam Sabbah ile telefon görüşmesi yaptı.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Safadi, Ürdün'ün Suriye'deki gelişmeler konusundaki endişelerini dile getirerek, devam eden Suriye krizine, "sonuçları çözen, Suriye'nin güvenliğini ve istikrarını yeniden sağlayan, egemenliğini koruyan ve terörizmi ortadan kaldıran siyasi bir çözüme ulaşma" çabalarını yoğunlaştırmanın önemini vurguladı.
Görüşmelerinde iki bakan iletişimi sürdürme ve güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarını sürdürme konusunda anlaştı.
Irak Dışişleri Bakanı da, Hüseyin Sabbah ile yaptığı telefon görüşmesinde, Suriye'nin güvenlik ve istikrarını istikrarsızlaştırmanın Irak ve genel olarak bölgenin güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu belirterek, güvenlik zorluklarını ele almak ve aşırılıkla mücadele etmek için bölgesel iş birliğinin önemine değindi.
Irak Başbakanı Muhammed Şii el Sudani, cumartesi günü yaptığı açıklamada, "Suriye'nin güvenliği ve istikrarı Irak'ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılıdır ve Orta Doğu'da bölgesel güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarında önemli bir rol oynamaktadır" açıklamasında bulunmuştu.
Çin, BAE ve Mısır'dan 'Suriye'nin egemenliğine destek' mesajı
Yine cumartesi günü, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan, BAE'nin "Suriye devletinin yanında olduğunu ve terörizmle mücadele, egemenliğini genişletme, topraklarını birleştirme ve istikrar sağlama konusunda Şam'ı desteklediğini" bildirdi.
Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty de Suriye ulusal kurumlarına desteğini yineledi ve "Suriye'nin bölgesel istikrarı teşvik etme ve terörizmle mücadele etmedeki hayati rolünü" vurguladı.
Çin de bugün, cihatçıların Halep saldırılarının ardından "Suriye'nin ulusal güvenlik ve istikrarı koruma çabalarını desteklediğini" bildirdi
Dışişleri bakanlığı sözcüsü Lin Jian, düzenlediği basın toplantısında "Çin, Suriye'deki durumun daha da kötüleşmesini önlemek için olumlu çabalar göstermeye isteklidir" dedi.
Suudlar şu ana kadar sessiz
Suudi Arabistan'ın çatışmaların başlamasından bu yana sessiz kalması dikkat çekti.
Suudi Arabistan'ın resmi haber ajansının konuya ilişkin aktardığı tek şey, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Suriye Dışişleri Bakanı Bassam Sabbah'tan bölgedeki son gelişmeleri görüştükleri bir telefon alması oldu.
Ajans, görüşmeye ilişkin herhangi bir detay paylaşmadı.
Rusya ve Venezuela ve Abhazya: Terörizme karşı Şam'ın yanındayız
Bu arada, Suriye'nin siyasi ve askeri olarak en büyük destekçilerinden olan Rusya, Suriye ordusunun cihatçı güçleri püskürtme çabalarına desteğini dile getirdi.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, geçtiğimiz cuma günü Halep yakınlarındaki durumun Suriye'nin egemenliğinin bir ihlail olduğunu yineledi ve Suriye hükümetinin şehirde "hızla düzeni yeniden sağlayacağını" umduğunu ifade etti.
Peskov, "Suriye hükümetinin bu bölgede düzeni hızla yeniden sağlaması ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız" dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Rusya'nın Suriye'nin ulusal egemenliğine ve toprak bütünlüğüne, ayrıca hükümetine ve ordusuna "terörist gruplara" karşı mücadelelerinde "kararlı" desteğini dile getirdi.
Rusya Savunma Bakanlığı da, hava kuvvetlerinin Suriye ordusunu desteklemek amacıyla cihatçı gruplara saldırılar düzenlediğini açıkladı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun hükümeti de, cumartesi günü cihatçı grupları "terörist" olarak lanetleyerek, Suriye devletine yönelik tüm saldırıları kınadı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın telefonla görüştüğü Abhazya Devlet Başkanı Gunba Badra da, Esad'a "ülkenin Suriye'yi karşılaştığı tüm organize terör saldırılarında desteklediğini" söylediğini bildirdi.
İran ve müttefikleri, İsrail saldırganlığına işaret etti: 'Şam'a ve ordusuna desteği sürdüreceğiz'
İran da, cihatçı saldırılarının ardından Şam'a desteğini yeniden teyit etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Suriye Dışişleri Bakanı'yla yaptığı telefon görüşmesinde Suriye hükümetine ve ordusuna desteğini sürdüreceğinin sözünü verdi. Arakçi, Tahran'ın Şam hükümetine uzun süredir bağlılığını yansıtarak, "Suriye hükümetini, ulusunu ve ordusunu desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da, dün Müslüman devletleri Suriye'deki sorunu çözmeye çağırdı. Bölgesel güvenliğin bölgedeki devletlerin çabalarıyla sağlanabileceğini vurgulayan Pezeşkiyan, bölgede yabancı müdahaleye gerek olmadığını belirtti. Günün ilerleyen saatlerinde, İran Dışişleri Bakanı Arakçi, Suriye'nin başkenti Şam'ı ziyaret etti. Arakçi, bugün de bölgesel gelişmeleri görüşmek üzere Ankara'ya geldi.
Irak'taki İran müttefiki gruplar da, İsrail'i Suriye'deki son cihatçı faaliyetleri körüklemekle suçladı. Gruplar, yaşananların İsrail'in bölgeyi istikrarsızlaştırma girişimleri olduğunun altını çizerek, misilleme sözü verdi.
Ankara'da Arakçi ile Fidan'dan zıt açıklamalar
Ankara’daki görüşme sonrası ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Arakçi’nin açıklamaları arasındaki zıtlık dikkat çekti.
Arakçi “Suriye’de terör faaliyeti gösteren grupların İsrail ve ABD ile bağı bulunmakta. Bu gruplar Suriye'de güvensizlik ortamı yaratmaya teşvik edildi” dedi.
Fidan ise “Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahaleyle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” ifadesini kullandı.
Fidan “Son gelişmeler Şam'ın kendi halkı ve meşru muhalefetle uzlaşma sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye bu yönde gereken tüm katkıyı sağlamaya hazır” diye konuştu.
Öte yandan Arakçi, Astana sürecine ilişkin dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının acilen düzenlenmesine karar verdiklerini bildirdi.
Putin ve Pezeşkiyan Türkiye ile Astana sürecine işaret etti
İran ile Rusya arasında liderler düzeyinde bir telefon görüşmesi de bugün gerçekleşti. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile telefon görüşmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştü.
Kremlin’den yapılan açıklamaya göre Suriye’deki gelişmelerin ele alındığı görüşmede iki ülke meşru Suriye hükümetine koşulsuz desteğini dile getirildi. Görüşmede ayrıca Putin ile Pezeşkiyan’ın “Türkiye’nin katılımıyla Astana formatında işbirliği çabalarının önemi”nin altını çizdikleri belirtildi.
Esad, Pezeşkiyan ile görüştü: 'Bölge haritası ABD hedefleriyle yeniden çizilmek isteniyor'
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan öncesinde Suriye Devlet Başkanı Esad ile yaptığı telefon görüşmesinde de ülkesinin Suriye’nin “terörizme ve İsrail rejimine karşı savaşına tam destek sağlamaya devam edeceğini” söyledi. Pezeşkiyan “İnanıyoruz ki Suriye bir kez daha siyonist planları yenecek” dedi. Esad da cihatçı çetelerin saldırılarıyla başlayan son çatışmaların “bölgeyi bölme ve oradaki ülkeleri parçalama ve haritayı ABD ve Batı'nın hedefleri doğrultusunda yeniden çizme gibi geniş kapsamlı hedefleri” yansıttığını söyledi.
Rus ve İran Dışişleri Bakanları arasında görüşme: 'Astana' vurgusu
Bununla birlikte, İran Dışişleri Bakanı Arakçi'yle Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Cumartesi günü Suriye'deki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre, iki taraf telefon görüşmesinde ortak ilgi alanına giren bölgesel ve uluslararası konuları da görüştü.
Suriye'nin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğüne, ayrıca Arap devletinin hükümetine ve ordusuna "terörist gruplara" karşı mücadelelerinde "kararlı" desteklerini ifade eden taraflar, sorunun 2017'de İran, Rusya ve Türkiye'nin Suriye'deki çatışmaları çözmek amacıyla başlatılan Astana barış süreci çerçevesinde ele alınmasının gerekliliğini vurguladılar.
Arakçi, uluslararası topluma terörizmin "kötü fenomeni" ile mücadele etme sorumluluğunu hatırlatarak, Suriye'deki "terörist grupların" son eylemlerini "Ortadoğu'daki güvenliği tehlikeye atmayı amaçlayan bir ABD-İsrail komplosunun parçası" olarak nitelendirdi.
Lavrov ise "terörizme karşı koymak" için tüm taraflar arasında koordinasyon sağlanmasının ve Moskova ile Tahran arasındaki yakın istişarelerin sürdürülmesinin önemini vurguladı.
İki ülke, bölgedeki diğer devletlere, özellikle Suriye'nin komşuları arasında daha fazla uyanıklık ve daha fazla koordinasyon çağrısında bulunarak, "Suriye ve bölgedeki tehlikeli komploları etkisiz hale getirmek ve teröristlerin eylemlerine karşı koyma" gerekliliğini dile getirdi.
Türkiye 'gerilim istemiyoruz' diye Suriye ve Rusya'nın saldırılarına tepki gösterdi
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara'nın "bölgede istikrarsızlığı artıracak her türlü gelişmeye karşı olduğunu ve Suriye'deki gerginliği azaltmaya yönelik adımları desteklediğini" söyledi.
Türkiye ayrıca, Cuma günü Suriye ve Rus savaş uçaklarının hava saldırıları düzenlediği İdlib'e yönelik "saldırıların" sona erdirilmesini talep etti.
Türk dışişleri bakanlığı X'te yayınladığı bir mesajda, "Bu saldırıların sona ermesi gerektiğini vurguladık" diyerek, son çatışmaların "istenmeyen bir gerginlik tırmanışına" neden olduğunu savundu.
Daha önce de, üst düzey bir Türk savunma bakanlığı yetkilisi bir gün önce Reuters'a Türkiye'nin kuzey Suriye'deki gelişmeleri yakından izlediğini ve orada konuşlu askerlerini korumak için önlemler aldığını söylemişti.
Batı ülkeleri cihatçıları anmaktan kaçındı, 'diyalog' dedi
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Sean Savett de, cumartesi günü yaptığı açıklamada, ABD'nin "bu saldırıyla hiçbir ilgisi olmadığını" ve Suriye'deki tırmanan durumu yakından izlediğini söyledi.
Savett, ABD'nin derhal gerginliğin azaltılması, sivillerin ve azınlık gruplarının korunması ve Suriye iç savaşını sona erdirmek için güvenilir bir siyasi sürecin başlatılması çağrısında bulunduğunu söyledi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı da, Halep'teki askeri gelişmelerde yer alan tüm tarafları "uluslararası insani hukuka saygı göstermeye ve sivilleri korumaya" çağırdı ve çatışmayı çözmek için BM'de diplomatik çabalar çağrısında bulundu.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ysa, dün yaptığı açıklamada, müzakereler çağrısında bulundu ve ilgili tarafların "sivillerin hayatlarını ve altyapıyı korumasını" istedi.
BM yetkilisi de selefileri anmadı, insani krize işaret etti
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Sakinleri ve İnsani Yardım Koordinatörü Adem Abdelmula, dün Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep'te çatışmaların derhal durdurulması ve ilgili taraflar arasında diyalog çağrısında bulundu.
Abdelmula yaptığı açıklamada, Halep'teki şiddetin tırmanmasının "kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere masum sivillerin trajik bir şekilde hayatını kaybetmesine, sivil altyapının hasar görmesine ve kritik hizmetlerin askıya alınmasına" yol açtığını vurguladı.
Abdelmula, "Bu, birçoğu yerinden edilmenin travmasını çoktan yaşamış sayısız insanın, evlerini ve geçim kaynaklarını geride bırakarak bir kez daha kaçmak zorunda kaldığı bir zamanda gerçekleşti" diye ekledi.
Tarafları "derhal düşmanlıkları durdurmaya ve sivillerin ve yardım görevlilerinin korunmasına öncelik vermeye" çağıran Abdeulmula, "Suriye halkı daha fazla acı çekmemeli. Diyaloğa fırsat verilmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Abdelmula, Lübnan'dan gelen yarım milyondan fazla geri dönen ve mültecinin son akınından önce, Suriye'de insani yardıma ihtiyaç duyan 16,7 milyondan fazla insan olduğunu belirterek, "Bu son çatışmalar nedeniyle şimdi daha da fazla hayatın acilen kurtarılması gerekiyor" dedi.
BM yetkilisi, insani yardım topluluğunun etkilenen nüfusa hayat kurtarıcı yardım ulaştırma taahhüdünü yeniden dile getirdi.