Sözcü'nün 'aşı pasaportu' rezaleti

Sözcü, AB'de alınan 'aşı pasaportu' kararı haberinde 'Çin aşısı olanların AB'ye giremeyeceğini' yazarak haber uydurma rekorunu kırdı.

Mehmet Kuzulugil

Panik haberciliğinde bir başka zirve: 'Yaşlı ölümleri durmuyor'

"mRNA aşısında panik büyüyor: Aşılanan 22 yaşlı öldü." 31 Ocak günü yayınlanan haberin spotu pompaladığı paniği derinleştiriyor: "Almanya’da aşıdan sonra da ölümler durmuyor. Karantinada tutulan iki yaşlılar yurdunda, yeni çıkan mRNA aşı yapılan yaşlılardan 22’si öldü. Bir yaşlının, "Vücudum tamamen griye döndü" dediği belirtiliyor."

"Almanya’nın Leverkusen- Rheindorf'taki bir yaşlılar yurdunda ölüm kol geziyor. AWO-Heim'da kalan 149 yaşlı ve personel, corona virüsünün İngiltere mutasyonu olan B.1.1.7'ye yakalandı ve 15 yaşlı, yeni çıkan mRNA tabanlı aşıdan yapılmış olmasına rağmen corona virüsüne bağlı sebeplerle can verdi."

Böyle de konuya giriyor.

İşin aslı hiç böyle değil. Birincisi, kendi haberinde de belirttiği gibi aşılandığı söylenen kişiler sadece ilk doz aşıyı almış. İlk dozun özellikle mRNA aşısı söz konusu olduğunda bağışıklık sağlamak için yetersiz olduğu biliniyor. Nitekim aynı haberde ölen 91 yaşındaki Bradke'nin öldüğü gün ikinci dozu alacağı açıklanıyor. İkincisi, Almanya'da yaşlılar arasındaki ölümler özel olarak mercek altına alındı ve bunların "aşıyla bağlantılı" olmadığı kesinleştirilirken, "aşıya rağmen" ölümler yaşandığı doğrulanmadı. Deutche Welle yakın zamanda yaptığı bir haberde Almanya'da aşılamadan sorumlu kurumun bildirilmiş 113 ölümü incelediğini, 79 - 93 yaş aralığındaki bu kişilerin aşıyı aldıktan sonra öldüklerinin belirlendiğini, aşıyı izleyen ölümden önceki süreninse bir saatle 19 gün arasında değiştiğini belirtiyor. Bu 113 kişiden 20'sinin Covid-19 nedeniyle öldüğü ve sadece birinin aşının iki dozunu da almış olduğu söyleniyor.

Ölümlerin 43'ünün varolun sağlık sorunları nedeniyle gerçekleştiği ekleniyor.

DW haberinde yer alan değerlendirmeler, yapılan aşıların yaşlılarda ölümle de sonuçlanabilen yan etkileri konusunda kesin bir olumsuz yargı üretmeye yetmiyor. Nitekim, Pfizer aşısı sonrası bildirilen ölümler hakkında yapılan açıklamalar risk olmadığını kanıtlamaktan uzak.

Öte yandan özellikle aşıların gerekli bağışıklığı sağlamadığı, "aşı olanların da öldüğü" gibi bir iddia bilimsel bir gerçeklik taşımıyor.

Ali Gülen, özel olarak Sözcü'deki Covid haberlerinin altında imzası olan "haberci".

Sıklıkla aşıların "nasıl öldürdüğü" haberlerini yazıyor. 31 Ocak günü yaptığı haberin başlığı şöyleydi: "mRNA aşısında panik büyüyor: Aşılanan 22 yaşlı öldü." Kendi içinde çelişkilerle dolu, kötü yazılmış ve dayanaksız haber açık bir şekilde gerçekleri çarpıtıyordu.

Gülen'in son haberi "Corona virüsü aşısında Türkiye’ye kötü haber: Çin aşısı olana AB vizesi yok" başlığını taşıyor.

AB üyesi ülkelerin gündemindeki "aşı pasaportu" konusunda yapılan son toplantının sonuçları üzerine hazırlanmış olan haberde açık ve kötü niyetli yalanlar başlıkla başlıyor.

Üstelik yalanlama için ayrı bir kaynağa gitmenize de gerek yok; haberin kendisinde atılan başlığı, haber spotunu ve ileri sürülen sonuçları yalanlayan malzemeler hazır!

Öncelikle, "aşı pasaportu" konusunda anlaşmaya varan AB ülkeleri, henüz uygulamaya ne zaman başlanacağını da karara bağlamış değil. Uygulama konusu da karışık: Schengen vizesi için "aşı pasaportu" uygulamaya konulursa, tek koşul olmayacak gibi görünüyor. Ali Gülen de, haberinde bu konuyu yeterince açık bir şekilde anlatıyor:
"Buna göre “Dijital Aşı Pasaportu” bu yaz aylarına kadar hayatımıza girecek. İlk başlarda, aşı pasaportuyla birlikte, uluslararası alanda tanınan “Bağışıklık kazanmıştır” raporu veya “Negatif PCR testi” de geçerli olacak."

Aşı pasaportunun vize için tek koşul olmayacağını haber veren habercimiz "bir süre sonra" Dijital Aşı Pasaportu'nun diğer alternatiflerin yerini almasının beklendiğini iddia ediyor.

"Çin aşısı" takıntısı

Aynı haberde Ali Gülen başlığa taşıdığı konuyu da ele alıyor. "Çin aşısının" onay almadığını söylüyor ve açıklıyor: Zaten onay için başvuruda da bulunmamışlar!

Almanya'nın Pfizer aşısının istenen yaygınlıkta yapılamıyor olması nedeniyle Rus ve Çin firmalarıyla görüştüğü bilinirken, "Çin aşısına onay yok" diye başlayıp, "Çin aşısı olanların AB'ye giremeyeceğini" söylemek gerçekten bir habercilik rezaleti olarak kayıtlara geçiyor.

Bu rezalet, henüz başlamış olduğu kitlesel aşılamada ağır adımlarla ilerleyen ülkemize çıkarılan payla büyüyor. Sözcü "haber" veriyor: "Çin aşısı" oluyorsunuz ama bu aşıyı olanlar Schengen vizesi alamayacak. Çünka AB'nin benimsediği aşı pasaportu prosedüründe "Çin aşısı" onay almadı.

Schengen vizesi için tek şart olmayacağı şimdiden söylenen aşı pasaportunun yaz aylarından önce uygulamaya girmeyecek oluşu, örneğin Almanya'nın kendi aşılama kampanyasına dahil etmeye hazırlandığı bazı aşıların "aşı pasaportu" tarafından kabul edilmemesinin pek de gerçekçi olmayışı...

Bunlar önemli değil.

"Türkiye'ye kötü haber!"

Asıl kötü haber ortada: Gerici iktidarın karşısındaki "en etkili" muhalif yayın bu.