'Sermaye Düzeni Her Yerde Aynı: Haydut İsrail'

Bölgeye yönelik büyük bir rant projesi yürürlükte. Üç büyük sermaye grubu bölgede binlerce konut inşa edecek. Yoksul emekçiler kent merkezinden kovulacak, Yahudi üst orta sınıfı mahalleye yerleşecek.

Haber Merkezi

Filistin topraklarında yaşananlar on yıllardır devam eden sistematik bir saldırının yeni bir halkası. İsrail devleti bilindik bir provokasyonu hayata geçiriyor.

İsrail'in son saldırılarını TKP, günlük gazete Boyun Eğme'de şöyle değerlendirdi:

Yahudi yerleşimciler polis eşliğinde saldırdı

Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Arap yoksulları, mahallelerinden, evlerinden ediliyorlar. Son olaylar uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail mahkemelerinin tahliye kararları ile harekete geçen Yahudi yerleşimcilerin Arap ailelerine yönelik saldırıları ile başladı. Yahudi yerleşimciler saldırıyı polis kuvvetleri eşliğinde gerçekleştirdi.

İsrail devletinin bu provokasyonuna Filistinliler kitlesel eylemler ile cevap verdi. Binlerce Filistinli Şeyh Cerrah mahallesi sakinlerini savunmak için sokaklara döküldü.

Arap nüfusa etnik temizlik

Şeyh Cerrah mahallesinde yaşayan Arap nüfus etnik temizliğe maruz kalıyor. Irkçı Netanyahu hükümetinin önünü açtığı piyasa güçleri, rantiyeciler, aç gözlü İsrail sermayesi yoksul Arap nüfusunu Şeyh Cerrah’dan tahliye etmek için barbarca saldırıyor.

Bölgeye yönelik büyük bir rant projesi yürürlükte. Üç büyük sermaye grubu bölgede binlerce konut inşa edecek. Yoksul emekçiler kent merkezinden kovulacak, Yahudi üst orta sınıfı mahalleye yerleşecek. Filistinlilerin yaşam alanı olan Kudüs Yahudileştirilecek.

AKP İsrail ile dost mu düşman mı?

Bu soruya “son tahlilde dost” diye cevap verebiliriz. AKP ise “her düşmanım böyle olsun” diye cevap verebilir. AKP, İsrail ile karşı karşıya gelmek konusunda hiç çekinmiyor. İsrail ile kavgasını her fırsatta büyük bir şova dönüştürüyor. Aynı şekilde İsrail ile her türlü ticari, askeri ortaklık geliştirme konusunda da çok istekli. Şu günlerde ABD ile yürütülen benzer bir “normalleşme” adımı İsrail ile de atılıyor.

AKP İsrail ile dost. AKP iktidarının ömrünü Türkiye sermayesinin ihtiyaçları doğrultusunda yürüttüğü politikalar uzattı. Bugün İsrail ile ilişkilerin temel belirleyenleri yine bu politikalar. Halkımıza bunu “ulusal çıkar” diye yutturmaya çalışıyorlar. Oysa AKP’nin İsrail ile dostça ilişkisinin tek nedeni sermaye çıkarları olabilir.

AKP’nin İsrail’e düşmanlığı ise ülke içerisinde bir manipülasyona neden oluyor. İsrail, ABD emperyalizminin bölgedeki silahlı gücü. Ortadoğu halklarına yılardır kan kusturuyor. Yoksul Arap halklarına, Arap devletlerinin egemenlik haklarına çekinmeden saldırıyor. AKP her İsrail ile karşı karşıya gelişinde bu gerçeği gizliyor. Filistin sorununda radikal İslamcı unsurlarla iş tutan AKP, “Müslüman kardeşlerimiz” hamasetiyle kendi gerici karanlık ideolojisini ülke içinde laik toplumsallığa bir saldırı aracı olarak kullanıyor.

AKP İsrail ile yürüttüğü dostça kavgadan memnun.

Peki AKP Filistin halkına dost mu? İşte bu sorunun su götürmez bir cevabı var: Emperyalizme hizmet eden, rantiyeci, halk düşmanı bir iktidar yoksul Arap halklarının dostu olamaz.

İsrail Gazze'yi vuruyor

İsrail, Filistinli yerleşimleri boşaltma girişimi ile başlattığı provokasyonunu hava saldırıları ile sürdürüyor. Binlerce Filistinlinin gerçekleştirdiği eylemler sonrası İsrail, Gazze’ye yönelik 130 askeri hedefe saldırdığını açıkladı. Saldırılarda 15 militanın öldürüldüğü iddia edildi.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise saldırıda şu ana kadar aralarında 9 çocuğun olduğu 26 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

İsrail'in arkasındaki güç: ABD emperyalizmi

Donald Trump iktidardaki son yılında İsrailli ortağı Netanyahu ile birlikte “Yüzyılın Anlaşması” adını verdiği 80 sayfalık Filistin-İsrail barış planını açıklamıştı. 1967’den beri Filistin topraklarında devam eden İsrail’in ilhak eylemlerinin teyidi ve devamından başka anlam taşımayan bu planı Trump’ın bölge ülkeleri ile İsrail’i barıştırma girişimleri takip etti. Normalleşme adı altında bölge ülkeleri İsrail’i tanımama pozisyonundan ABD’nin “rüşvetleri” ile bir bir vazgeçmeye başladılar.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail’le Abraham Antlaşmalarını imzalayarak öncülük ettiği süreçte Sudan, Fas, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar da İsrail’le “normalleşmek” için sıraya girdiler. İsrail ise Filistinlileri yurtlarından sürmek ve yasadışı yerleşimleri devam ettirmek konusunda en ufak bir tereddüt yaşamadığı gibi eli daha da rahatlamış biçimde saldırılarını sürdürdü. Filistin halkı direnişini sürdürürken kendini İsrail’in tek taraflı ırkçı faşist eylemlerine açık ya da örtük destek veren devletler tarafından kuşatılmış buluyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda İsrail’in son saldırılarını kınama konusundaki girişimlerin ABD temsilcileri tarafından utanmazca püskürtülmesi İsrail’in cesaretini en başta Amerikan emperyalizminden aldığını bir kez daha gösterdi.

Komünist ve işçi partilerinden açıklamalar

İsrail saldırısının ardından bölge komünist ve işçi partilerinden açıklamalar geldi.

Filistin Halk Partisi ve Filistin Komünist Partisi, Şeyh Cerrah mahallesine dönük etnik temizlik yapıldığını belirterek halka direniş çağrısı yaptılar. İsrail Komünist Partisi (Maki) ve Demokratik Görüş ve Eşitlik Partisi (Hadaş) ortak açıklamalarında İsrail güçlerinin Doğu Kudüs’te Filistinlileri hedef alan saldırılarını kınadı.

Açıklamada, Filistin halkının Kudüs’te verdiği mücadelenin, Tel Aviv yönetimin Filistinlilere ait toprakları istimlak etme, Yahudileştirme ve yerleşim planlarını bozacağı belirtildi.

Protesto eylemlerine katılan Hadaş’ın Knesset (İsrail meclisi) üyeleri saldırılar sırasında darp edildiler.