Rapor 12 Ağustos 2024 tarihli, Akbank’a bağlı Ak Yatırım sektör notu. Ak Yatırım 1996 yılında tamamı Akbank’a bağlı olarak kurulmuş olan bir “spekülasyon” firması, faaliyet gösterdiği alan sermaye piyasası. Yani kağıttan para kazananların, kısa sürede zengin olma hayalleri kuranların umut kapısı.
Hâl böyle olunca Ak Yatırım uzmanları da hisse senetlerinin durumlarını analiz etmek için türlü türlü raporlar hazırlıyor. Bizim konumuz ise savunma sanayii sektörü hakkında düzenledikleri rapor. Yani aslında söyleyemedikleri şekliyle silah sanayii. Raporun içindeki türlü teknik analiz ve borsa verisinin dışında Türkiye’nin geleneksel önemli sermaye gruplarından Akbank’ın uzmanları artan jeopolitik risklere dikkat çekiyor. Kurdukları mantık çok doğrudan. Risk arttıkça askerî harcama artar, öyle olunca da savunma sektörü talepleri karşılamak için üretimi artırır. Rapor “pazarın büyümesini” olumlu olarak değerlendirdikten, yeni açıklanan Defense News 100 verileriyle beraber ağzındaki baklayı çıkarıyor. Aselsan hissesi alın, OTOKAR’dan şaşmayın!
Defense News 100 listesi
ABD Silahlı Kuvvetleriyle doğrudan bağlantısı olan bu dergi tüm dünyadaki silah şirketlerini her yıl analiz ederek kârlarına göre sıralıyor. Daha önce de başka yerlerde bahsettiğimiz gibi Türkiye’den her yıl yaklaşık 5 firma bu listeye giriyor. Bu yıl listede yer alanlar Aselsan, TAİ, Roketsan, MKE (Makina ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi) ve Asfat (Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi).
Bu bir yatırım tavsiyesi değildir!
Akbank tarafından hazırlanan raporun en sonunda böyle yazıyor. Hem her türlü analizi yaptıktan sonra bize güvenip varınızı yoğunuzu borsaya yatırıp batarsanız biz sorumlu değiliz diyorlar, hem de büyük büyük laflar etmekten geri kalmıyorlar.
Önce Aselsan’ın teknik kabiliyeti, gerçekleştirdiği projeler ve son dönemdeki satışlarının artması anlatıldıktan sonra Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinden sonra başa geçen kabineye de övgüler düzülüyor. Hükümetin yurtdışı gezilerle, diplomatik girişimlerle sermayenin önünü açtığı ifade ediliyor. Hedef bölgeler arasında Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’daki pazar olanaklarından bahsediliyor.
İstanbul Borsası’nda işlem gören OTOKAR’dan hareketle Türkiye’nin zırhlı araç alanında önemli bir potansiyeli olduğunu belirten rapor, bu segmentte silah üretimine dahil olan firmaları listeliyor. Bunlar arasında geleneksel firmalar (OTOKAR, BMC, Nurol, FNSS) dışında dikkat çeken firmalar ana faaliyet olarak traktör ve dişli aktarım organı üreticisi olan firmalar (Tümosan, Katmerciler, Hema) ile Canik adıyla piyasada olan Samsun Yurt Savunma gibi silah üreticileri.
Borsada işlem gören silah firmaları sadece Aselsan ve OTOKAR değil, (Tümosan, Karel Elektronik, Katmerciler vb. mevcut). Herhalde Defense News’de listeye giren diğer firmaların da hızla borsaya açılması salık veriliyor. Ancak Ankara Çayyolu’ndaki Etimesgut Zırhlı Birlikler Eğitim ve Tugay Komutanlığı arazisinde ağaç katliamıyla yeni yerleşkesi yapılmakta olan Asfat, aslında STM gibi silah alanındaki kamuya ait fabrikaların ve tersanelerin aynı şirket bünyesine alınmış hali. Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ve Aselsan’ın aksine borsada işlem görmüyor.
Raporda, bu sayfalarda gerçek yüzünü ele aldığımız “Çelik Kubbe” projesine de göndermede bulunuluyor ve Aselsan’ın “bakiye siparişine pozitif katkı sağlayacağı” vurgulanıyor. Raporu hazırlayanlar sonrasında hızlarını alamayıp Aselsan ve OTOKAR’ın “global benzerlerinin çarpan analizine” girişiyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi Türkiye silah sanayii göz ardı edilemeyecek bir büyüklük ve kabiliyette olsa da bunları zirvedeki emperyalist şirketlerle karşılaştırmaya kalkışınca rakamlar gerçekleri söylüyor. Aselsan’ın 2023 kârı 3 milyar dolar seviyelerindeyken benzer sektördeki İngiliz BAE Systems 28 milyar dolar, Amerikan L3Harris 15 milyar dolar, İtalyan Leonardo 13 milyar dolar, Fransız THALES 10 milyar dolar kâr seviyelerinde. OTOKAR’ın sektördeki rakiplerinden Amerikalı firmalar General Dynamics 33 milyar dolar, Oshkosh 2 milyar dolar, Güney Koreli Hanwha 6 milyar dolar kâr seviyelerinde.
Ancak haklarını yemeyelim, raporu hazırlayanlar bir kez daha bizleri haklı çıkarıyor. NATO komutanları, Trumplar, Bidenlar, Koçlar, Sabancılar, para babaları ve köşeyi dönme peşinde olanlar için en önemli olanın kâr olduğunu, dünyanın silah şirketlerinin taleplere yetişemeyecek derecede emekçi halklar için bir cehenneme dönmesinin zerre umurlarında olmadığını itiraf ediyorlar, tebrikler…